Konya kadar bir alanı kaplıyorsun.
17 Milyon nüfusun var.
Yıllık ihracatın,94.5 milyar Euro tarım ihracatıyla ABD’nin ardından dünya ikincisisin.
Küçücük bir ülkesin ama 17 milyar dolar Tarımsal GSMH’ın var.
Gıda hammaddelerinin önemli bir kısmını da işleyip ihraç ediyorsun!
Dur, durduğun yerde!..
Ne yapmak istiyorsun?
Bize kötü örnek oluyorsun.
Ülkemizi, tarımda buğdayın, tahılın anavatanı Anadolu’da teknoloji geriliğine rağmen üretilen, siloları, ambarları dolduran, ihraç edilen el emeği, göz nuru ürünlerimiz vardı..
Konya ovası 80 milyonu beslerken, sana ne oluyor?
***
Ülkemizde ise; tarım alanı yaklaşık 800 bin kilometrekare büyüklüğündeki, tüm Avrupa ülkelerinin toplamından daha fazla ekilecek alana sahip cennet vatanımızın bu yıl yaptığı tarımsal ihracat rakamını bakanın sözleriyle vereyim: –18.7 milyar!..
Koskoca Türkiye burası!..
“Yerli malı, yurdun malı, herkes ondan kullanmalı” haftalarında hep bir ağızdan söylediğimiz o güzelim şarkılar, türküler, marşlar boşuna mı gitti?..
Rusya’nın teknolojisiyle yaptırdığımız Seydişehir Alüminyum, Karadeniz Ereğlisi, İskenderun Demir Çelik Tesislerinin karşılığını topraklarımızda ürettiğimiz meyve, sebze, fındık ürünleriyle ödedik yıllarca..
Bize aktarılan:
Dedelerimizin, büyüklerimizin, elleri öpülesi öğretmenlerimizin, koca koca profesörlerin, ziraat mühendislerinin söyledikleri yalan, o konuda yazılan onca rapor, kitap, yapılan radyo, TV programların içi boş muydu?
20 Yıldır, ülkenin tarım alanlarının yüzde 8.3’ünü kaybettiğimizi, bunun 3 milyon 400 bin hektara tekabül ettiğini, bunun da Belçika’nın toplam büyüklüğüne denk geldiğini, aynı süreçte çiftçi sayısının da neredeyse yarı yarıya azaldığını, bunun da neredeyse 4 milyona yakın kişi demek olduğunu da buraya not edeyim.
Bir de 1 kilo ihracata karşılık 6 kilo ithalat yapıldığını da Meclis kürsüsünden bir İYİ Parti milletvekili söylemişti hatırımda kaldığı kadarıyla!..
Şu anda aksine acıklı bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu zaten biliyoruz!
Buğdayından milli yemeğimiz kuru fasulyeye kadar hatta hayvan yemi olarak samana kadar ithal etmediğimiz ürün ve ülke kalmadı neredeyse!..
Hiç kimseyi ve geçmişi küçümsemek, karalamak, yalanlamak belki bir yere kadar işe yarayabilir, ama ve de ancak gerçek rakamlar ortaya dökülene kadar!..
Bazı eksperlere göre: Çiftçi iktidar tarafından desteklenmiyor. Hatta çiftçiye verilen destekler elektrik borcu ve sulama borcu yüzünden bankalar tarafından şirketlere verilmek üzere sulama birliklerine verilmek üzere bloke ediliyor. Bu blokeler derhal kaldırılmalı. Çiftçinin borçları ertelenmeli. Böyle bir zamanda desteğini alamayan çiftçi tohum alıp ekim yapabilir mi Zaten ürettiğinden kazanamıyor. Zor günlerden geçiyoruz. Çiftçiyi desteklemezsek milletin gıdasını nasıl karşılayacaksınız Dünyada artık dengeler değişiyor. Ülkeler ellerindeki ürünleri uzun bir süre satmayacak. Yani isteseniz de gıda ürünleri ithal edemeyeceksiniz. O yüzden artık üretime destek vererek çiftçiyi ayağa kaldırarak bu zor günleri atlatmalıyız. Çiftçi için de içi dolu bir paket açıklanmalı.
Şimdi de; hiprit tarım veya kentsel tarıma geçmiş gibiyiz.
“Sözümüz meclisten dışarı” diye bir söylenti var.
Ama gerçekleri bilmek de vatandaşın hakkı değil mi?
