İklim değişiklikleri nedeniyle günlük hayatı olumsuz etkileyen olağandışı yoğunluktaki yağışlar ve aşırı sıcakların etkisiyle yangınlar dünyanın en gelişmiş şehirlerini de etkisi altında bırakabiliyor.
Ülkemizde de ege olmak üzere, ak deniz ev kara deniz bölgelerin de son yılların en büyük doğal afetini yaşadık.
Yangınlar, yüzlerce hektar ormanı yaktı.
Azgın seller çıkış yolu ararken, aktığı yönde önüne kattığı her şeyi silip süpürdü, alıp götürdü.
Çok sayıda vatandaşımız hayatını kayıp etti, Mallar ve habitat yok oldu.
Sayısız bina yandı, yıkıldı, harap oldu.
Aşırı yağışla; tonlarca ağırlığındaki araçlar ve eşya yüzlerce metre sürüklenerek tahrip oldu.
Büyük bir doğal afet yaşandı.
Bursa da olduğu gibi, tüm şehirler de, dere yataklarını değiştirdiler…
SU BASKINLARININ ETKİLİ OLDUĞU BURSA- ALACAHIRKA, PINARBAŞI VE MURADİYE, DERE YATAKLARINDA KALAN EVLERİN KAMULAŞTIRILMASIYLA İLGİLİ ÇALIŞMALARA BAŞLANDIĞINI SÖYLENMİŞTİ.
Lafta kaldı..
‘Doğa affetmez, er ya da geç intikamını kötü alır’ derler.
Bunların bir sorumlusu var mı?
Rant uğruna su havzalarını ve tarım alanlarını yapılaşmaya ve sanayileşmeye açanlar…
Öğrenci hata yapar, öğretmen affeder; çocuk hata yapar, ebeveynler affeder; kul hata yapar Allah affeder ama insan hata yaparsa doğa affetmez, er ya da geç intikamını alır.
THK’ nın içini kim boşalttı? Yangın uçaklarımız neden işlevsiz kaldı?
THK uçaklarından yararlanılmamışsa, söndürülemeyen yangınlar için vicdan azabı duyacak var mı?
Peki, doğayı kim tahrip etti?
Dere yataklarını kim doldurdu?
Doğal su kaynakları nasıl kurutuldu?
Doldurulan yerlerin ıslahı yapılmadan, imarsız vaziyette kimlere ve neden peşkeş çekildi?
Yukarıdaki sorulara, mantıklı cevap olacak açıklamalarda bulunan olmadı.
Geçmişte yapıla gelen ve bugün hala devam eden doğa tahribatı, menfaatler uğruna gelecekte de yapılacaktır.
O zaman gelelim devlet büyüklerimizin ifade ettiği söze;
‘Doğa affetmez, er ya da geç intikamını alır.’
Denizlerimiz MASKE atıkları ve sanayi atıklarıyla bilinçsizce kirlettik.
Ormanlarımızı cam şişelerle doldurduk.
Dere yataklarına ev, hastane ve okul yapımına İZİN verdik..
Ve..
Biz doğayı ne kadar tahrip edersek doğa da bizden mutlaka bunun karşılığını alır.
Bu gibi doğal afetleri yaşamamak için; ormana, çevreye ve doğaya saygılı olmak zorundayız.
Yasalarını hiçe sayarak, kendi rahatımız için doğanın milyonlarca yılda sabırla oluşturduğu yapısını ve dengesini bozarak, doğada yarattığımız tahribatın acısını, doğa affetmez…
HANGİ ANAHTAR
Dini bütün geçinen dostu sorar :
-Beni tanırsın … Cennetin anahtarı sende olsa beni oraya almaz mıydın ?
Neyzen, karşısındakini baştan ayağa şöyle bir süzdükten sonra gülümser :
-Bende Cennet’in değil de Cehennemin anahtarı olsaydı , senin için daha hayırlı olurdu.
Belki seni oradan çıkarırdım!
