TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fikri Düşünceli,15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişinin yıldönümü dolayısıyla “Emekçiler Başka Bir Türkiye ve Dünya İstiyor” başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Düşünceli tarafından yapılan açıklama şöyle:
“11 Haziran 1970’te çıkarılan bir yasa ile sendika seçme özgürlüğünün kısıtlanması ve DİSK’in kapatılması öngörülüyordu. Bu gelişme üzerine girişimlerinden sonuç alamayan DİSK yönetiminin aldığı direniş kararı ile işçiler Marmara’daki fabrikalarından çıkarak 15-16 Haziran 1970 günlerinde İstanbul’u adeta fethetmişlerdi.
1960’ların işçi mücadelelerinin birikim ve kazanımları temelinde yükselen ve Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük işçi direnişlerinden biri olan bu eylemlilik örgütlü olmanın, haklarına sahip çıkarak mücadele etmenin kazanmak için gerekliliğini ortaya koydu. Mecliste kabul edilen yasa, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. 1970’li yıllarda sınıf mücadelesinin yükselişi ve DİSK’in örgütlü gücünün büyümesinde 15-16 Haziran eyleminin önemli katkısı oldu.
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinden yaklaşık bir yıl sonra verilen 12 Mart 1971 muhtırası ve o ara rejim döneminin terörü, “sosyal uyanışın ekonomik gelişmeyi aştığı” gerekçesine dayanıyordu. Yani sosyal uyanışı durdurmak ve sermaye egemenliğinin mutlak diktasını tesis etmek istiyorlardı. İşçilerin, gençliğin, yoksul köylülük ve bütün emekçi halkın aydınlanmasının önünü kesmeye yönelik çok daha kapsamlı çabalar ise 12 Eylül 1980 faşist darbesi ve bugünkü iktidar dönemlerinde devreye sokuldu. Bütün çalışanların örgütlenme, sendika, toplu sözleşme, grev, gösteri, yürüyüş hakları neredeyse yok edildi. Sömürünün yoğunlaşması, hakların yok edilmesi ve laikliğin tasfiye edilmesiyle emekçilere reva görülen çalışma ve yaşam koşulları bugün adeta 19. yüzyıl koşullarına gerilemiştir.
Serbestleştirme-özelleştirmeler, sendikasızlaştırma, esnek-güvencesiz çalışma, kayıtdışı istihdam, kıdem tazminatı-emeklilik haklarına uzanan uygulamalar ve Covid-19 salgını koşullarında daha da yoğunlaşan sömürü, emekçilerin çalışma ve yaşam haklarını yok edici düzeydedir. Ancak emekçiler de bir direniş geleneği oluşturmuştur. 1961 Saraçhane Mitingi, 15-16 Haziran 1970 Direnişi, 1989 Bahar Eylemleri, 1991 Büyük Madenci Yürüyüşü, kamu çalışanlarının 1995 yılındaki büyük eylemlilikleri, 2000’li yılların ortasından itibarenki Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Kanunu süreci ve özelleştirme karşıtı eylemlilikler, 2010 yılındaki Tekel Direnişi ve günümüzdeki irili-ufaklı bütün direnişler gösteriyor ki, emekçilerin mücadelelerinin önünü kesmek mümkün değildir. Ta ki emeğin, bilimin, toplumsal kalkınma ve hakça paylaşımın hakim olacağı yeni bir Türkiye ve dünya kuruluna dek.
Ülkemizin bağımsızlık, demokrasi, laiklik, sosyal mücadele gelenekleri sürecek ve mutlaka galip gelecektir.”