Sevgili okuyucular
Uzun zaman sonra tekrar beraberiz…
2015 yılında Çin ve Türkiye, Çin ve dünya ticareti hakkında sizlerle köşe yazılarımda düzenli bilgiler paylaştım.
Bu yeni dönemde biraz daha genişletip; güncel bir söylem olan ‘YENİ DÜNYA DÜZENİ’NE uygun bir yazı seri oluşturmayı planlıyorum.
Genelde burada yazacaklarım benimde profesyonel ticaret hayatımda yaşadıklarım ve benim ticaretime yön veren gelişmelere paralel olacak olup, gerçek uluslararası ticaret ve dünya ticaretini hep beraber masaya yatıracağız.
İlk yazıma, ‘Yeni Dünya Gücü’ olarak tanımlanan ve pandemi ile beraber Çin’in güç kaybetmesi, dünya ticaretinin rolünün azalmasıyla beraber Hindistan daha çok ön plana çıkmıştır.
Geniş bir coğrafya üzerinde yer alan Hindistan, küresel ticaretin gerçekleştiği önemli su yollarına komşu olması, son dönemde yükselen güç yapıları arasında zikredilmesi, tarihi olarak hem birlikte yapıcılık hem de rekabet hâlinde olduğu Çin’in varlığı karşısında Batı’nın potansiyel ittifak gücünü oluşturması gibi özellikleriyle günümüz siyasi ve ekonomik gelişmeleri çerçevesinde dikkat çeken bir ülkedir.
Hal böyle olunca 2020’den bu yana Hindistan ile ticaretimiz %400 artarken dünya geneli ile ticareti 3 katına çıkarken ekonomisi %70 değer kazanmıştır.
Ve ülkede başlatılan ekonomik reform ve kentsel dönüşüm ile beraber ülkenin çehresi değişmeye başladı.
Artık o bildiğimiz, fakir ve pis ülke yavaş yavaş modernleşiyor.
Türk iş adamlarının da gözbebeği olan Hindistan’ın bu güzellikleri ile beraber zorlukları da epey bir fazla. Bu da daha ülkenin global ticaretteki büyümesini kimi zaman frenliyor; lakin bu zorlukların yakında düzeleceğine eminim.
Çin’de zamanında daha çok zorluklar vardı ki; düzene girip, her şeyin bir çözümü olduktan sonra Çin’in dolar rezervinin Amerika’nın 10 katına ulaştığı dönemleri hepimiz biliyoruz.
Bir sonraki yazımda hep beraber Hindistan’da yaşanan ticari zorlukları inceleyeceğiz.
Görüşmek üzere…