CHP Gemlik İlçe Başkanı Şükrü Aksu, 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Ekonomik kriz, enflasyon ve yargı bağımsızlığının zedelenmesiyle ile vatandaşların en temel haklarından mahrum kaldıklarını söyleyen Aksu, çözümün demokratik ve güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu dile getirdi.
Aksu’nun basın açıklaması şu şekilde:
“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, Birleşmiş Milletler tarafından kabulünün 73. yılındayız. Bu belge, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, uzun yıllar süren savaşlarda büyük zararlar gören ülkelerin temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaları amacıyla hazırlanıp pek çok devlet tarafından kabul edildi.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde, tüm dünyayı ve insanlığı kapsayıcı ifadeler yer almaktadır. Buna göre herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı vardır. Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında tutulamaz. Hiç kimse işkence, insanlık dışı ya da aşağılayıcı uygulamalara tabi tutulamaz. Herkes yasalar önünde eşittir. Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, sürgün edilemez. Herkesin düşünce, din ve vicdan özgürlüğü vardır. Herkesin mülk edinme hakkı vardır. Herkesin doğrudan ya da seçilmiş temsilcileri aracılığıyla ülkesinin yönetimine katılma hakkı vardır.
Kısaca belirttiğimiz üzere, büyük acılar çekmiş ve bundan kaynaklı olarak artık yeni ve özgür bir barış çağına özlem duyan medeniyetlerin, huzuru sağlamak ve demokrasiyi korumak adına bu adımı attıklarını görüyoruz. Tüm dünyada kabul edilen bu beyannameyi bir kenarda tutarak, 21. yüzyıl Türkiye’sinde bu anlayışın neresinde olduğumuza bakmak gerekir.
Hem toplumsal hem de aile içi huzur ve barışın sağlanmasında ekonomik refah büyük öneme sahiptir. Temel ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilen insanlar özgürdürler. Refah sahibi aileler huzurlu ve özgürdürler. İçinde bulunduğumuz derin ekonomik kriz, bu huzura darbe vurmaktadır. Beyannamede de belirlenen mülkiyet hakkı zarar görmektedir. Sürekli yükselen enflasyon nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan yurttaşlarımız için araba ve ev sahibi olmak, mülk edinmek neredeyse hayal olmuştur.
- Yıl Marşı’nın pek bilinmeyen devamında belirtilen “İmtiyazsız sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz” ifadesi bu gün tartışma konusudur. Herkesin yasalar önünde eşit olması gerektiği fikri kabul edilirken devlet kaynaklarını kendilerine bağlayan dev müteahhitlerin vergi borçları silinmekte, devlet eliyle verilen krediler yandaşlara dağıtılmakta, insanlar yıllarca keyfi olarak tutuklu kalmaktadır. Herkesin önünde eşit olması gereken yasalar, kimi çevrelerce, muhatabına göre işlemektedir. İnsan haklarının temeli olan hak, hukuk ve adalet yara almıştır.
Temsilde adalet, 12 Eylül Darbesi’nin bir ürünü olarak hayalde kalmaktadır. Yüzde 10 barajı gibi çağdışı bir uygulama nedeniyle birkaç büyük parti dışında farklı siyasi görüşler meclis dışında kalmakta, seçmenler birkaç seçenek arasında tercih yapmak zorunda kalmaktadır. Dolayısıyla ülkenin yönetimine katılım hakkı da yeterince sağlanamamaktadır.
Kısacası, bundan 73 yıl önce imzalanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin sunduğu temel hak ve özgürlüklere ulaşmamız için, tüm yurttaşlarımızın katkı ve desteğiyle kapsamlı, geniş bir demokratik yenileşme gereklidir. Bunun da adresi tek adam rejimi değil, demokratik ve parlamenter rejim ve meclisimizdir.
Bu konuda yapacak daha çok işimiz olduğunu belirterek, gelecek 10 Aralıklarda, İnsan Hakları Günü’nü tüm yurttaşlarımızın refah seviyesinin yükseldiği, hak ve özgürlüklerine sahip olduğu, barış ve kardeşlik içinde kutlamayı diliyorum.”