Röportajı yapan: Semra Teke
Gürsu Belediyesinin yakın geçmişte çocuk ve gençlere yönelik hizmetleri dikkatimizi çekti. Özellikle çocuklar ve gençlere yönelik hayata geçirdiği projelerle bu alanda Türkiye’nin örnek ve öncü belediyeleri arasında yer almayı başaran Gürsu Belediyesi, hizmette aldığı ‘Üreten Çocuklar Bilim ve Teknoloji Eğitim Atölyesi’ projesi ile yine çocukların eğitim hayatları ve gelecek kariyerlerinin şekillenmesinde çok önemli rol oynayacak.
Başkan Mustafa Işık’a hem çocuklar hem de gençler için yaptıkları çalışmaları sorduk, derinlemesine anlattı.
Sayın Başkan, Üreten Çocuklar – STEAM Yaklaşımıyla Çocuklar Okullaşıyor” Projeniz hibe bir proje bildiğimiz kadarıyla… İçeriği nedir? Kimden, ne kadar destek aldınız?
Gürsu Belediyesi, İl Göç İdaresi Müdürlüğü, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Gürsu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ermetal Teknolojik Eğitimler Vakfı (ERTEV) işbirliğinde “Üreten Çocuklar – STEAM Yaklaşımıyla Çocuklar Okullaşıyor” projesi kapsamında hayata geçirdiğimiz ‘Üreten Çocuklar Bilim ve Teknoloji Eğitim Atölyesi’nin kapılarını öğrencilerimize açtık. Federal Alman Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı (BMZ) ve Avrupa Birliği Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonları (ECHO) tarafından ortak finanse edilen ve Deustche Gesellschaft Für İnternationale Zusammernarbeit (GIZ) tarafından desteklenen projemiz 400 Bin Euro hibe aldı.
Peki bu projenin amacı nedir?
Bizim buradaki amacımız çocuklarımızın istedikleri alanda başarılı olmaları. Bununla beraber çocuğun ailede sorun yaşıyorsa, orada bizim iki tane biri sosyolog biri psikolog yardımcımız var. Çocuğa yardımcı oluyorlar, haftanın belirli günleri de aile ile görüşüyorlar.
Bizim amacımız topluma uyum sağlayamayan çocuklardaki sorunu çözmek için bir şeyler yapmak… Çocukların el becerilerini, kabiliyetlerini görme şansımız oluyor, eğitmenlerimiz görme şansı buluyor ona göre de çocuklarımızı yönlendirebiliyoruz. Diyelim ki çocuğun yazılıma yeteneği var onu oraya yönlendiriyoruz. Yaş grubu değişiyor genelde ilkokul ve ortaokula öğrencilerine hizmet veriyoruz. Amacımız buydu, başarılı olduk. Şimdi okullar ile görüşülüyor, okullarda sorun yaşayan kardeşlerimizi programa dahil ediyoruz.
İki grup olarak çalışıyoruz. Bir okula severek isteyerek gelsin diye, ikincisi de biraz önce bahsettiğim konularda başarısı olan çocuklarımızı oradan seçip ilave eğitim vererek bundan sonraki yaşantısına yol çizmek. Çocuğun bir konuya yeteneği varsa o çocuğu farklı alanlarda çürütmenin bir anlamı yok, ikinci aşamada ailede sorun olabiliyor, çocukta sorun olabiliyor biraz önce söylediğim gibi, psikolog ve sosyolog olan yardımcılarımız gözlemliyorlar, hal ve hareketleri, davranışları… Tabii onlar bu konuların uzmanı, hareketlerinden onların bir sorunu olup olmadığını tespit ediyor. Çocukları gözlemledikten sonra aileleri davet ediyorlar. Bir aile diğer aileyi görmeyecek şekilde davet ediyorlar.
Bazen ailenin bilinçsiz yaptığı şeyler çocuğa zarar veriyor. Orada aileleri bilinçlendirerek ve yetiştirerek çocuğa doğru yön vermeleri, çocuğun geleceğine daha yararlı olabilmesi için iyi bir planlama ile yön veriyorlar. Bu olay hem ileriye doğru ailede çıkacak sorunları da gideriyor. Aile eğer isterse birden çok kez de gelebilir. Bizim sağlıklı yaşam merkezimizden randevular alabilirler, orada kendi sorunlarını çözecek şekilde devam ediyorlar aile oradan destek alabiliyor.
Şu an kaç sınıf hizmet veriyor?
Orada şuanda dört sınıfımız var. Onlardan bir tanesine robotik kodlama atölyesi… Çocukları sınıf alıp onlara kodlamayla ders veriyoruz. Başarı düzeyine göre eğitim seviyesini artıracağız. Bir sınıfımızda üç boyutlu yazılım var. Orada çocuklarımızı geliştireceğiz. Bir sınıfımızda da ahşap tasarım atölyesi. Asıl hedefimiz; çocukların okuldaki uyumsuzluğunu, okuldaki sıkıntıları çözmek, çocuğun başka bir konuya daha çok yeteneği, becerisi varsa onu tespit edip doğru yönlendirmek. Hedefimiz bizden çıkan çocukların bir oyun, bir yazılım yazmaları… Bir program yazmak milyon dolar değerinde. Projemiz başarılı olacak, güzel gidiyor. Ben çocuklarımızın, gençlerimizin başarılı olacağına inanıyorum.
Peki gençlere yönelik neler yapıyorsunuz?
Gençlerimizde potansiyel var. Youtuberlara mekan sağlıyoruz. Kendilerini geliştirip yetiştiriyorlar. Özellikle Avrupa ile ilgili talep alıyoruz, onlara göre öğrenci yetiştiriyoruz.
Bilgisayar programı ve orada direkt makine programına geçecek şekilde eğitim veriyoruz. Firmalardan destek alıyoruz bu tip eğitimler için… Firma alacağı kişiye kendi yerinde çalıştırıldığı, deneme yaptığı zaman çıkarmasında sıkıntı oluyor, sigortasız barındırması sıkıntı oluyor, biz şunu yapıyoruz, 5 kişi alacaksa 20 kişilik bir arkadaş grubunu topluyoruz. 15 – 20 gün eğitimini onlar veriyor, hem de eğitimle beraber gözlemliyor. 20 kişinin arasında en az 5 tanesini istihdam ediyor firma. Diğerlerini de başka alana yönlendirdiğimiz oluyor.
Özellikle yurt dışından bize gelecek olan öğrencilerin bize sunacağı katma değer çok önemli… Bizim yurt dışına göndereceğimiz öğrenciler için de öyle, mesela şimdi çocuk üniversite bitiriyor, iyi bir işe sahip olması için iyi bir İngilizcesi olması gerekiyor, maddi durumu iyi olması lazım ki yurt dışına gidip yabancı dili gelişsin. Biz burada devreye giriyoruz, Avrupa Birliği fon desteğiyle bir aylık 15 günlük konaklama ücretlerini karşılıyoruz. Şimdi iki grup geldi, bizden de gidenler var, fakat yeni yeni gidiyorlar pandemiden dolayı. Araya pandemi girince bu yurtdışı çıkışları hep iptal oldu.
Belediyesin, yol ve kaldırım yapmak zorundasın. O zaten senin görevin. Bunun yanında halkına ilave bir şey kazandırabiliyor musun? İşte bu çok önemli.
Sağlıklı yaşam merkezinde büyüklere yönelik de çalışmalar var mı?
Var, şu an Koronavirüs salgınından dolayı yaşam merkezimiz salgına odaklanmış durumda, diyetisyenimiz bile öyle…
Bütün projelerde muhakkak proje ortaklarımız oluyor, yeri geldiğinde bulamadığımız da oluyor. Maddi ve manevi destek istemediğimiz için insanlar yadırgıyorlar, kendilerine zarar gelmesinden korkuyorlar. İlk zamanlarda gerçekten o konuyla ilgili büyük sıkıntılar yaşadık. Sonunda buna da bir çözüm ürettik. İki tane dernek kurduk, partnerde bir sıkıntı yaşadığımız zaman kendi partnerlerimizi kullanıyoruz. Bir projeyi alabilmek için onların dilinden konuşmalısınız. İstediğiniz kadar iyi niyetli olun, projeniz istediğiniz kadar başarılı olsun, ona bakmıyorlar. Riski daha fazla yayarak projenin daha başarılı olmasını sağlıyorlar.
Uludağ OSB’nin kentsel dönüşüm projesi ne durumda?
Biz projeleri yapmaya çalışıp nasıl insanların hayır duasını almak istiyorsak, aynı şekilde de olumsuz ve uygunsuz bir şey yaşamak istemeyiz. Öyle bir şey yaşanırsa onun geri dönüşü de çok zor olur. İnsanların bedduası bizi bitirir. Diyoruz ki hem görsel olarak güzel bir görüntü olsun hem de vatandaşımızın hoşuna gidecek bir proje olsun… Onunla ilgili toplantılar yapılıyor, revize projeler üzerinden devam ediyorlar. Yüksek katlar artık aşağı düşmeye başladı. Rahatlık bizim için ikinci derecede. Birinci derecede oradaki yapının bir değer katmasını istiyoruz. Büyükşehrin süzgecinden de geçecek elbette…
Gürsu’ya döneminizde yaptığınız başka hizmetler neler, seçim beyannamenizle doğru orantıda gidiyor mu?
Şimdi mesela Kapalı Pazar Yeri yaptık. Yerini satın aldık. Herkesin kendine göre bir yönetim tarzı var. Biz kimseyi yargılayamayız, kimseyi sorgulayamayız. Eskilerin sevabıyla günahıyla dosyaları kapandı. Biz bize ayrılan süreyi iyi değerlendirmeye bakıyoruz. Gürsu’da 110 bin kişi yaşıyor. Kimsenin hakkı geçmesin diye çabalıyoruz. Seçim beyannamesi çok önemlidir. Sonuçta siz halka bir söz veriyorsunuz. Diyorsunuz ki ben bunu yapacağım, şunu yapacağım. Vatandaş da size güvenip oy veriyor ve seçiliyorsunuz. İşte o saatten sonra seçim beyannamenizin vebali başlıyor. Yani yapamadığınız bir projeyi, bitiremediğiniz bir işi daha sonra yapma şansınız var mı? Yok. Peki, o insanların hakkını nasıl ödeyeceksiniz? Yapmadın ben de sana hakkımı helal etmiyorum derse ne yapabilirsin. Belediyenin girişindeki billboardlara söz verdiklerimizi ve yaptıklarımızı astık. Gürsu Belediyesi olarak 25 tane şahsi projemiz var. Bunlardan bir tanesi 4 puana denk geliyor 25 çarpı 4 eşittir 100 puan ediyor. Şu an bizim puanımız 62. Yılsonu kültür merkezimiz bitiyor. Şuanda yüzde seksene geldik. Proje içinde bir de güneş enerjisi santralimiz var, yılsonuna kadar o da bitecek.
Güneş enerji santralimiz var o da başladı, yıl sonunda o da bitiyor. Kültür merkezi ve yenilenebilir enerji bitiyor. Bunun altına da şöyle bir şey yazdık: “Vaatlerimizin dışında gerçekleştirdiğimiz hizmetler”. Burada da devasa projeler var, mesela sağlıklı yaşam merkezi kazandırdık. Beşinci parkımızı bitirdik, kamulaştırdığımız binalar ve yerler oldu, söz vermediğimiz halde devam eden projelerde köylerimize spor tesisleri, her köye halı saha yapıyoruz. Bakanlık destekli halı saha yanında soyunma odası falan var. Yenidoğan sağlık merkezi, Toki 2. Etap parkımız, bunlar da söz vermediğimiz halde devam eden projeler. Bizim hedefimiz Allah’ın izniyle kendi sözümüzü tutmamız. Avrupa birliği projelerinde çok iyiyiz, çok fazla proje yaptık. Mesela biz Adrenalin parkının hibe projelerle kendi imkanlarımızla yaptık, bu sokağa çıkma yasaklarını da orada değerlendirdik. Sokağa çıkmadık, Adrenalin parkına çıktık, orada birçok hizmet yaptık.
Adrenalin Park’tan randıman alıyor musunuz, durum nasıl?
Özellikle yurt dışından gelen kardeşlerimiz ciddi bir değer katıyor oraya. Bursa’yı tanıtıyoruz, pideli köfteyi, Ulucami’yi, Osmangazi – Orhangazi türbelerimizi tanıtıyoruz. 120 öğrencinin ikili grup halinde gelip yüzde yüzünün bakış açısı çok farklı gelirken ve dönerken. Diyorum Türkiye’ye gelirken ne düşünüyordunuz, giderken hangi algılarınız değişti. Çocuklar diyor ki; “Biz develer, cübbeli sarıklı, yani Ortadoğu insanı gibi düşünüyorduk. Havaalanından indikten sonra algılarımız değişmeye başladı”. Toplam kapasite 50 – 55 kişi ama zaten yazın daha çok çadırda konaklamak isteyen oluyor. Çadırlarımız falan da var, geçenlerde bir okçu grup gelmiş mesela. Teknik üniversitelerden kamp yapmaya gelen kardeşlerimiz vardı. Bireysel olarak bu işi yapanlar onlar. Ortaklaşa yapılan projeler haricinde bireysel olarak artık vatandaş gelip orada konaklıyorlar. Bu da çok güzel bir şey, pandemi rahatladıktan sonra oradaki talebe cevap veremeyeceğiz. Yurt dışından çok geliyor, İstanbul’dan çok misafirlerimiz geliyor. Karavan kampla ilgili çok talepler var.
Bursa’ya da turist çekmemiz lazım. Önce bizlerin Bursa’yı benimsemesi lazım. Benimsedikten sonra da bu güzellikleri etrafımıza da anlatmamız lazım.
Sayın Işık röportaj için teşekkür ediyoruz.