MÜSİAD Bursa Başkanı Nihat Alpay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Ekonomik Reform Paketi’ne ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.
Başkan Alpay’ın açıklaması şu şekilde:
“Gelişmekte olan ülkelerin tarihlerinin en kötü büyüme performanslarından birini sergilediği 2020 yılında, Türkiye ekonomisi yüzde 1,8 oranında büyümüştü. Aynı zamanda yılın son çeyreğinde kaydedilen 5,9 puanlık büyüme de 2021 yılı için ciddi bir motivasyon kaynağı olmuştu.
Söz konusu gelişmelerde geçtiğimiz yılın Mart ayında açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinin piyasalara sunmuş olduğu destek ve teşviklerin etkisi belirgin bir şekilde hissediliyordu. Nitekim 2020 genelinde ekonomi yönetiminin salgından etkilenen kesimlere yönelik sağladığı destekler milli gelirimizin yüzde 10’una ulaşmış, yalnızca nakit olarak sağlanan destek toplamı 45 milyar TL’yi aşmıştı.
Böylece Ekonomik İstikrar Kalkanı, Covid-19’un oluşturduğu şok ile ciddi bir sarsıntı geçiren Türkiye ekonomisine can suyu olmuştu. Bu bağlamda Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün açıklanan Reform Paketi de, iş dünyası adına, 2021 yılında ekonomik aktivitenin yönünün pozitifte tutulacağına dair oldukça memnun edici bir gelişme olmuştur.
Biz de MÜSİAD olarak, geçtiğimiz Aralık ayında Hazine ve Maliye Bakanımız Sn. Lütfi Elvan ve Adalet Bakanımız Sn. Abdulhamit Gül ile bir araya gelerek; kendilerine çalışma hayatı, vergi ve ödemeler, teşvik ve destekler, finansman ve hukuk ortamı başta olmak üzere, birçok konuyu ele alan 100 maddelik bir öneri seti sunmuştuk.
İş dünyasının birçok talebine oldukça olumlu bir yaklaşım arz ettiğini gördüğümüz bu Reform Paketi ile birlikte, geçtiğimiz yılın üçüncü çeyreğinden itibaren piyasalarda gözlenen V tipi toparlanmanın çok daha fazla sektöre yayılacağına inanıyoruz.
Bilhassa dar gelirli esnafımıza sağlanan Gelir Vergisi muafiyeti ve beyan yükümlülüğünün kaldırılması, ekonomimizin lokomotifi konumunda bulunan KOBİ’lerimizin iş hacminde ciddi bir artış sağlayacaktır. Açıklanan desteklerle birlikte kamu maliyesi, enflasyonla mücadele, finansal sektör ve cari açıkla mücadele noktasında ekonominin direnci artacaktır.
Harcama disiplininin sağlanması, kamuda israfın azaltılması, bütçenin yeniden imar edilmesi ve nakit yönetiminde verimliliğin artırılması; kamu harcamaları ve yatırımlarının ekonomik büyümeye verdiği katkıyı artıracaktır.
Çıkarılması planlanan Sektörel Kamu Alımları Kanunu, Kamu-Özel Sektör İşbirliği Kanunu, Hâl Yasası, Katılım Finans Kanunu ve kurulması planlanan Sağlık Endüstrisi Başkanlığı, Yazılım ve Donanım Endüstrisi Başkanlığı, Merkezi İzleme Komitesi, Fiyat İstikrarı Komitesi ve Risk Merkezi gibi düzenleyici ve denetleyici yapılar sayesinde; yatırımlardan finansa, teknoloji ve üretimden fiyat istikrarına kadar birçok alanın bayındırlaştırılması sağlanacaktır.
Ayrıca ihdas edilmesi planlanan Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Koordinasyon Kurulunun ve Hazine ve Maliye Bakanlığı Finansal İstikrar Komitesinin de; kamunun gözetim ve denetiminin artırılmasının yanı sıra, kamu dışı kurumlarla olan koordinasyon ve istişare mekanizmasını da daha verimli hâle getireceğine inanıyoruz.
Türkiye ekonomisine taze kaynak girişi sağlayacağına inandığımız bu Reform Paketi ile birlikte, iç talepten yatırım harcamalarına kadar birçok parametrede hızlı bir gelişim gözlenecektir. Böylece son dönemde parasal sıkılaştırma adımlarıyla birlikte nispeten baskı altında kalan ekonomik aktivitedeki toparlanma hızı da yılın ikinci çeyreği itibariyle ivme kazanacak; Türkiye ekonomisi pozitif büyüme patikasında yoluna devam edecektir.”