Ülkemizde misafir veya göçmenlerle, bir tarafta insanlık ve vicdanımızla savaşıyoruz diğer tarafta ekonomik, demografik, güvenlik kaygılarımızla…
Sizce hangisi daha ağır basar?
Yazının tamamını okuyup siz karar verin:
İNSANLIK VE VİCDAN
Son 10 yılda ülkemize gelen Suriyeli’lere 70 Milyar para harcanmış.
Tamam bu her şeyden önce “insani” bir sorun. Yaşadıkları ülkede aradıkları bulamamışlar.
Her gün İran sınırından, cebinde kimliği bile olmayan 1.500 civarında Afgan giriyormuş, bu mülteciler tırlara dolduruyor, memleketin dört bir yanına dağıtıyor diye haberler alıyoruz. Türkiye’ye sokulan Afgan mülteci sayısı tam bilinmiyor..
Ama paralı- emperyalist ülkelerin istihbaratı çok iyi araştırıyor ve en seçme – tek taş pırlanta gibi değerli bilim adamı, sporcu ve benzeri mültecileri kendi ülkelerinde yaşam hakkı veriyor..
Bize gelen göçmenlerin çoğu, işsiz, güvencesiz, eğitimsiz, Türkiye ve Türk halkına entegre olamayan “SosyoEkonomik” yapısı bozuk “yevmiyeli köleler” .
Bir taraftan, “güvencesiz” ve “ucuz” göçmenler “mağdur” iken “suçlu” gibi görülüyorlar, haliyle yabancı düşmanlığını besliniyor..
GÜVENLİK VE BEKA SORUNU
Türkiye’de sekiz milyondan fazla mülteci var, her 10 kişiden biri mülteci…
Soyal medyadan izlediğimize göre; mültecilar, kriminal olaylara karışma yoğunluğu artıyor.
Bu durumda bizim hükümetimiz ne yapıyor?
– Türkiye’ye sığınanlara, ayrı yer gösterilip onlara eğitim, yaşam, tam veriliyor mu?
Yoksa yanlış dış politika ve göç politikalarına imza atanlara ne diyebilir?
– Batı’daki bütün çıkışları kapalı olan Türkiye’nin doğudaki ve güneydeki bütün girişlerini ardına kadar açmaları doğru mu?
– Avrupa’dan, Birleşmiş Milletler’den gelecek üç kuruş için ülkeyi “göçmen toplama merkezi”ne dönüştürenlerin başka hesapları mı var?
Hal böyleyken, Avusturya başbakanı ne diyor?
“Ülkelerinden kaçan mültecilerin Avrupa Birliği’ne gelmesi doğru değil, hastalıklı Taliban ideolojisini Avrupa’ya ithal etmek istemiyoruz, Afganistan’dan kaçan mülteciler için en güvenli bölge olarak Türkiye’yi görüyorum, Türkiye’ye sığınsınlar” diyor!
Avusturya başbakanı açıkça şunu demek istiyor:
Mülteci milli sporcular varsa, işimize yarayacak eğitimli mülteciler varsa, onları biz alalım, cahil cühelayı, Taliban’la filan ilişkisi olanları Türkiye’ye kaktıralım!..
Bunu destekleyen bazı adında Prof. Takısı olan koyu iktidar savunucuları: “İşverenler, yatırımcılar, sanayiciler Suriyelilerden çok memnun. Çok önemli bazı yerlerde Suriyelileri çekin, bu ülke ekonomisi çöker”. Ve ardından, “Zaten aç olan ‘açım’ diye bağırmaz. ‘Açım’ diyen insan bugün bu işin sömürüsünü yapan insandır, işi politize etmeye çalışan insanlardır.” diyebiliyor..
Gelen mülteciler, tek taş pırlanta mı? “BU BİR KADER” mi? Yorum, sizin…