YÜZ YIL önce; Tarikatı – cemaati, hacısı – hocası, sarığı ve çağdışı fikirleri olan bu topluluk; 2 Mayıs 1920’de okullardan uzaklaştırıldı.
Eğitimde modernleşme hareketi, başladı. Atatürk, mektep ve medreseleri yetersiz buldu. Eğitime çoğulcu akıl ve bilimi hakim kıldı. Araplaşma etkisi kırıldıkça, eğitimde 1.5 asırlık modernleşme hareketinde ‘eşitlik, liyakat, ortak akıl’ yerli yerine oturdu.
Maalesef son 17-18 yıldır, eğitimde ortak aklın nefesi tükendi, bir buçuk asırlık kazanım silindi. Çünkü bu tarikat ve cemaatler, devletten beslendiler. Dini tamamen siyasete alet ettiler. Kurban derisi, bağış, fitre, zekat, haç ve umre organizasyonları ile palazlandılar ve sonra da iktidar partilerinin içinde devlette yuvalanarak; kanunsuz para toplama, yurt, okul, dershane, üniversite, banka, holding kurma, TV kanalı, radyo istasyonu açma, gazete yayınlamada etkili oldular.
Ve böylece tarikatlar iktidarı ele geçirdi.
Şu an uzaktan eğitimde EBA’dan yararlanamayan, evinde TV’si olmayan 750 bin aile var. Eğitimde olağanüstü bir eşitsizlik tablosu karşımıza çıkıyor..
Şimdi; Öğrenci, öğretmen, veli, sendikacı, akademisyen eğitime dair söyleyecek sözü olan hiç ama hiç kimsenin sesi duyulmuyor, mağduriyeti görünmüyor.
Sözleşmeli, ücretli, rehabilitasyoncu, kadrolu derken, önce Öğretmenler Odası bölündü.
Öğretmen karı-kocaların biri memleketin bir ucunda, diğeri diğer ucunda kimse durumlarını görmüyor. “Yapmayın, etmeyin. Virüs yayılacak” dense de, yüz yüze seminer risklerine karşı uyaran 1 milyon öğretmenin çığlığı da duyulmadı.
Asıl tehlike nedir?
21 Eylül’de açılacak ana sınıfı ve birinci sınıf öğrencileri, “Uyum programı, okul öncesi eğitim kurumlarında 30’ar dakikalık 5 etkinlik saati olacak şekilde 1 gün, ilkokul 1. sınıflarda ise 30’ar dakikalık 5 ders saati ve aralarda 10’ar dakikalık teneffüsler olacak şekilde 1 gün üzerinden planla”okula başlayacaklar.
Okullarda tam olarak bu bulaşa önleyici tedbirler alınmış görünse de, yeterli olmadığını ve okul idarecileri ihtiyaç malzemesini velilerin ellerine önceden verdikleri izlenmekte..
Devlet Okullarının çoğunda, halen tek bir temizlikçi bile tutacak para yok. Bilim Kurulu’nun en az 20 saniye yıkama tavsiyesini yerine getirmek isteyen bir öğrenci sabun sorsa, susmak gerekir.
MEB’in de Hazine’den okulları açmak için ‘acil’ koduyla istediği 8 milyar TL gönderilmemiş görünüyor.
Bu işi, belediyelere devredin veya millete açık açık söyleyin ki bu çocuklarımıza yardımcı olalım.
Özlenen Eğitimde; ‘‘eşitlik, liyakat, ortak akıl’ YENİDEN FİLİZLEŞSİN!..
Eğitimsiz bir toplum, sizce NE OLUR?