Aşırı sıcaklar ve bağıra bağıra, haber vere vere, uyara uyara gelen orman yangınları sonrası ülkenin en zengin, en varlıklı cennet beldeleri; harabeye döndü.
Hayatını kaybedenler, yok olan habitat ve çok hayvan telef oldu.
Evleri kullanamaz halde olan vatandaş ise çok öfkeli..
***
Atatürk emriyle kurulan, 96 yıllık Türk Hava Kurumu (THK) vardı. Pilotlar yetiştirdi. Uçakları yıllarca orman yangınlarına ‘Hızır’ gibi yetişti. Çoğunlukla yangını büyümeden söndürdüler. Hatta Avrupa’da olan yangınlara müdahale için gönderildiler.
Milli ve yerli her kurban bayramında bir alışkanlığımız vardı. Kurban derilerini bağışlardık. Ancak 2013 yılında THK’nın “kurban derisi bağışı alması” yasaklandı. Kurumun 1.5 milyar liradan fazla borcu oluştu. THK’nın 19 uçağının bakıma, parça değişimine, yenilenmeye ve açılan ihaleleri kazanmaya ihtiyacı vardı.
Uçabilir durumda olan uçakların da Orman Bakanlığı’nın açtığı “yangın söndürme uçağı kiralama ihalesine” girmeleri 100 litre farkıyla engellendi.
NEDEN Mİ?
Yangın söndürme uçaklarımız, 4900 litre su alabiliyor.
Ama ihale kanununda, 5000 litre şartı kondu.
Maalesef, Atatürk’ün 96 yıl önce kurduğu Türk Hava Kurumu, batışa böyle terk edildi. Atatürk’ün bıraktığı mirası, daha ileriye götürüp, geliştirerek büyütmek yerine, işin en acı ve düşündürücü tarafı, yanan canlar ve sönen ocaklara oldu.
Şimdi, Avrupa medyası Türkiye’deki yangınlar için:
“Eldeki uçaklara bakım yapmadılar. Yakıt bile yüklenmedi. Yangınlar başlarken, THK başkanı düğündeydi. Türkiye, bir kaç yıl önceye kadar komşulara yangın uçağı gönderiyordu. Erdoğan‘ın 13 modern uçağı var ama ülkeye yetecek sayıda yangın söndürme uçak filosu yok. Yangın olan yerlerdeki halk, az yardım geldiğini görünce dehşete kapıldı” diye yazıyorlar..
Fahrettin Altun’un Sosyal medya ve Avrupa medyasına cevaben Twitleri:
“Ülkemizi etkisi altına alan orman yangınlarıyla devletimizin tüm imkanları seferber edilerek mücadelemiz devam etmektedir.
35 ilimizde 129 yangının 122’si kontrol altına alınmıştır.
Türkiyemiz güçlüdür!”
“İyi niyetli her yardım ve katkı milli birlikteliğimizin gereğidir. Ancak bu akşam itibariyle yurtdışından ve tek merkezden organize edilen sözde yardım kampanyası ideolojik saiklerle, devletimizi aciz göstermek, devlet-millet birlikteliğimizi zayıflatmak amacıyla başlatılmıştır.”
Ülkemiz çok güçlüdür!.. ‘Yanan Canlar, Sönen Ocaklar!’ yaşanan bu acı tablo gerçektir.
Paylaşmayı seven, yardımsever, iyimser, imece usulüne inanan çoğulcu halkımız şu duayı benimser:
Bir Türkmen duası:
Tanrım, ilk önce dağa taşa ver.
Ormana, hayvanlara, suya ver.
Ondan sonra insanlara, kapı komşuya, muhtaç olana ver.
Kalırsa, en son bana ver!..