“GÜVEN”
Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu.
“Halkın güvenini sarsmayın”
Dışardaki halk her şeyi çok iyi görüyor ve izliyor.
İster muhalefet, ister iktidar ne yaparsa yapsın halk “GÜVEN” duygusunu ön plana alıyor.
Diğer taraftan; bir şeyden umulan, beklenen niteliğe inanıp ona göre davranma şekli önemli.
“Güven, insan ilişkilerinin temelidir”
Şu anda ekonomik sıkıntı öne çıkmış olabilir.
Toplum artık –piyasaların deyimiyle- güven satın almak istiyor.
Yani, “proje”lerin peşinde değil.
Son aylarda Cumhur İttifakı ve saray iktidarının aşağıya doğru gittiği çok net olarak görülüyor.
“GÜVEN” hissini kim verebilirse o kazanır.
Ancak , kim topluma daha fazla güven, istikrar, huzur vereceğine inandırırsa seçimi o kazanacak.
O yüzden, sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yine edilgen yapıya dönmesi, korkuyu körüklemesi doğru değil.
Çünkü siyasette, atışmalar ve sataşmalarla bir yere gelemez.
Maalesef son yıllarda ülkemizin ekonomik ve sosyolojik sorunları giderek derinleşirken, bunlara çözüm üretmesi beklenen siyasetin de çok dar bir alana sıkıştığını ve sığlaştığını görüyoruz.
Sadece değişim peşinde olan muhalefetin değil, aynı zamanda yönetim erkini kaybetmek istemeyen iktidarın da kendi kitlelerini canlandırmakta zorlandığı aşikâr.
Kullanılan tüm kitle iletişim araçlarına ve sosyal medya mecralarına rağmen toplum içindeki siyasi etkileşimin seviyesi giderek azalmakta.
Psikobiyolojik bakış açısıyla ülkede kolektif bir donukluk, kopukluk ve disosiyasyon (ayrılma, bölünme, kopma, çözülme ve Psikolojik açıdan ise kişinin zihninde yer alan duygu, düşünce, anı ve benzeri içerikleri geçici olarak kompartımanlaştırması, bir kenara koyması anlamına gelen bir mekanizması) hali var.
Gündelik siyasetin kısırlaşmasında liderlerin eleştirilen performansları kadar, artık onlara ve söylevlerine duyarsızlaşan bir seçmen kitlesi var ki; onlar haberleri bile izlemiyor.
Halk; siyasi liderlerin konuşmaları ne kadar yapıcı ve ikna edici olursa olsun, doğru tavır ve temasla desteklenmediği sürecini izliyor.
-Seçmen kendini görmeyenleri, görmez.
.
-Bundan sonra halk; “şiddet” istemiyor.
-Oyuna talip olunan seçmen için güvenli bir zemin oluşturulması zorunludur..
Seçmene, “Biz hep buradayız ve sizin için her zaman mücadele edeceğiz” mesajı verilmeli.
“Sadece kazanırsam varım” mesajını verip iktidarda olmadığı sürece pasif kalmamalı.
“Mutlak güç sahibiyiz ve mutlak haklıyız” imajından kaçınılmalı.
Unutmamak gerekir ki, “GÜVEN” vermek ve hissettirmek en ön planda olmalı.