Aralık ayında 3 gün sürecek şurada, hangi konular konuşulabilir?
Bu süre yeter mi?
Oysa Eğitim-öğretim, bir toplumun devamlılığını sağlayan en temel kurumlardan biridir. Bu nedenle uygulanacak eğitim politikaları ulusal, bilimsel olmak zorundadır. Bu politikalar, tüm toplumun bireylerinden oluşan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) en yüksek danışma kurulu olan Milli Eğitim Şûrası’nda saptanır.
Maalesef yedi yıl sonra toplanabiliyor..
Mustafa Kemal’in eğitime verdiği önem gereği MEB, Milli Mücadele döneminde, savaşta bile Bilim Kurulu (Heyeti İlmiye) oluşturdu. Toplantılar ; 8-9-10-11-12 gün sürdü.
“Eğitimde Fırsat Eşitliği” ana temasıyla 1 – 3 Aralık 2021 tarihinde ‘Eğitim Şurası’ toplanacak.
Şimdiden ilgilenenlerin:
MEB internet sitesinde yer alan şu notu paylaşmak istiyorum: “1-3 Aralık’ta toplanacak Milli Eğitim Şûrası’na yönelik gündem konularıyla ilgili eğitim paydaşlarından görüşleri alınacak. Şûra konularıyla ilgili tespit, öneri, talep ve görüşler, https://sura.meb.gov.tr/gorus/ internet adresinden Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’na gönderilebilecek.”
*Eğitim, bireysel olduğu kadar toplumsaldır.
*Bu nedenle toplumun tümünü ilgilendirir.
*Tüm bireyler, eğitimin paydaşıdır.
*Toplumun cahil kalması, toplumun karanlıkta yaşaması demektir.
***
Son yıllarda açılan ve mecburiyetten gidilmesi zorunlu okullar var.
Onlar üzerinde konuşmak gerekir.
Eğitimde fırsat eşitliğini tartışmak zorunlu.
Türkiye’de açılan meslek liseleri çok yetersiz, onlara uygulamalı yerler bulmak için çaba sarf etmeleri ve bilime dayalı meslek liseleri zorunlu olmalı..
Şu anda iktidarın arka bahçesine dönüşen ve zorunlu olan, ’imam hatip’ liseleri..
Onlarda; hiçbir okula giremeyen boş öğrencilerle doldu.
Saadet Genel İdare Kurulu üyesi Necmettin Çalışkan, Milli Gazete’de imam hatip okullarının durumunu anlattığı:
“Geçmişten Günümüze İmam Hatipler” başlıklı köşe yazısında “imam hatip liselerinin geçmişte bütün kısıtlamalara ve imkânsızlıklara rağmen üniversite sınavlarında büyük başarılarına şahit olunduğunu” belirtip “Bugün ise belli sayıda seçilmiş birkaç imam-hatip lisesinin başarısı Türkiye gündeminde. Geçmişte bu okullara öğrenciler seçilerek alınırdı.
Bugün bu okullar misyon ve vizyonu olmayan, toplama kampına dönmüş durumdadır. ..
Günümüzde ise topluma zarar verme eğiliminde olan, adı layık olmadığı işlerle anılan öğrenciler yetişiyor…” diye yazdı.
Ülke eğitimi ve aydınlık bir Türkiye için kafa yorup emek ve zaman harcamak gerekir.
MEB’in eğitimde fırsat eşitliğini, 3 günlük şurada yapabilecek mi?