Türkiye nüfusunun yüzde 30’u Z kuşağı. Çok bilinçli, özgürlüğüne düşkün, kendi işini kurmak, değişimci, aşka inanmayan, takipçi, görsel özelliği olan ve espıriye açık gençlik.
Çok başarılı bir örgütlenmeye sahip, cool ve zevkli olan Z kuşağı, geleceğe damgasını vuracak kuşak olarak tanımlanır..
Kuşakları anlamak; geçmişi onurlandırmak, geleceği mümkün kılmak için fevkalade önemli.
Bu gün dünyada demografik bir devrim gerçekleşiyor. Yaş 35 artık yolun yarısı değil ve bu demografik değişiklik hayatın her alanını etkileyen ve yakın gelecekte daha da etkileyecek olan yeni sosyal sınıfların oluştuğunu, yeni bir değerler setinin, yeni bir yaşam tavrının konuşulması gerektiğini aklımızdan çıkarmayalım..
Ülkemizde 24 milyondan fazla 19 yaş ve altında birey var.
Bu dönemde yüz yüze eğitimde bir yılı heba olsa da; Z kuşağı geleceğe damgasını vuracak, hayatı ele alış biçimleri ve değerleriyle öncüllerinden belirgin farklılıklar sergileyecekler.
Onların yetişkin bireyler halini alacağı gelecekte, sadeleşme, sürdürülebilirlik, girişimcilik ve sivil toplum inisiyatiflerinin değer kazanacağına, doğanın, barışın, yaratıcı zekânın her zamankinden daha kıymetli olacağı dönemler yaklaşıyor..
Z kuşağı da bir şeyler yaratma ve üretme konusunda becerileriyle geldiler.
El işçiliklerini kullanarak bir şeyler yaratmaktan keyif alan, daha fazla eşyaya değil, daha anlamlı deneyime sahip olmak isteyen bir kuşak…
Bu durum öğretmenleri, fikir liderlerini, siyasileri, markaları, şirketleri, sahnedeki bilge kişilik olmak yerine kolaylaştırıcı bir rehber olmaya zorlayacak.
Yani eğitimden tüketime, üretimden iletişime her süreçte hegemonyanın ezberleri bozulacak ve fark yaratmak değil de birlikte değer yaratmaya odaklanılacaklar..
Milenyum çağı gençleri : Bağımsız, eşitlikçi ve yüksek sesle şu an Türkiye’de yaşamanın ZOR olduğunu ve genç beyin göçünün mayasının erken öğrendiklerini söylüyorlar..
Öyle görünüyor ki “Z kuşağı” yani şu anda yaşı 15-18 olanlar (7 milyon genç) 2023 sandıklarının anahtarı…
Seçmenin yüzde 11.8’ini oluşturan ve büyük çoğunluğunun Atatürkçü olduğuna, Türkiye’nin AB üyeliğini istediğini, işaret ediyorlar..
Geleceğin yeni oyuncuları olarak görülen Z kuşağı bireylerin, sürekli değişen dünyaya damga vurmaya hazırlanan bu kuşak hayatı ele alış biçimleri ve değerleriyle öncüllerinden belirgin farklılıklar sergileyecekler.
Geleceğe güvenle bakmayan ve ilk kez oy kullanacak gençlerin aile büyüklerinin siyasi tercihlerinden etkilenmeyecekleri kesin görünüyor.
Hiç kimseye bağlı değiller. OK boomer “sakin ol şampiyon” demek, onlara yeterli. İlk kez oluyor bu. Sosyal medyanın her alanına girdikleri, eğitimin, adaletin, hukukun, yolsuzluğun, yoksulluğun, adam kayırmanın, siyasi-mafya ilişkilerini çok iyi takip ediyorlar.
19 Yıllık iktidar partisi; Açık öğretim Fakültesi İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük kitabına girse de, sorular sorulsa da, bu kuşak her şeyi çok iyi analiz ediyor.
Yaratıcı, tüketici ve geleneksellikten uzak, otoriteye karşı, en bireyselleşmiş, en yalnız, dijital okuryazarlıkları düşük, daha cesur, daha girişimci, ırk, din, mezhep gibi nedenlerden dolayı insanları ayrıştırmaları beklemeyen bu kuşak, bizden istedikleri:
ADALET, HUKUK, EŞİTLİK, DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, ŞEFFAF ve TARAFSIZ EĞİTİM..