Orta büyüklükte depremle sarsılan Güzel İzmir’i, milletçe yaraları sarmaya çalıştığımız şu günlerde, kışkırtmacı (provokatif) davranışlar hız kesmedi.
Acımız büyük, bunun gerçek sebeplerini bulmak, bu acıları tekrar yaşamamak için hep birlikte olmalıyız…Tekrar Geçmiş olsun.
AFAD, Kızılay, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve birçok kurum ve kuruluş yardımlaşma, acıyı hafifletme, binlerce insan arama kurtarma ile uğraşırken, birileri daha ilk dakikalarda kötülük için kolları sıvadı. İzmir halkına hakaret ederek, akıllarındaki sapık düşünceleri deprem gibi bir doğal afet ile birleştirdiler.
Evet!
Bundan DERS çıkarmak gerek.
Önlem almak gerek.
Sorunları ve sorumlu olanları afişe etmek gerekir.
1999 Depreminde yaşananlar bize bir şeyler öğretti.
Yetti mi?
HAYIR.
Millet olarak, bize düşen görevler de var elbette.
Depremde yıkılan binalar, oturulması sakıncalı diye belediyeler araştırma yapıyor. Ankara’ya bildiriyor. Önlem alınmadığı söyleniyor.
Üç beş müteahhit; zengin olsun diye, kentsel dönüşüm zorlaştırılıyor.
BU gibi sorunlar araştırmalı, sormalı ve belgelerle ortaya koymak varken ‘kışkırtıcı’ davranışlara baş vurmak doğru mu?
Telefon ya da klavyede yan yana her harfi doğru bir şekilde getirmeden, düşüncesizce “Paylaş”, “Mesajı gönder” ya da “Retweet’le” tuşuna basmasını biliyor…
Açık yürekli, kendine güvenen biri olmadığı için; “Sanal dünyada” yalnız olmadığını düşünüp, en ürkek, en korkak haliyle paylaşıma başlıyor…
Her bir paylaşım, her bir beğeni, her bir retweet, kurbanın bir parçasını kopardığını bilmez.
Yazan, nefret ve kötülüğe sebep olur. Paylaşan da buna ortak olur…
Dikkatli ve düşünceli olup, onların kurbanı olmamalıyız.
Bunu bilerek yapanlar, şunu çok iyi biliyorlar: Her yalanın bir müşterisi vardır yeter ki işine yarasın. Bu gibi kışkırtmaların paylaşanı olmayın!..
***
Çin, devine bakın.
Dillere destan olan “Huawei” adlı şirketini yarattı. Çinli teknoloji şirketleri de Huawei’nin izinden gittiler ve “ABD’nin dünya ekonomisi üzerindeki hakimiyeti” sallanıp, sarsılma sürecine girdi. Seçimlerle boğuşuyor.
Ama Çin:
Daha çok sayıda cihaz.
Daha çok sayıda bağlantı.
Daha yüksek indirme hızı.
Çin 5G teknolojisini çok başarılı kullanarak ABD’nin elinde tuttuğu avantajı almış görünüyor. Ve bu “Amerika’yı çileden çıkaran” korkular yarattı. Amerikalılar, “Çin yakında evlerimizde 5 G’ye bağlı buzdolaplarımızı bile bize karşı kullanacak” demeye başladılar.
Öyleyse;
Bir Çin’e bak!
Bir de bize!
65 bin okulumuzda “akıllı tahta” var. 3.5 Milyar lira harcanan “Fatih” projesi var.
7 MEB bakanı değişti. Fakat “akıllı tahta” ile “teknolojik ağ yapısı” ve ağ yapısı ile “geniş bant internet erişimi” bağlantısı birbiriyle henüz tam olarak uyumlu kılınamadı.
Emekli bakanların her birine bile makam aracı verildi. Ama ‘Ağ’ genişletilemedi. 4.5G Türkiye’ye has bir tabir ama 4G’nin geldiği en son noktayı temsil ediyor. ‘4G’deyiz.
