‘İtilmişlik’ duygusu: Bireyi; Borderline (kişilik bozukluğuna) kadar götürebilir.
* Uzun yıllar toplumun bazı kesimi; “itilmiş” duygusu içinde olmanın, maddi güç yetmediği için bırakın lüks araç almayı sıradan bir otomobil sahibi bile olamamanın, sonra birden zenginleşince veya eline geçen her fırsatta; ne oldum delisi olmanın etkisi midir bilinmez.
Bu davranış; Psikolojide ‘İtilmiş’ veya ‘kakılmış’ sendromu anlamına gelir.
***
Bu hissiyat; insanları ve toplumu israfa sürükler.
Son yıllarda ortaya çıkan, devletin belirli kademelerinde; lüks kiralık araç tercihi gibi.
Maalesef ülkemizde, son 22 ayda lüks kiralık araca, 1 MİLYAR liradan fazla ödeme yapılmış.
Özellikle AKP’lilerin lüks araç merakının zirve yaptığını biliyoruz.
Belki de, uzun yıllar “itilmiş” duygusu içinde olmanın, maddi güç yetmediği için bırakın lüks araç almayı sıradan bir otomobil sahibi bile olamamanın, sonra birden zenginleşince ne oldum delisi olmanın etkisi vardır.
Lafa gelince “yerli milli” diye beyin yıkama operasyonlarına kalkışanların, sıra kendilerine gelince yerli ve milli olmaktan asla hoşlanmamaları.
Özal’ın “köşe dönme” politikası önce devlette uygulanmaya başlanınca gündeme ilk kez araba kiralama konusu gelmişti. Papatyalar, en lüks JEEP’lere bindiler.
O zaman, mantık basitti; “Makam aracı için dünya kadar para vereceğimize kiralarız, daha ucuza gelir.” denildi.
İlk anda belki öyleydi ama sonra neredeyse herkese araba kiralanmaya başlandı.
“Nasıl olsa kiralık, satın almıyoruz ya” mantığı ile ilgili ilgisiz herkesin altına araba çekildi.
Özellikle bu devirde; Diyanet söz konusu olduğunda adeta akan sular durdu..
Neden piyasada 3-4 milyona satılan Alman malı arabaya biner, anlamak mümkün değil.
Diyanet’in başındaki kişiye sorarsanız “en büyük günahın israf olduğunu” söyler.
Devletin belirli kademelerinde; sadece bu yılın 7 ayında lüks kiralık araca yapılan toplam ödeme; 349 milyon lira olmuş.
Bir Üniversitesi rektörü, yeni atandı ve ihale dosyasında aracın E segmenti olacağı belirtildiği için ihale gereği günde 24 saat, hafta sonu ve resmi tatiller dahil kullanılmak üzere lüks segmentte dört çeker makam aracı kiralandı. Aracın 6 aylık kirası 81 bin 640 TL.
Örnekleri çok. Vatandaşa “Yerli araba al” diyorlar. Ama ithal araçların vergilerini anormal hale getiriyorlar.
Bazı ülkelerde yerli araç, devletin ilk tercihi.
İster satın alınsın ister kiralansın ama hiç olmazsa “yerli milli” tanımına bir parça uyulsun.
Böyle bir lüks ve ihtişamı asla terk etmek istemezler.
Muhalefet, bu görevi yapar mı?..
Dileriz; ihale kanunda değişikliğe gider ve kendine ait makam araçları için böyle bir kampanya başlatmalı ve iktidara geldiklerinde de bunu sürdüreceklerini açıklamalı.
Böylece gerçek ’YERLİ ve MİLLİ’ tanımı ortaya çıkar.
