Ülkemizde hiç kimsenin umurunda olmayan yüzde seksen GENÇLİK; diziler, Sosyal Medya, İnternet, evinden çıkmadan oyun bağımlısı olan, oyundan etkilenip aynı şeyleri dışa vurum yapan, vurup kırmanın meşru olduğunu sanan, hayatı toz pembe gören, cep telefonu yenileme çılgınlığına düşmüş, araştırmayan, eleştirmeyen, sorgulamayan çoğulcu yatan ‘GENÇLİK’ UYANDI..
Yaklaşık 20 yıldır iktidarın, kendine ‘MAĞDUR’ sıfatı çıkarmasını, artık GENÇLİK gördü.
Hemen her gün, iktidarda olan partiler çoğunluğu şu ve bu nedenlerle suçladı:
– Darbecilik suçlaması; gerçek darbeyi kendi güçlendirdikleri ve iktidarı paylaştıkları aşırı muhafazakar ortakları 15 Temmuz 2016’da darbe yaptı.
– Vesayetçilik suçlaması; maalesef kendileri yargıyı vesayet altına aldı.
– Din düşmanlığı suçlaması; kendileri pek çok bakımdan gerçek dindarları öfkelendirecek uygulamalar yaptı.
– Başörtüsü düşmanlığı suçlaması; Türban sadece üniversitelere değil, yargıç kürsüsüne, orduya, polise girdi ve anaokulu düzeyine kadar indi. Üstelik iktidar, CHP’li türbanlılara “Konu Mankeni” diyerek, sorunu tesettür açısından değil, kendinden yana olmak veya olmamak biçiminde algıladığını açığa vurdu.
– Yasakçılık suçlaması; hem medya hem de toplum üzerinde, Cumhuriyet tarihinin en yasakçı uygulamalarını gerçekleştirdi.
– Yoksullaştırma suçlaması; hazine’yi tamtakır yaptı, kendi yandaşı bir avuç holdingi zenginleştirdi, işsizliği artırdı, halkı yoksullaştırdı.
– Teröristlik suçlaması; kendisi PKK ile müzakereye oturdu. Sonra, meşru partileri ve her muhalif eylemi teröristlikle suçladı.
– Hainlik suçlaması; yanlış politikalarını eleştirenleri ihanetle suçladı. Oysa asıl kendisinin uyguladığı bazı iç ve dış politikalar çok yanlıştı.
Artık bu söylemler; iktidar partilerinin toplumsal desteği aşağıya doğru düşürdü..
İşsizlik ve yoksulluk sorununu bu hükümet kesinlikle çözemeyeceği çoğunluk tarafından kabul gördü..
Uzun zamandır gençlere yatırım yaparak yeni iş sahası açan olmadı..
Ülkemize yatırım yapan kalmadı..
Yatırım gelmediğinde de yeni iş sahaları oluşmadı ve gençlerimiz iş bulamaz duruma düştü..
Özellikle gençler, çok yıprandı;
Bu sloganların tam tersine eylem ve söylemler yaptığı için kamuoyunun iktidara güveni sarsıldı; söylediklerine inanan kalmadı.
-İktidarın gerilim stratejisinden, kavgadan, her an herkesi azarlayan, topluma tepeden bakan kibirli sesten bıktı.
– Kamuoyu, gerçeklere aykırı sloganların sürekli tekrarlanmasından dolayı, bunları kanıksadı, suçlamalara önem vermemeye başladı.
– İktidarın en tepesindeki lider kadrosundan iki kişi istifa edip iki ayrı muhalif parti kurdu ve her suçlamaya, öteki muhalefet partileriyle birlikte, karşı suçlamayla yanıt verdi.
İktidar taban yitirme paniği içine girdi arayışlarını sıklaştırdı. O da yeterli kabul görmedi..
Millet ise:
Kavgadan, dövüşten, gerilimden, tepeden bakan kibirli bir sesle azarlanmaktan, her gün tekrarlanan sloganlardan, muhaliflerini suçladığı her konuda asıl kendilerinin aşırı uygulamalar yapmasından, iktidara olan güvenini özellikle ‘GENÇLER’ tamamen yitirdi.
Uyutulan, uyuyan GENÇLİK uyandı!..