2002 yılıydı, iktidara oy verenler çok mutlu olmuştu.
Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde milletvekili lojmanı olarak inşa edilen 450 dubleks villa, ayrıca apartman şeklinde 160 daire vardı, hepsi satıldı, “israfa son verildi” denildi.
“Helal olsun, bak görüyor musun dini bütün çocuklar nasıl da milleti düşünüyor” diye halkımız alkışladı..
***
Yeni Akit Gazetesinde Abdurrahman Dilipak yazıyor.
“Başörtüsü başörtüsü olmaktan çıktı, aksesuara dönüştü, haram para cüzdanda durduğu gibi durmuyor” Ve “Fuhuş, uyuşturucu, marka ve lüks tutkusu derken, bizim ‘modern muhafazakarların’ geldiği nokta, dudaklarınızı uçuklatacak hale geldi. Herkes yakınındaki camideki selalara kulak versin. Zaten oradan anlarsınız. Hem de bu kadar baskı ve tacizle toplumun adeta CoVID bahanesi ile terörize edilmesine rağmen sonuç ortada. “dedi.
Şimdi?..
Lojmanları satanlar, yazlık-kışlık saraylarda oturuyor ve ejder meyveli smoothie içiyorlar.
Eskiden hac ve umreden dönenlerin evinde tebrik ziyaretleri olurdu, tebriğe gelenlere tesbih ve seccade hediye edilirdi, ama bu işin bir adabı olurdu.
Hac ve umre ziyaretlerini turizme dönüştürenleri de, tebrik ediyorum.
Tesettürlü ama, lüks, israf, ne istersen var. Sakal bırak, başörtüsü tak, sonra onlar ne yapıyorsa aynısını yapanları da tebrik ediyorum.
Yetmedi:..
Kırk günlük bebeğe tek taş yüzük takan tesettür sosyetesine,
Osmanlı Lale Devri saraylarında ki gibi, şatafatlı sofralarla mevlit yapanlara,
Mahremiyet duygusunun yerini, abartılı görgüsüzlük aldı, para döküp saçarak var olmaya çalışanları da, Tebrik ediyorum!..
Maneviyattan maddiyata öylesine hızlı geçtiler, dünyevi zevklere kendilerini öylesine kaptırdılar ki, kulaklarından altınlar, pırlantalar fışkırdığını herkese seyrettirmek isteyenlere,
“İslami eğlence” adı altında “helal organizasyon” yapan şirketlere,
Beş yıldızlı otellerde tahtırevanla düğün yapanlara,
İlahi ekiplerle helal müzik yapan, “düğün gecenizi helal çerçevesinde şenlendiriyoruz” diye reklam verenlere,
Osmanlı köşklerindeki varaklı dekorlarda, Swarovski kristalleriyle süslü padişah koltuklarında, altın kaplamalı pastalarla bitiyor, cümle alem görsün diye, videolarını internette yayınlayanlara, ne demeli?..
En son, Akp genel merkezinde çalışan, lise mezunu ve henüz 27 yaşında olmasına rağmen, lüks otomobil koleksiyonu olan, kumar fişleriyle, revü kızlarıyla, elinde kadehle jakuzide poz veren, Çankaya’da lüks sitede oturan, rabia tweetleri atan arkadaşı kokain çekerken gördük gazetelerde..
Ama…
Bu iktidardan medet uman halkımız; bir defa daha layığını bulduğu için, tebrik ediyorum.
Eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal kovulduğundan beri piyasalarda sular durulmadı.
Madem faizleri indirmeyip aynen devam edecektiniz, niye Naci Ağbal’ı dış güçlerin uşağı ilan ettiniz?
Neden Türkiye ekonomisinin tabutuna son çiviyi çaktınız?
YSK’nın dünkü açıklamalarında; 19 siyasi parti seçime girecekmiş, top artık muhalefette. Artık muhalefetin sorumluluğu “BİR” numaraya çıkmış bulunuyor. Gidişi değiştiremezlerse, “en az” iktidar kadar suçlu olacaklardır, topu taca atarak aptalı oynayamazlar.
3Y (Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar) ile iktidara gelen 19 yıllık bu iktidarı, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri gibi, haklarını ararken tartaklanan ‘Kadınlar ve Gençler’, bu iktidarı götürecek..
Üzülerek; sağlık, huzur, mutluluk ve günlük satın alma payımızı giderek düşürenleri ve buna seyirci kalan muhalefeti de;
Tebrik ediyorum!..
