Kısa geçmişte gündemim biliyorsunuz ki babası Mehmet Adanur tarafından tehdit edildiğim Bursaspor’un eski gölge başkanı Emin Adanur…
Konuyu bilmeyenler, duymayanlar için özet geçeyim, bu arada Ak Parti İl Başkanı Davut Gürkan’ın şahsen yüzüne söylediğim cümleyi de buradan tekrarlayayım: Bursa Muz Cumhuriyeti değil, bu zatlar önüne geleni tehdit ediyor, Bursa güvensiz bir şehir olarak algılanmamalı, bu tiplerin önüne geçilmeli…
Bursaspor’un gölge başkanı Emin Adanur’un babası Mehmet Adanur tarafımı arayarak oğluyla ilgili kaleme aldığım paylaşımları takip ettiğini ve aramızdaki sıkıntının sebebini sordu. Ben de kendisine Emin Adanur’un daha önce çok aleni bir şekilde Büyükşehir Belediye Başkanına yapılan bir kumpasın içine beni dahil etmek, dolayısıyla bana da kumpas çekmek istediğini söyledim. Ayrıca oğluyla ilgili tek yazanın ben olmadığımı da belirttim.
Üzerine; Mehmet Adanur aynen şu cümleyi kullandı:
“Bursaspor taraftarını bilirsin, Emin’in tırnağına zarar gelirse senden bilirim!”
Siz beni tehdit mi ediyorsunuz dediğimde
“Nasıl istersen öyle algıla!”
karşılığını aldım.
Mehmet Adanur daha da ileriye giderek
“Senin ipini elinde tutan itleri de biliyorum, gereğini yaparım!”
cümlesini kullandıktan sonra kendisiyle konuşacak bir şeyim olmadığını söyledim ve telefonu kapattım. Hakaret ve tehditleri bitmemiş olacak ki tekrar aradı, telefonu açmadım.
Daha önce Emin Adanur’un Bursaspor’un küme düşmesinin yolunu açtığını, ihaleyi de Alinur Aktaş’a bırakmaya çalıştığını, sebebinin ise Başkan Aktaş’la süregelen sıkıntılar olduğunu, Bursaspor üzerinden siyaset yapıldığını yazdım, herkesin konuştuğu ama yazamadığı üzere bu siyasetin de Faruk Çelik’e yaranmak için yapıldığını yine yazıyorum.
Bursaspor’un küme düşüşünde rol aldığı iddiasıyla eski Bakan Faruk Çelik konusu dillere düşmüş durumda…
En iyi tanıyanlar dahi Çelik’in Büyükşehre Başkan olmak istediğini söylüyor, kabine değişiminde de bakanlık istediği çokça konuşulmuştu. Siyasetçilerin siyasetten kopamamasını çok doğal karşılıyorum, Faruk Çelik’in de hizmet etmek istemesi, yapılan hizmeti beğenmemesi, zaman zaman eleştirmesi de anlaşılır bir şey…
Anlayamadığımız şu ki;
şantajcısı,
değnekçisi,
oto elektrikçisi,
sözde gazetecisi,
kumpasçısı,
inşaatçısı
hepsi Çelik’i adını kullanarak,
daha da kötüsü onun lehine haberler, paylaşımlar yaparak, ona yarayacağına inanılan kumpaslar çekerek yol alıyor…
Faruk Çelik çıkıp benim ne işim olur bu müptezellerle demediği sürece de bu etiket üzerinde yapışık kalacak…
Çok yürekten söylüyorum ki bunların Bakan Beye zerre faydası olmadığı gibi, hanesine hep eksi yazılıyor.
Neyse, dönelim şu tehdit meselesine tekrar;
Bursaspor taraftarı salak değildir, eğriyi doğruyu görür, gaza gelmez..! Benim yazımla mı hareket edecek, bunu söylemek bile Bursaspor taraftarına hakarettir! Sokağa çıktığınızda görürsünüz ki birçok kişi zaten benimle aynı fikirde…
Sözün özü, sosyal medyadan aleni yaptığım suç duyurusunu hemen ilgili mercilere de yaptım.
Ben gazeteciyim, demir – tren hikayesi yani…
Korksaydık bu mesleği yapmazdık…
Hele ki bir erkeğin bir kadını tehdit etme mevzusuna hiç girmiyorum bile..!
Hal böyleyken Emin Adanur’la ilgili bilgiler akmaya devam ediyor. Bir önceki yazımda EMİR-KOOP’u durmadan şikayet eden Ekrem Pamuk meselesini ve Emin Adanur’la olan ticari ilişkisini yazmıştım. Dileyenler linkten okuyabilir.
Bu yazıdan sonra takipçiler Emin Adanur’un Balkan Mahallesinde EMİR-KOOP uhdesindeki birkaç kooperatifin ortak yaptığı inşaatı da biraz kurcalamamı istediler.
Çok acayip bir “rant düzeneği” kurulmuş…
EMİR-KOOP’un amacı belediyelerle birlikte uygun arsalar üreterek proje yapmak isteyen ve uygun/yasal şartlara haiz olan kooperatiflere bu arsaları satmaktı(r).
Eskiden gerçekten ihtiyacı olan, biraz birikimi olan, azar azar ödemelerle yavaş yavaş ev sahibi olmak isteyen kişilerce kurulurdu kooperatifler. Şimdi inşaat üretimleri çok hızlı, parası olan birkaç hisse ile kooperatife dahil olabiliyor. Zaten bence artık az parası, az birikmişi olanı da almıyorlar. Çat çat yap – sat mantığı ön planda… Kooperatifler ev sahibi olmak için değil, müteahhit mantığı ile anahtar teslim konut satışı için kuruluyor yazık ki…
EMİR-KOOP’un Balkan Mahallesindeki arsasını da dört kooperatif birleşerek alıyorlar, tabii Bursa’da artık imarlı arsa karaborsa, fiyatlar çok yüksek olduğu için EMİR-KOOP’a 12 – 24 taksit ödeme imkanları da olduğundan ballı lokma tatlısı bu arsa…
Tüm bunların yasalar çerçevesinde olduğunu da belirtelim. Mesela yasada ev sahibi olan kooperatife üye olamaz veya tek hisse ile üye olunabilir gibi bir madde yok, rant yolunun kapatılması için bu tür maddeler kesinlikle yasaya konulmalı ve klasik kooperatifçilik anlayışı korunarak devam etmeli…
Önünden Bulvar geçecek şekilde imara açılan 270 daire ve onlarca ticari alanı bulunan bu arsa yaklaşık 6 Milyon liraya bahse konu dört kooperatife satılıyor. Üstelik 24 ay taksitle… Ballı lokmanın balı şu ki; kooperatiflerin ikisi Mustafa Bozbey’in yakınının, biri yine Bozbey’in olan Nilvak’ın otoparkının başındaki kişinin, diğerinin ise Bozbey’in kardeşi Hüseyin Bozbey’e ait olan adresle aynı adreste görünen kişinin olması…
Bozbeygillerin kooperatifleri daire karşılığı Emin Adanur’un firması ile anlaşıyor. Şimdi kooperatifler yine yasal çerçevede yatırımcı ortak alabiliyor. Yani şöyle ki mesela bir kooperatif 10 tane 20 tane daireyi bir kişiye satarak bunları sen sat diyor. O yatırımcı aracı da bu daireleri üzerine kar koyarak topraktan veya kaba inşaattan satıyor. Veya Emin Adanur direkt birileriyle sen sat anlaşması yapıyor.
Örnekle açıklayalım.
Bir daire kağıt üzerinde projeden satıldığında diyelim ki 500 bin TL. Kaba inşaatta oluyor 700 bin TL.
Bir alıcı da bu daireyi topraktan alıp 500 bin TL ödüyor olsun…
Emin Adanur’un satış için görevlendirdiği ortaklardan biri olan Gezgintaş İnşaat firmasının sahibi Ahmet Demirtaş birçok kişiye daire satıyor, sözleşme yapıyor, alıcılar Emin Adanur’un da imzasını isteyince şirkete gidiliyor. Büyük Patron Emin Adanur alıcıların karşısına misafiri olduğu gerekçesiyle çıkmıyor, personel diyor ki “Emin bey toplantıda biz imzalatıp getirelim sözleşmeleri”… Sonradan anlaşılıyor ki o imzalar o an orada bulunan personele imzalatılmış, daire sahibi olduğunu zanneden kişiler de bir güzel kandırılmış…
Sonra inşaat bitiyor, 500 bin TL vermiş olan kişi tapu istiyor, parayı çok önceden veren kişiler Emin Adanur’un firmasına yönlendiriyor. Biz size daire satmadık ki deniyor doğal olarak, imzamız bile yok sözleşmede… ! Bu mağdurlardan sadece bir tanesi Ahmet Demirtaş’ın parafını yakaladığı için yaptığı ödemenin küçük bir kısmını tahsil etmiş durumda, onlarca mağdur var, aracıları aracılığı ile Emin Adanur’a bir nevi inşaat sponsoru olan…
Güzel iş değil mi…? Kısa yılın kârı…
Emin Adanur’a inşaat yaparken para vermiş, destek olmuş, sonra da daire sahibi olacağım derken avcunu yalamış böyle bir çok mağdur var ki sadece Balkan Mahallesindeki 2 projesinde değil, Adanur’un Ekrem Pamuk ile ortak yaptığı İhsaniye’deki projesinde ve Balat’taki projesinde mağduriyetler yaşanıyor…
Bursa Emlakçılar Odası Başkanı Erdal Çelebi’nin burada dikkatini çekmek istiyorum. Üyelerinizin işini, kooperatiflere yatırımcı ortak olarak alınan ama aslında emlakçılık yapan kişiler ellerinden almak üzereler… Başkan Çelebi duyarlıdır, bu konunun peşine düşecektir.
Ve dahi herkesin desteklediği kooperatifçiliğin bu ellerde dejenere edilmesi de içler acısı…
Emin Adanur İhsaniye’de Asya Spor Merkezinin yerine yapılan inşaatta Ekrem Pamuk’la ortak…
Ekrem Pamuk, Mustafa Bozbey döneminde yap – işlet – devret yöntemi ile aldığı Plaza 16’yı geri vermeyi, bahsettiğim inşaat alanı ile takas etmeyi çok istemişti, fakat Bozbey asla demişti. Bu yüzden de Pamuk ve Bozbey’in arası çok bozuktur.
Aynı Emin Adanur’un Balkan Mahallesinde yaptığı inşaatın yer sahibi 4 kooperatif de Mustafa Bozbey’le ilintili…
Maşallah Emin Adanur tüm grift ilişkilerde bir numaraya oynuyor…
Robin Hood tersi fakirden topladığı parayla yaptığı konutları zenginlere yüksek parayla satıyor…
Kanunlarda yazmayan ama bazılarımızın hala içini sızlatan vicdan meselesi var ya… Tozlu raflarda yerini almış…
Vah ki vah…
Yazarın notu: Gelen yeni belgeler ışığında yazımı tekrar düzenledim, konunun hiçbir yasal düzeneğe oturtulma imkanı olmadığı gibi Emir-Koop’un hangi akıllara hizmet ettiğinin de başka bir yazı konusu olduğunu belirtirim… Okuyucularıma saygıyla…