İçimde mis kokulu
kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
Ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş,
çoğum gitmiş de azım kalmış, umurumda değil.
Nazım Hikmet
Edebiyatta, şiirlerde, romanlarda kullanılan, aşkı sembolize eden gül, çiçek familyasının belki de en beğenilen bitkisidir. Envaiçeşit renklisi, kokulusu vardır. Kuzey yarımkürenin ılıman ve subtropikal bölgelerinde yetişir. Bazı türleri sürekli yeşil kalsa da genellikle kışın yaprağını döker. Bazı türleri sarmaşık gibi sarar yetiştiği yeri… Afrodit’in çiçeği olmakla ün salmıştır.
Biraz da farklı renkleriyle içimize yaşam dolduran gülün renklerinin ne anlama geldiğine bakalım:
Beyaz Gülün Anlamı
Duruluk ve masumiyetin simgesidir. Saygı, sır, değer kavramlarını üzerinde taşır. Evlilik gibi, sağlık gibi çok önemsenen törenlerin sembol çiçeğidir. Türkülerimize “Beyaz gül, kırmızı gül, güller arasından gelir” şeklinde konu olarak kadının güle benzetilmesi sonucunu doğurur. Ve fakat zannımca tüm kadınlar bu kategoriye girmez.
Sarı Gülün Anlamı
Dosta veriyorsanız, dostluğunuzun gücünü ve bağlılığınızı, sevgiliye veriyorsanız kıskançlık ve ayrılık duygularını ifade eder. Ortadoğu’da 18. yüzyılda keşfedilen sarı gülün Alman geleneklerinde ihaneti ve biten aşkı simgelediğini de belirtelim.
Mavi Gülün Anlamı
Doğal olarak halen bulunamayan bir bitkidir mavi gül… Yani aslında yoktur. Bazı kaynaklar maneviyatı, elde edilemez hayalleri işaret ettiğini söylese de yapay olan her şeyi samimiyetten uzak bulan bendenizin sevmediği bir güldür. Kokusu bile yoktur.
Kırmızı Gülün Anlamı
Aşkın ve tutkunun en güzel ifade ediliş biçimidir. Seni seviyorum demektir. Kimseyi tebrik etmek için kırmızı gül göndermeyin, yanlış anlaşılır.
Pembe Gülün Anlamı
Pembe gül… Pembenin 50 tonunu bulabilirsiniz güller içinde… Nezaket, şirinlik, samimiyet, masumiyet, zarafeti simgeler. Enfes kokular yayar etrafa…
Derken…
Güllerin dikenli bir bitki olduğunu hatırladık, elimize batınca tatlı uykumuzdan uyandık…
Ve CHP’nin bel altı muhabbetleriyle karşılaştık…
Gemlik İlçe Başkanı da nasılsa ortaya çıkmaz deyip, internet üzerinden karşı cinsle abuk sabuk iletişimler kurduğu için istifa etmek zorunda kaldı. N’oluyor yahu size böyle… Sapıttınız iyice..!
Ben çiçek böcek yazmak istiyorum, sizin zaptı imkânsız cinsel dürtüleriniz yüzünden güllerle bezenmiş yazım yarım kalıyor, sizin elinize batan dikenler, gerçek CHP’lilerin yüreğini kanatıyor.
Dön öbür tarafa Hayri Türkyılmaz’ın kime kiraladığı belli olmayan, belki de kendisinin astığı ve dahi parasını kimin verdiği belirsiz billboardları bir gece ansızın devlet eliyle söktürülüyor, çünkü provokasyonun dik alası…
Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan’ın gayrimeşru çocuğunun ağlaması, bile bile evli bir erkekle beraber olan ablamızın zırlaması, başkanın bu kaostan sıyrılması için çabası daha bitmedi, bir durun yahu..!
Gerçi atraksiyonsuz günü “boş geçmiş gün” sayan bu tuhaf CHP’liler bu gidişle Uğur başkanın vukuatını çok çabuk unutturacak.
Pek saygın, tape ile Gelen Başkan olan Kılıçdaroğlu’nun size dur dememesini anlayışla karşılıyorum, zira tencere dibin kara, seninki benden kara…
Ve İsmet Karaca… İl Başkanı olduğuna bin pişman ettiğiniz İsmet Karaca ne yapsın sizi..! Başkanları n’apmalı, kaynar kazana atmalı İsmet Karaca, en temiz yolu bu…!
Yazarın dip notu:
“Gülü bir gün, seni her gün, gülü soluncaya, seni ölünceye kadar seveceğim” dediğimiz ve bu cümlenin hayat bulduğu zamanları özledim…