Birbirinden değerli yazarları ağırlayan Nilüfer’in yazı evlerinin inzivadaki son konukları yazar ve senarist Doğu Yücel ile yazar Fatma Burçak oldu.
Nilüfer Belediyesi’nin ilkini Gölyazı’da, ikincisini Misi’de hayata geçirdiği yazı evleri, yazarlara ilham vermeye devam ediyor. Günlerce, restore edilmiş köy evlerinde konaklayan yazarlar Misi ve Gölyazı’nın eşsiz atmosferi eşliğinde Türk edebiyatına yepyeni eserler kazandırıyor.
Yaklaşık iki haftadır Nilüfer Belediyesi Misi Yazı Evi’nde konaklayan Doğu Yücel “Kimdir Bu Mitat Karaman?” isimli romanının devam kitabını Misi’de kaleme aldığını söyledi. Yazar ve senaristlik yönü dışında gazetecilik ve müzik medyası yazarlığı tecrübesi de bulunan Yücel, “Kimdir Bu Mitat Karaman?” isimli kitabının film uyarlaması olan prodüksiyonun çekimlerinin tamamlandığı ve bu çalışmanın yakında vizyona gireceği müjdesini de verdi.
Nilüfer Belediyesi Misi Yazı Evi’nin yaratıcılığını tetiklediğini belirten Yücel “Köy hayatına alıştım, pek dönesim yok. Yaklaşık iki haftadır Nilüfer Belediyesi’nin şahane hizmeti olan bir yazı evinde konaklıyorum. Dünyanın her yerinde olan bu yazı evleri, bizim ülkemizde bildiğim kadarıyla sadece burada var. Koca ülkede iki tane, ikisi de Nilüfer Belediyesi’nin. Neden yazı evi önemli? Yazarların en büyük ihtiyacı olan inziva duygusunu sağlıyorlar çünkü. Evde tek başınıza, daha doğrusu eserinizle baş başa kalıyorsunuz. Dahası edebiyata ve yazarlığa değer veren kurumların varlığı bizi mutlu ediyor” diye konuştu.
Gölyazı’da konakladığı Göl Yazı Evi’nin kapılarını açan yazar Fatma Burçak da yazı evi deneyimleri, Gölyazı ve Bursa’nın, üzerinde çalıştığı iki esere yansımaları hakkında bilgi verdi. Çocuklar, gençler ve yetişkinlere yönelik farklı yazın çalışmaları, özellikle karma öykü kitapları ve düzenlediği edebiyat atölyeleri ile tanınan Burçak “Açıldığından bu yana burası ve Nilüfer Belediyesi’nin bu projesi hakkında bilgim vardı. Ancak, günlük yaşamdan, rutin çalışma ve aile yaşamından uzaklaşıp sadece yazmak için böylesine güzel bir mekanda inzivaya çekilebilme şansına henüz yeni kavuşabildim. Verimli bir yazın süreci için en azından kendine ait bir masa, oda ve zaman şart. Ancak günlük yaşamda bu her zaman mümkün olamayabiliyor. Edebiyata böylesine bir kaçış ve günlük gailelerden arınma duygusu çok değerli benim için. Bu fırsat için Nilüfer Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum” dedi.
Göl Yazı Evi’nde konaklarken üzerinde çalıştığı eserler hakkında da bilgi veren Fatma Burçak, “Daha önceden başladığım bir çocuk romanı ve yetişkinler için kaleme aldığım 1940’lı yıllarda geçen bir dönem romanı üzerinde çalışıyorum. Bu iki çalışmada da Gölyazı ve Uluabat Gölü’nün bende yarattığı etkilerin yansımasını görmek mümkün olacak” dedi.