Son yılların trend kelimelerinden “sürdürülebilirlik”… Aslında sadece gerçekten kurumsallaşmış kurum ve kuruluşlarda konuşuluyor, uygulamalara ilham oluyor. Bazılarınınsa sadece tanıtım cümlelerinin süs bitkisi olmaktan öteye geçemiyor.
Sürdürülebilirlik, bir kurumda sadece ve sadece çalışanından patronuna, tedarikçisinden tüketicisine kadar tüm dinamikler tarafından kabul gördüğünde uygulanabiliyor oysa…
Neymiş bu sürdürülebilirlik bir bakalım mı?
Wikipedia’da “kaynakların sömürülmesi, yatırımların yönü, teknolojik gelişmenin yönlendirilmesi ve kurumsal değişimin uyum içinde olduğu, insan ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayabilme potansiyelinin hem günümüzde hem de gelecek için korunduğu dengeli bir ortamda değişimin sağlanması” olarak tanımlanıyor.
Bir cümle ile tanımlansa da dediğim gibi uygulaması çok zor… Ülkemizde geleneksel ilkelerle kurulmuş, büyümüş, cirosu listelere girmiş fakat kurumsallaşmayı başaramadığı için ya el değiştirmiş ya da ömrünü sonlandırmış birçok aile şirketi var. Bu topraklardan yazık ki bu sebeplerle çok da fazla dünya markası çıkamıyor. Çünkü kurumsallaşmak gerçekten çok zor… Ticari bir işletmenin kişilere bağımlı olmadan faaliyetlerini sürdürebilmesi ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapıya kavuşabilmesi oldukça zor bir süreç… Kaş yaparım derken göz çıkarılması, ve dahi işletmenin iflasa sürüklenmesi olasılıklar dahilinde…
Bursa ölçeğinde baktığımızda ise şükür ki gerçek manada kurumsal, kurumsallıktan da öte geçmiş, sürdürülebilirlik adına dev bir yatırıma adım atmış bir firmamız var: “Bursa Çimento”…
Kuruluş tarihi 1966 olan Bursa Çimento, Kestel’de anonim şirket olarak kuruldu. Fabrikanın temeli 1967 yılında dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından atıldı. Yüzde yüz halka açık sermayeli olarak da ticari serüvenine devam ediyor.
Bursa Çimento’nun Genel Müdürü Osman Nemli, yaptığımız sohbette insan adına, çevre adına, küresel iklimin korunması adına umutlandırıcı bilgiler verdi.
Çocuklarımıza miras bırakacağımız dünyanın korunmasının yediden yetmişe her ferdin, kurumun, kuruluşun, hükumetlerin, devletlerin asli görevi olduğunun bilincine yavaş yavaş varıyoruz. Geç de olsa umutlarımı koruyorum ben bu manada…
Genel Müdür Osman Nemli’nin de altını çizdiği üzere çimento deyince aklımıza toz geliyor, üretim tesislerindeki bacadan karbon, azot emisyonu salınımı ve saire hep sıkıntılı konular…
Çok yalın bir dille anlatmaya çalışacağım:
Çimentonun ham maddesi klinkerin öğütülmesi, sonrasında alçı ile karıştırılması sonucu toz oluşumu, pişirme safhasında ise zararlı gazların emisyonu söz konusu…
Mevcutta biri 66 model, diğeri ise 76 model iki fırını bulunan firma sıfır tek fırın alacak.
Bu yeni fırın sayesinde hem elektrik hem de kömür tüketiminde sağladığı tasarruf firmanın finansal karşılığı olacak.
Yine aynı şekilde karbon ve azot emisyonu aşağıya çekilecek.
Ve firmanın doğaya sağlayacağı başka bir katkı ise yeraltından su çekmeyeceği, geri dönüştürülmüş su ile işlem yapacağı olması…
Bursa Çimento mermer ve sair kalıntılarını üretime katarak hammadde kullanımında da yüzde 10 azalım sağlayacak.
Tozun ortadan kalması için, bu yatırım kapsamında üstü kapalı stok alanlarını 6 katına çıkaran firma, kırıcı ocak içinde konveyör (kapalı bant) ile taşıma yapacak.
Fabrika içi üretim trafiği yüzde 80 azalacağından gürültü emisyonunun da düşürülmesi hedefler arasında.
Hiç teklemeden 50 yıl çalışma olanağı sunan bu son teknoloji yatırımın maliyeti ise 110 Milyon Euro… Yani Türkiye’nin en büyük yatırımı diyebiliriz.
Avrupa Birliğinde yürürlükte olan çevre yönetmeliklerinden bile daha çevreci bir firma olan Bursa Çimento, 2023’ün ilk çeyreğinde yeni teknolojik ve çevreci yatırımını tamamlamış olacak.
Genel Müdür Osman Nemli, yıllarını çimento sektörüne vermiş, yurt içi ve dışında sektörde yaşadığı tecrübeleri Bursa Çimento’ya aktaran bir profesyonel…
Zamanında stratejik bir hamle olarak talep ettikleri kapasite artışında çok fazla muhalefet gören firma, bu yatırımla aslında kapasite arttırmıyor, aynı üretim miktarı, daha az ekipman ile gerçekleştirecek.
Bu çevreci yatırım Bursa’ya ve Türkiye’ye katma değer sağlayacak… Belli ki Bursa Çimento’yu da sektörünün bir numarası yapacak.
Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün ana damarlarından çimento sektöründe, Bursa Çimento eliyle bu sağlıklı yatırımın yapılması, dediğim gibi çevre için umutlarımızı bir kez daha yeşertti. Yolu çevreden, insandan, doğadan geçenlere selam olsun…
