Evrenin sonsuzluğu karşısında dünyamız çok küçük bir sahne.
Sanki bir toz zerresi!
Burada yaşayanların, en azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok.
Beğenin ya da beğenmeyin, şu anda 8 milyar nüfuslu Dünya, sığınabileceğimiz tek yer.
Evet, 8 milyar insan var o soluk mavi nokta üzerinde.
Maalesef bitmeyen savaşlardan biri daha yaşanıyor burnumuzun dibinde.
Bu savaşlar, insanın insana yaptığı eziyetlerin, yokluğun, çaresizliklerin tek nedeni ‘insanın
aptalca kibri' olabilir mi?
Ülkemizde; ‘en az üç çocuk o da yetmez beş çocuk' önerisi yapılan memleketimizin nüfusu,
bugün yabancılar hariç 84 milyon!
★
Nedir bu KAVGA?
Rusya ile Ukrayna arasında çıkan “kavgayı” ateşleyenler kim?
Kaynaklar kıt kanaatken artan nüfus, yokluklar, adaletsizlikler, eziyetler, üzerine birilerinin
kibri, kini, nefreti üzerine savaşlar, yapılan zamlar ve ezilen halk …
Yıllar önce rahmetli, deneyimli bir köşe yazarımız köşesinde:
Kavgayı nereye yazmak istersiniz?
İzmir’den bir öğretmenin bir şiirle “Siz kavgayı, öfkeyi, nefreti, sevgiyi ve dostluğu nerelere
yazardınız?” Diye öğrencilerine soruyor;
“Kavgayı ağacın yaprağına yaz,
Sonbahar gelsin, yapraklar kurusun diye.
Öfkeyi, bir bulutun üstüne yaz,
Yağmur yağsın, bulut yok olsun, diye.
Nefreti, karların üstüne yaz,
Güneş açsın, karlar erisin diye.
Ve dostluk ve sevgiyi, yeni doğmuş bebeklerin yüreğine yaz,
Onlar büyüsün, dünyayı sarsın diye.”
Bir öğrenci;
“Kavgayı eski bir kağıda yazmak isterdim, çöp sanılıp atılsın diye.
Öfkeyi, bir mendile yazmak isterdim, kullanılıp atılsın diye.
Nefreti, sahildeki kuma yazmak isterdim, deniz dalgaları büyüyerek yok etsin diye.
Sevgi ve dostluğu, bir tohuma yazmak isterdim, büyüyüp dünyayı sarsın diye.”
★
Bu Dünyada kavgayı eski bir kağıda yazmak; Umudun, dileğin, çocuklarımızın barış, dostluk
ve sevgi dolu evrende, küçücük mavi nokta olan bu dünyada özgürce yaşamaları…
İnsan kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur.
Birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor bu mavi nokta, bu tek yuvamız.
Sahip olduğumuz tek şey!”