Peşin peşin anlaşalım bu yazı bir hayli uzun olacak… Okursanız siyasete futbolun nasıl bulaştırıldığını, amacın ne olduğunu öğrenmiş olursunuz… Ama tek bir aşamayı dahi atlamadan okuyun ki kafada soru işareti kalmasın..!
Ve yine peşin peşin anlaşalım bir Bursalı olarak tabii ki Bursasporluyum ama bu futboldan anladığım anlamına gelmez… Ofsayt, korner bilmem, ama siyasette kim kimi taca atmaya çalışıyor, kim kime kumpas çekiyor, kim kimi siyaseten destekliyor, az çok anlarım..!
Son bir yıldır Bursaspor’a başkan olunca Bursalıların tanıdığı, ondan öncesindeki yıl basın camiasına hızlı dalışıyla siyasetçilerin ve medyanın tanıdığı ve de öncesinden inşaat sektörünün yakından tanıdığı bir isim var: Emin Adanur…
Biz Emin Adanur’un medyacı yönüyle başlayalım…
Enbursa sitesini açıp İnci Sözlük ve Uludağ Sözlük’e ortak olup, bir de Uludağ Medya sitesinin gölgeden yönetip medyaya girdiği günden beri Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı hakkında abuk sabuk, belden aşağı, gazetecilik kısvesi altında çakma, yalan, düzmece haber yapan – yaptıran biridir kendisi… Bu konuda en büyük desteği de AKP’li Cennet Yüzer (eski Cankılıç)’tan alır, Cennet ablası en sevdiği ablasıdır… Son 20 yılını Ak Parti üzerinden domine eden Cennet Yüzer’in Ak Partiyi ve Ak Partinin Büyükşehir Belediye Başkanına, önceki dönem il başkanına yalan, iftira ve bel altı taarruzlarda bulunan Emin Adanur’a kalkan olması da trajikomik bir durumdur. Cennet Yüzer kurtla avlanıp, kuzuyla yas tutuyor.
Nereden bildiğimi soruyorsanız 2 yıl önce yazdığım, altta da linkini paylaştığım yazımı okuyuverin bir zahmet…
https://www.bursasoylem.com/2020/05/12/aktas-ve-salmana-kim-ates-ediyor/
Emir Adanur’un eski ortağı Uygar külhaşoğlu ve çalışanı Esat Kaplan’la (O dönemde Cennet Cankılıç yine oradaydı, hala orada) en çirkin saldırı, iftira içerikli haberleri Enbursa’da değil de feyk hesaplarla Twitter’da paylaşıp kaynağı belirsiz şekilde yaydıklarına daha önce tanıklık etmiş birisiyim. Başka kimler bu tür ahlaksızlığın ortağı oldu, onları da biliyoruz da… Neyse…
Dünya görüşü Adanur’un kendi deyimiyle şu şekildedir: “Muhafazakar görüşlüyüm, ama tam muhafazakar değilim…” Bu görüşü; işine gelenleri muhafaza etmek, gelmeyenleri de boş vermek şeklinde algılamamızda sakınca yok sanırım. Ne şiş yansın ne kebap derken; hem kendini, hem Bursaspor taraftarını, hem bir sürü insanın canını maddi manevi yakmaktan kaçınmıyor.
Mesela kendisinin hukuk tanımazlığı o kadar alenidir ki iki kez aynı yere “Atapark’a” kaçak bina yapmıştı, restoran olacaktı orası, ikisi de yıkıldı rahat olun..! Aynı yere iki kez kaçak yapı yapmak yasaları, kanunları, kuralları zaten hiçe saymak, tanımamaktır. İtirazı olan yoksa devam edelim…
Adanur’un Başkan Alinur Aktaş’la ne alıp veremediği var, hangi rant projesine onay alamadı, neden bu denli ters düştü bilmiyoruz. Ama attığı her adımda hedefinde hep Aktaş vardı. Mesela; Bursaspor’a ilk başkan olduğunda bir dünya bot hesapla “Stadyum Bursaspor’un elinden alındı” yaygarası yaparak yine Alinur Aktaş’ı hedef tahtasına oturtmaya çalıştı. Ki Türkiye’deki tüm şehirlerdeki statlar o şehrin takımına tahsisli olduğu gibi bizim stadyumumuz da Bursaspor’a tahsisliydi. Yerin kimin olduğunun hiçbir önemi yoktu, yani stadyumun reklam gelirleri, kira gelirleri ve sair hepsi Bursaspor’undu, o zaman da öyleydi, bugün de öyle…
Şimdi dönelim haydi bugüne…
Bir internet haber sitesine verdiği röportajda meydanı boş sanıp, en iyi bildiği şeyi algı yönetmeyi yapmaya kalkıp, kendini Bursaspor’a verdiği zarardan aklamaya, mevcut yönetimi de karalamaya çalışmış Emin Adanur…
Ne dediğinden çok neler demedi, hangi gerçekleri gizledi, hangilerini saptırdı anlatayım size…
Önce başkan olduktan sonraki ilk yarı o tahta nasıl açıldı bakalım. Kendisi inşaatçıdır zat-ı muhteremin.
Futboldan benim gibi hiç anlamayanlar için küçük bir bilgi vereyim: Tahtanın açılması için kulübün borçlu olduğu futbolculara ödeme yapması ve ibra alması gerekiyor. Yani ya ödeme yapacak, yada ödeme yapmasa da futbolcu alacağı saklı kalmak kaydıyla yine de ibra imzası verecek. Türk futbolcuların maddi alacakları için Türkiye Futbol Federasyonu, yabancı futbolcular içinse FİFA bakıyor mevzuya. Yani futbolcuya borcun varsa transfer yapamazsın, imza almak zorundasın.
Şimdi Adanur 70 Milyon Lira girdi sağladım diyor ya Trabzon’a verilen üç karşılığında kulübe 29 Milyon Liralık çek girdi. Kalan girdi nasıl oldu söyleyeyim size: Adanur futbolculara daire sattı, hem de 1 Milyon Liralık dairelere 3 – 3,5 Milyon Lira yazarak sattı.
Daha net olalım: O dönem 1 Milyonluk daireyi 3 Milyona sattığında yöneticinin yani Adanur’un alacak hanesine 3 Milyon yazılıyor. Yani zaten bir daireden 2 Milyon Lira fazla alacağı oluyor, güzel gelir kapısı değil mi? İnşaatçılara duyurulur, daire satamıyorsanız Bursaspor’a başkan olun, değerinin 3 – 4 katına daire satın..! Yaptığı işe, yaşa, başa, çapa bakıp 70 Milyonu nereden buldun diye sormazlar mı adama?
Keza; sahibi olduğu Ergünkent firmasından konut aldığını zanneden, aldığı konutlar birden fazla kişiye satılan, 130’dan fazla mağdurun çoğunun kendisinden davacı olduğu, birçok insanın ahını üzerinde taşıyan Emin Adanur’dan bahsediyoruz.
Geçelim başka bir konuya;
Santrafor oyuncusu futbolcuya 130 Bin Euro olan borcu taksitlendirme teklifi götürüyor Adanur. 5 taksit yapalım, ilk taksitler düşük, en son taksit de alacağın yarısından fazla olsun, sen de imza ver diyor ve anlaşma sağlanıyor. Yani ilk 4 ay 20 bin Euro yapıyor 80 bin Euro, son ayda 70 bin Euro ödeyelim diyor. İlk birkaç ayda ödenen para toplamda 30 – 40 bin Euro civarında, sonra ödeme şak diye duruyor. Ve fakat sözleşme koyulan öyle bir madde var ki akıllara zarar: Taksitlerden herhangi biri ödenmediği takdirde futbolcunun alacağı 130 bin Euro’ya 130 bin Euro daha cezai şart olarak kulüp futbolcuya öder..! Yani borç 260 bin Euro’ya çıkar..!
Ve aynen de öyle oluyor, cezai şart işleme giriyor, futbolcu aldığı 30 bin Euro üzerine 260 bin Euro daha alacaklı konuma geliyor. Böyle bir cezai şart koyulur mu Allah aşkına? Ama ödememeyi, yeni yönetime daha fazla borç bırakmayı kafayı koyan biri için 130 da olur 330 da olur cezai şart, ne fark eder, değil mi? Bu futbolcunun alacağından 110 bin Euro’luk kısım Emin Adanur istifa edince zor bela futbolcuya sildirildi.
O meşhur 3 oyuncu Trabzonspor’a satılırken teknik direktöre verdiği söz yerine 6 oyuncu alınmasıydı örneğin… Ve fakat almadı, çekleri kulüpten alacağına karşılık aldı ve gitti.
Kulübü sadece aldığı futbolculardan 150 MİLYON LİRA borçlandırdı, ekstra borçlar da yaptı ve gitti.
Bursaspor’un transfer tahtasını açmasaydı bugün kulüp daha az borçlu olacaktı ve belki de küme düşmeyecekti, işin başka bir tarafı da böyle maalesef…
Kulüp bu haliyle Alinur Aktaş’ın eline kalınca transfer tahtasını açtırmak da haliyle daha da zorlaşmıştı. Bütün alacaklı oyuncularla anlaşma sağlandı, dosyaları kapandı, tam transfer tahtası açtırılacak ki Emin Adanur tekrar devreye girdi. Yönetiminden biri geldi ve “Para hazır, Emin parayı verecek” dedi. Kafa karıştırmak, futbolcular ve taraftar nezdinde Alinur Başkanı zayıf göstermek adına çekilen bir operasyondu bu da yazık ki…!
Tam da bu sırada Emin Adanur “İzin verin geri geleyim” dedi. Neyse ki izin verilmedi.
Ömer Furkan Banaz başkanlığındaki yeni yönetim öze dönüş politikasını uyguluyor şimdi. Altyapıdaki birçok genç futbolcu Bursaspor’a küstürüldü, gittiler, onları toparlama çabasındalar. Bu taktik doğru mu, yanlış mı, bilmem, anlamam. Bildiğim bir tek şey varsa o da Emin Adanur’un, Alinur Aktaş’a düşmanlık yaparken Bursaspor’u alet etmesidir. Bursaspor’u tartışmasız Emin Adanur düşürdü. Hem de bile isteye…
Ve kanımca bu gidişle Emin Adanur’un adı Bursa’da medya, inşaat sektörü ve Bursaspor tarihine Cem Uzan replikası olarak kazınacaktır.