İnegöl Belediyesi’nin düzenlediği “Yerli ve Milli Olmak” seminerinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan
Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, kurdaki dalgalanmanın kriz olmadığını ifade etti. Yarar, “Ortada işçi
arayan bir grup var, Türkiye ihracat rekorları kırıyor… O zaman burada başka bir şey var. Biz başka bir şey
yaşıyoruz” dedi.
İnegöl Belediyesi, Aralık ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında “Yerli ve Milli Olmak” konulu seminer düzenledi.
Beşinci Mevsim Kültür Merkezinde Salı akşamı 20.00’da gerçekleşen seminerde, Türker Akıncı Moderatörlüğünde
Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ve Gazeteci Nedim Şener gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Yerli ve milli olmak konusu ile ekonomideki dalgalanma ve alınan önlemlerin masaya yatırıldığı programa, ilçe
halkının ilgisi de yoğun oldu.
YAŞANANLARI SONRADAN ÖĞRENİYORUZ
Kaymakam Eren Arslan, Belediye Başkanı Alper Taban, siyasi parti temsilcileri, meclis üyeleri ve STK temsilcileri ile
kalabalık vatandaşların katıldığı programda, güncel konulara ilişkin tespitler ve değerlendirmeler yer aldı.
Moderatör Türker Akıncı’nın, Gazeteci Nedim Şener’e gündemin ana başlığını oluşturan ekonomideki
dalgalanmaya ilişkin yönelttiği soru üzerine Şener, “Bu tür ekonomik dalgalanmalarda, ben burada bir krizden
bahsetmiyorum bu ciddi bir dalgalanmadır. Bu durumlarda en çok kaybeden insanlığımız oluyor. Neden
yakıştıramıyoruz bu olanları? Bu millet, 15 Temmuz gibi bir gecede canını ortaya koydu. Abdestini alıp, ailesiyle
vedalaşıp şehit oldu. Şimdi başka insanlar başka bir yaklaşım gösterince onlar farklı bir tutum alıyor. Şu anda
teknik olarak ne yaşandığını kimse bilmiyor. Cumhurbaşkanı konuştu, döviz düştü. Peki o zaman Cumhurbaşkanı
daha önce neden konuşmadı? Başka bir şey var. Biz bunu 2001 krizinde de sonradan öğrenebildik. Hangi
bankaların ne kadar döviz alımları yaptığını, Halk Bankası’nın o an ihtiyacı olan paranın IMF talimatıyla
verilmeyerek Türkiye’nin krize sokulduğunu… Onun için bugün hangi güçler o doları yükseltiyorlar, bunlara karşı
devletin aldığı birtakım önlemler var. Onların etkili olduğunu varsayıyoruz şu anda. Bu etki devam ederse doların
12-13 bandında kalabileceğini ve bunun ihracatta da bir rekabet gücü sağlayacağını düşünüyorum” dedi.
“HER GÜN ZEHİR VERİLEN VÜCUT, GÜÇLÜ OLSA NE OLUR”
Bu ekonomik dalgalanmanın sebepleri ve kimlerin organize ettiği konusunda da Mete Yarar’a soru yönelten
Akıncı’nın sorusu üzerine Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar “Buraya gelen insanlar farklı bir şeyler
söylememizi istiyor ama aslında cevabı sizler de biliyorsunuz. Çok sancılı bir dönemden geçiyoruz. Dün akşam bir
programda Doktor unvanlı bir konuk vücudun güçlü olması durumunda bu vücudun tepkileri böyle vermeyeceğini
söyledi. Tansiyon yükselir, düşer belli bir skalada gidersiniz dedi. Dedim ki vücut güçlüyse ve birileri bu vücudun
yemeğine her gün ısrarla zehir katıyorsa ne yapacaksınız. İstediğiniz kadar sağlam vücutlu olun” diye konuştu.
BURADA KONU PARA DEĞİL
Yaşananların bir kriz olmadığına da vurgu yapan Mete Yarar, “Bugün bizim de cevabını tam olarak bulamadığımız
sorular var. Bir taraf iş arıyor, bir taraf işçi arıyor. Kriz var demek için üretimin olmaması gerekiyor. Bu yaşanan
süreçlerin hiçbirine kriz diyemeyiz. Ortada işçi arayan bir grup var, Türkiye ihracat rekorları kırıyor… O zaman
burada başka bir şey var. Biz başka bir şey yaşıyoruz. 2011 yılı çok belirgin bir tarih. MİT krizi, gezi olayları, Libya’da
Kaddafi’nin, Arap Baharı süreci ve ardından Suriye’de olayların başlaması dahil olmak üzere… 2011 yılında Merkez
Bankasının rezervleri sadece 2011 yılının cari açığını kapatmaya yetmiyordu. Enflasyon 13’lerde, faiz 6
buçuklardan 5,75’e düşürülüyor. Devletin borçlanmasına bakıyoruz, o zaman borçlanma daha yüksek. İhracat o
gün 160 milyar ve dolar 1,65… Ortada kriz falan da yok. Normalde kriz o zaman olması lazım. Bugün faiz indirimini
eleştirenler, o gün enflasyon 13 iken faizin indirilmesini olumlu karşılıyordu. O zaman yanlış politika demediniz.
Peki bugün ne değişti de her şey geçmişe göre iyi gitmişken, doğalgazın bulunduğu, ihracatın arttığı, anormal bir
borçlanmanın yaşanmadığı dönemde ne oldu. O zaman burada konu para değil. Bunu parayla açıklayamayız.
Bunun cevabını aslında bu işi yapan adamlar bize verdi. Hatırlıyorsanız Rahip Brunson olayında Trump sizi dolarla
cezalandırıyoruz demişti. Ama içimizde Amerikalılardan daha fazla Amerika’yı savunan bir grup var. Amerika bize
bunu yapmamıştır falan diyorlar. Arkasından Biden seçime girmeden önce Türkiye’deki iktidarı değiştireceğiz
diyor. Neyle değiştireceksin? Darbe yemedi, PKK yemedi, FETÖ yemedi, DHKPC yemedi, çıkartılmaya çalışılan
olaylar yemedi, Doğa Akdeniz yemedi, Suriye, Irak yemedi. Ne kaldı elde, ekonomi. Türkiye’de her şey çok iyiydi
adamlar geldi bu hale getirdi demiyorum. Ama dünyada herkeste olan problemi birileri sizin ülkenizde kaşıyorsa,
buradan nemalanmak istiyorlar demektir” açıklamalarında bulundu.
TEK DERDİMİZ ÜRETMEK, KALKINMAK OLMALI
Yaklaşık 2 saat süren seminer sonunda, Belediye Başkanı Alper Taban da sahneye davet edildi. Başkan Taban,
salonu dolduran vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada; “Keyifli bir program oldu. İyi bir insan, iyi bir Müslüman,
iyi bir vatan evladı olmak zorundayız. Bu memleket hepimizin, bu ülke hepimizin… Bizim bir tek derdimiz olması
lazım, bu ülkede en güzel şekilde üreterek, kalkınarak yolumuza devam etmeliyiz. Pastayı büyütürsek refahımız
artacak. Mutlaka burada yapılan konuşmaların pek çoğunuzun duygularına da tercüman olduğunu düşünüyorum.
Kiminize söylenenler acı gelebilir. Bizler de siyasetin içerisindeyiz. Hatalarımız, eksiklerimiz, yanlışlarımı olabilir.
Ama kasten olmamalı. Eksiklerimiz varsa düzeltmeyi bilmeliyiz. Kimin için çalışıyoruz, bu ülke ve aziz milletimiz
için. Onurlu ve haysiyetli bir şekilde daha çok çalışmaya devam etmek zorundayız. Ben katılımlarından dolayı
misafirlerimize, bizleri yalnız bırakmadığınız için siz değerli vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
“BU MÜCADELEYİ FERT FERT HER BİRİMİZ VERMELİYİZ”
Kaymakam Eren Arslan da her ferdin bu mücadele içerisinde yer alması gerektiğine dikkat çekerek “Tek derdimiz
memleketimiz, insanımızın daha güzel yaşaması, ülkemizin tam manasıyla güçlü, üreten, yükselen, geçmişte
olduğu gibi dünyada adaletin, hukukun, insan haklarının savunucusu olan atalarımıza layık, onlar gibi olabilmek.
Derdimiz bu. Ama bunun kolay olmadığını, bulunduğumuz coğrafyanın, yaşadığımız ülkenin, aldığımız mirasın çok
kıymetli ve çok zor olduğunun da farkında olmalıyız. Bu farkındalık bizi güçlü kılmalı. Bu farkındalık değerlerimize,
tarihimize, geleceğimize, evlatlarımıza, doğru anlatılmalı ve yeni nesle doğru yön vermeliyiz. Bu manada
televizyonlarda kendilerini dinleyip istifade ettiğimiz kıymetli konuklarımız bizlere güzel örnek oluyorlar. Kendileri
de altını çizdi, bu mücadeleyi fert fert her birimiz vermeliyiz. Birilerine ihale etmek işin kolaycılığı. Daha çok çalışıp
ülkemizi hak ettiği yerlere taşımalıyız” ifadelerinde bulundu.
Konuşmalar sonrası Başkan Taban ve Kaymakam Arslan, konuklara hediye takdimi gerçekleştirdi.