Yol, yön, yöntem, tarz, taraf, usul vb. anlamları olan kelimeyi çok duyduk.
Duymaya devam ediyoruz.
Hatta siyaset Yol’u kitapları okuduk. Canlı programları, filmleri, dizileri izledik..
Şu günlerde; Yol’suzlukla ilgili daha çok video, sosyal medya paylaşımlarını izler olduk.
Büyümede, bir sıçramayla Çin’den sonra İKİNCİ ülke olduğumuzu izledik.
Oysa, TUIK verilerine göre; yoksulluk oranı da 2018’de yüzde 8.5’ten 2019’da yüzde 10.2’ye 2020’de de yüzde 12.2’ye çıkmış.
Avrupa ülkelerine göre, pandemi döneminde verilen destekler çok çok yeterli iken, ülkemizde bu hafta açıklanan destekler ise hem çok geç, hem de çok düşükmüş.
Desteklerin büyük bir kısmı da İşsizlik Sigorta Fonu’ndan sağlanacakmış.
Geçenlerde açıklanan bir araştırmaya göre katılımcıların yüzde 26’sı “temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor.” Bu bulgu TÜİK’in yoksulluk sınırı altında yaşayan nüfus tahminiyle de hemen hemen örtüşüyor.
Yapılan bazı yollar, köprüler, hava alanları ve hastanelerin ödemeleri, 23 yıl daha sürecekmiş..
Eski belediyelerin yaptığı ve kullandığı yüzlerce araba, yemek, gezi vb.yapılan yol’suzlukları burada yazmaya bile gerek yok.
Fena halde batırılan kamu, (bir ülke halkının tümü demek) olarak cüzdanımızı boşaltıyor…
Bizim kamu, milyonlarca euro olsa bile, “Kamu zararı değildir. Olsa olsa kedidir kedi” derken, başka dünyaların kamusu 300 euroya isyan bayrağı çekiyor!
Mesela Finlandiya kamusu ayakta bugünlerde…
Herkes konuşuyor, hükümet sallantıda, gazeteler manşet üstüne manşet. Onların Sedat Peker’i olmadığı için tv’lerde yatıp kalkıp aynı konuyu tartışıyorlar.
Neymiş efendim, Başbakan Sanna Marin başbakanlık konutundaki aylık 300 euro tutarındaki kahvaltı parasını yasaya aykırı şekilde devletin cebinden ödetip kamuyu her ay 300 euro zarara uğratıyormuş!
“Başbakan istifa” sesleri yükseliyor.. Sosyal medyadan yazanlar, “bu kamu bu lüks harcamalarla batar, sizde hiç Allah korkusu yok mu, yetimin hakkını kahvaltı olarak nasıl yersiniz?
Emekliye para vermiyorsunuz, kendiniz kaymaklı kahvaltıyı götürüyorsunuz” falan diyorlar.
***
Türk kamusu hem zengin hem garanti ödemeci olduğu için, 2020 yılında ‘diğerleri hariç’ sadece bir projede haybeden ödediği 6 milyon 738 milyon euronun hesabını bırak sormayı, bunu konuşmaya bile tenezzül etmedi!
Para elinin kiriydi, ödeyip geçti…
Fukara Finlandiya kamusu öyle mi ya!
Üç euroya muhtaç oldukları için Başbakan’ın ayda kaç piirakat(bir çeşit çörek) yediğine takmış, 300 eurocuğun arkasını arıyor…
Çoook zengin bir Türk olarak dertleniyor insan, ne olacak şu Finlandiyalılar’ın hali?
Covid-19 döneminde Türkiye hem vatandaşlara hem şirketlere en az destek veren ülkelerden biri, yoksulluğun arttığı, şirketlerin birçoğunun kapalı olduğunu da düşünürsek, vatandaşı ve şirketleri nasıl günler bekliyor?
Yükselen döviz kuru, yüksek enflasyon, yüksek faiz, düşük büyüme ve yüksek işsizlik… Türkiye ekonomisi bu noktaya nasıl geldi?
Muhalefet, hiç bir şekilde yol’suzluk yapmadan, yaptıkları hizmetleri göstermek, açılış ve temel atma törenlerinde muhalefet liderlerini ağırlayabilmek için birbirleriyle yarışan belediye başkanları ve YOL’un nasıl gittiğini halkına göstermek olması gerek!..