Gerçekleri geç olmadan öğrenmek ve kabul etmek tatlıdır, tedbir alabilmek için gerçekleri duymak da sevindiricidir ve çok değerlidir.
Sorun, çok geç haberdar olmaktır, işte o zaman gerçekler acıdır.
Şirketinizde işler iyi gitmiyorsa, stratejik hatalar yapılmışsa, rakibiniz sizi geçmeye başlamışsa ve önemli yatırımlar gerçekleştirmişse, yanlış bir yöneticiyi transfer etmişseniz, ‘Kurumsal Risk Yönetimi’ sistemi güçlü bir araçtır.
Kariyerinizde yanlış adımlar atmışsanız, üniversite eğitimi için yanlış bir tercih yapmışsanız, insanlar değişmişse, güvendiğiniz dağlara kar yağmışsa, acıdır..
Olumsuzluk veya potansiyel içersin, günün birinde ortaya çıkacağı için, ne kadar erken yüzleşebilirsek ve tanışabilirsek, gerçekler o kadar iyidir ve tatlıdır.
Birde gerçekleri görmek için iyi ‘bakan’ olmak gerekir.
Bir gün Cahit Sıtkı Tarancı dertlenir, “Zamanla nasıl değişiyor insan!/ Hangi resmime baksam ben değilim./ Nerede o günler, o şevk, o heyecan?” diye sorar.
Aslında gerçekleri görmek için sihirli kelimelerden biridir, ‘bakmak’… Bir bakışta durumu gören vardır, yıllar boyu baksa da ‘ Nato kafa, Nato mermer’ olan vardır!
Yaşam boyu; aval aval bakanı olduğu gibi, geleceğe umutla bakanı, geçmişe bakanı, dalgın dalgın bakanı, bakakalanı, bakar kör olanı, çok güzel bakanı, bakış atanı, gözünü dikip bakanı, gözünü kırpmadan bakanı, bakmalara doyulmayanı, melül melül bakanı, nazarla bakanı, boş boş bakanı, mel mel bakanı, kendini uyanık sanıp başkaları ahmak diyen bakanı, bakanlığa sırasında eşinin baktığı fabrikadan mal alan bakanı, ormanlar alev almış yanarken ‘uçağa gerek yok, bizde arazöz var, helikopter var’; bir gün sonra bakarsın ‘yedik zılgıtı uçak bakacağız artık’ diyen bakanı, 5 zincir marketin fiyat artışına bakanı, 2016’dan bu yana yüz binlerce insan yurt dışına göç etti; her 5 kişiden biri de 20-34 yaş aralığında; buna bakan ve sadece tek kanala bakanı da var…
Bazen gerçekleri görebilmek için dikkatle bakmak ve anlamak yeterlidir.
Bir bakış atılır icabında, karşı taraftakinin kalbi bile yakılır!
İnsan olarak bunca yüzyıl milyarlarca şey biriktirmiş, yalayıp yutmuş olmamız gerekir dünyaya ki gerçekleri görmek için…
Yıllarca; toprak, hürriyet ve demokrasi uğruna, onca savaşların, onca ölümlerin, onca acıların, bombaların, silahların, atomun getirdiklerine bakıp barışı öğrendik mi?..
Bu dünyada ne kralların, ne padişahların, ne şahların, nede diktatörlerin iki dudağının arasına sıkışmış, gerçekleri görebilmek için yüzyıllara bakarak demokrasiyi, kendi kendimizi yönetmenin erdemini öğrendik mi?
Söylenen eski Türkiye’de; bir zamanlar nerede mazlum, gariban, sömürülen millet var, hepsinde umudun karşılığı ve örnek alınan ülke ‘Türkiye’ idi.
Yeni Türkiye’de; Rusya’ya, Çin’e ve Amerika’ya bakıyoruz.
Gerçekleri: “ Bilmek için görmek, görmek için bakmak lazım!”