İk kez aynı yere (Atapark) kaçak yapı yapan, ikisi de Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılan Enbursa’nın imtiyaz sahibi Emin Adanur’un “yayın binası” olarak kullandığı yere Eylül başında yıkım kararı tebliğ edildi, gerekçesi de binayı amacı dışında kullanmaktı.
Yazık ki; adı Bursa’da başkana yönelik belden aşağı operasyon işlerine de karışmış olarak bu arkadaşın 6 Eylül’deki yayınını dinledim. Şu an kararla ilgili yürütme durdurulmuş olsa da, bu yayında bu karar Enbursa lehine sonuç olarak lanse edilse de gerçekler hiç de öyle değil…
Başta yazdık; aynı yere iki kez kaçak yapı yapmak yasaları, kanunları, kuralları zaten hiçe saymak, tanımamaktır. Bu zihniyetin satış ofisi olarak kiraladığı yeri gazete ofisi olarak kullanması da yadırganmamalıdır aslında.
Geçmişte Emin Adanur’a başka bir yerin, yine bir inşaat firması tarafından 2 yıllığına satış ofisi olarak kiralandığını, sonra binanın restorana çevrilmesi için meclise önerge verildiğini söylemiştim, cevabı enteresandı ‘Bizim burası da amacı dışında kullanılıyor, böyle birçok yer var zaten, bu normal” demişti. Yeşil alanı gasp edip üzerine para kazanacağın bir işletme açmanın neresi normal ben anlamıyorum. Mudanya’da da yıllardır bunun mücadelesini verdik gazeteci arkadaşım Alpaslan Yıldız’la ve fakat Ak Parti ve MHP ses çıkarmadığı ve dahi zaman zaman oyları müspet olması münasebetiyle birçok alan ranta devşirildi.
Bu durumun kazanç sağlayacaklar açısından normal görülmesini anlıyorum da siyasileri gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Sırf siyasi rant uğruna illegal bir yapıyı normalmiş gibi algılatmak, bu gaspın yanında durmak da nedir?
Önce Nilüfer Belediyesi ile yapılan, Enbursa tarafından haklılık belgesi olarak yayınlanan şu sözleşmeye büyüteçle bir bakalım.
Madde 2 der ki; Teşhir, tanıtım, sergileme ve satış yapabilmek için söz konusu alan üzerinde düzenleme yapılabilir, bunun dışında amacı dışında kullanılamaz ve ticari faaliyette bulunamaz. Bu sözleşme, İmar Mevzuatı çerçevesinde bir inşaat ve yapılaşma izni içermez.
Yani neymiş, orada limon satamazsın, masaj salonu olarak kullanamazsın, muhasebecilik yapamazsın, kafe – restoran yapamazsın, gazetecilik adı altında yayın yapamazsın, sadece daire satarsın..!
Anlamayan?
Anlamayan yok elbette ve fakat anlamazdan gelip siyasi rant elde etmek isteyenlerin söylediklerine bir bakalım:
Turgay Erdem (Nilüfer Belediye Başkanı) söz konusu alanda Büyükşehir Belediyesinin hiçbir hak ve yetkisi olmadığını söylemiş…
Osman Ayradilli (Bursa Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Sözcüsü ve Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı) sözleşme halen devam ediyor demiş. 2. Madde ne diyor sayın Ayradilli?
Mustafa Bozbey (Nilüfer Belediyesi eski Başkanı) kararı “Büyükşehir’in keyfi tutumu” olarak nitelemiş.
Fırat Yılmaz (CHP Nilüfer İlçe Başkanı) “anlamsız, saçma, boş olarak değerlendiriyoruz.” demiş.
Prof. İsmail Tatlıoğlu İYİ Parti Milletvekili “İşini yapamayan zulüm yapıyor. Çok açık bir sözleşme var. Son derece yanlışı geçen ayıp gibi duruyor. Ayıplı bir işlem bu. Yakışmıyor bu, kime yapılırsa yapılsın yakışmıyor.” diye buyurmuş. Çok açık sözleşmeyi gerçekten okudu mu Tatlıoğlu merakta kaldım ben şimdi 🙂
Mustafa Öztürk (Gelecek Partisi) ‘Keyfi, hukuksuzca bir işlem yapılmak istenmiş” diye duygularını arz etmiş.
Özgür Erdursun (CHP Yıldırım Belediye Başkan Adayı) ‘Çalmamış çırpmamış, doğru düzgün haber yapmışlar..” demiş.
Alpaslan Yıldız (Gelecek Partisi İl Başkanı) “İfade özgürlüğü çerçevesinde yayın yapan kuruluşların bu şekilde faaliyetlerini sonlandırmaya ya da sınırlandırılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz. Yanlış bir uygulama.” diyerek konuya dalmış. Siz Ak Parti Nilüfer İlçe Başkanı iken yeşil alanlar gasp ediliyor diye ortalıkta gezinmiyor muydunuz sayın Yıldız, ben mi yanlış hatırlıyorum 🙂
Yahu ey siyasiler, ey hukuk savunucuları, ey doğruluk timsalleri..! Bu sözleşmeyi hiç biriniz görmediniz mi? Gördünüz de işinize gelmedi mi?
Peki, Sayın Turgay Erdem, diyelim ki böyle, Büyükşehir Belediyesinin hiçbir hak ve yetkisi yok, diyelim ki bir sürü insan size bu konuda şikayette bulunmadı, peki siz neden oranın amacı dışında kullanımına izin verdiniz?
Sizler; yasal olmayan bir uygulamaya yapılan müdahaleden, yeşil alan gasbından, çocuklarımızın nefes alacağı yerlerin ticari ranta kurban edilmesinden ibaret olan konuyu, evirip çevirip nasıl özgür basın susturulamaz saçmalığına getirdiniz?
Yeşil alan gaspı suç değilse, satış ofisi olarak kiralanan yeri amacı dışında kullanmak suç değilse o halde ben de bir yere talip olayım o zaman olur mu?
Mesela Mustafa Dündar Başkanın inşaat halindeki meydan projesine bir konteyner konduruvereyim, gazetekondu olsun… Olur mu?
İşine gelene yasal olmadığı halde uygundur diyen insan topluluğundan gerçekten çok sıkıldım.
Açıkçası kendileri Alinur Aktaş başkanı onlardan hoşlanmamakla suçluyorlar ama Cimer’e yüzlerce şikayet var o gazetekondu ile ilgili…
Ve dahi Alinur Başkan onlara ne kadar kızsa haklıdır, zira Uludağ Medya’dan operasyonun tillahını başkana çeken bu medya grubu idi. Belden aşağı, gazetecilik etiğine, ilkesine uymayan, onları da geçtim insani vicdana sığmayan saçma sapan uydurma haberler yapanların vicdandan bahsetmesi kötü bir ironi…
Konu ile ilgili yazdığım yazının linki burada ve hiçbir yalanlama gelmedi buna dair, biliniz..!
https://www.bursasoylem.com/2020/05/12/aktas-ve-salmana-kim-ates-ediyor/
Artık Bursa yemez bunları… Ben yaptım oldu, ben yazdım oldu, ben yazmadım oldu, seni ben başkan yaptım, ben seni indiririm söylemleri ile siyasilere karşı korku imparatorluğu her zaman tutmaz, gördünüz Necmi İnce’nin ilk kimler tarafından satıldığını..!
Bir inşaat firmasına ait bir yayın, bir başkanla bu kadar uğraşıyorsa vardır altında yatan bir hinlik… Bunu da bir düşünün derim sevgili okurlarım…
Haydi kalın sağlıcakla…