Bugün sizlere Nilüfer Ataevler’deki kentsel dönüşüm meselesinin nasıl cılkının çıktığını anlatacağım. Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin 0,50 emsal artışı ve kat artışı kararları ile özellikle Ataevler bölgesinde yapılan kentsel dönüşüm aslında şehrin kalbine vurulan hançer niteliğinde…
Neden mi?
Çünkü bu imar değişikliğinde, teknik ve sosyal altyapı alanı oluşturulmadı. Bu değişiklik yapılırken bölgenin nüfusu neredeyse 3 katına çıkmasına rağmen, trafikte, elektrik, su, internet vs donanımında, yollarda, sosyal yaşam alanlarında, parklarda oluşacak yük hiç hesaplanmadı. Ötesi, Nilüfer şehrin en son yapılaşan bölgesi olmasına, deprem, bina eskiliği gibi nedenlerle öncelik verilmesi gereken birçok bölge bulunması rağmen neden Nilüfer’de kentsel dönüşümün bu denli hızlandırıldığına anlam verilememişti.
Şimdi daha iyi anlıyoruz. Meğer geçmiş dönemki Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de çok ilgiliymiş konuyla…
Her türlü illegalliğe, şikayet olmadığı sürece göz yumulan bir sistem oluşturulmuş da haberimiz yokmuş…
Ancak, şu anda konu öyle bir hale geldi ki, imar projesine yada tadilat projesine uymayan tüm kentsel dönüşüm projelerinin ruhsat iptalini tetikleyecek, hatta yıkıma kadar gidebilecek emsaller önümüze geliyor.
Birini anlatalım:
Konu; Mustafa Bozbey’in henüz Nilüfer belediye başkanı, aynı zamanda CHP’nin Büyükşehir Başkan adayı olduğu dönem başlıyor.
Gidiyorlar Bozbey’e, diyorlar ki “Bu daire sayısı bizi kurtarmıyor, sen bizi kurtar!”
Girme kardeşim kurtarmıyorsa… İşini hakkıyla yapan müteahhitlerin ne suçu var. Biz girelim, ağamız, dayımız var, nasılsa tadilat projesi ile çözeriz mantığı, ağası dayısı olmayanlara haksızlık olmuyor mu, burada haksız rekabet tavan yapmıyor mu?
Bozbey de “Elbette” diyor “Nilüfer’deyken çözelim sizin işi”… Bu iş çözmeler pek tabii ki karşılıksız kalmamalı, sonuçta adam uğraşıyor…
Bundan sonra devreye Bozbey’in has adamlarından, ailesinin değerli dostlarından H.G. giriyor. Belediyede görevi falan yok, o dış işlerine bakıyor Bozbey’in… Müteahhit firma ile tüm görüşmeleri o saat itibariyle H.G. yapıyor.
Madde madde gidelim:
- 2018 yılında imar planı uygun verilen ruhsatta inşaat alanı 49 bin 500 metrekare iken, Mustafa Bozbey’in verdiği sözü Turgay Erdem devam ettirmek durumunda kalıyor ve 2019’da tadilat planı ile inşaat alanı 61 bin 800 metrekareye çıkarılıyor. (Turgay Erdem, Mustafa Bozbey’in talimatıyla bu tadilat planını onaylasa da iş ayyuka çıkınca ve Bozbey “benim hiç haberim yoktu, tamamen Turgay Erdem’in yapmış olduğu bir şey” deyip topu Erdem’in üzerine atınca ikisinin arasının açıldığını da parantez içinde belirtelim.)
- İmar planında yapı yüksekliği azami 24 buçuk metreyken, tadilat ruhsatıyla yapı yüksekliği izni 32 metre 40 santime çıkıyor.
- İmar planına göre 345 civarında daire çıkması gerekirken, 49 bin 500 metrekarelik alana 428 daire nasıl sığdırılıyor? Elde edilen 83 ekstra daire var… Bu 150 – 160 Milyon liralık ekstra rant demek..! Bir kentsel dönüşümden bir müteahhidin bu kadar kar elde etmesini nasıl karşılamalıyız..?
- Seçimden önce aile dostu H.G., Bozbey’in verdiği söze karşılık müteahhide gidiyor ve bu jest (!) karşılığında nakit vererek 3 daire aldığına dair sözleşme yapıyor. Nakit para alınmamış ki müteahhit kendisi hakkında “dairelerimizi rüşvet muhteviyatında almak istiyor” diye şikayetçi oluyorlar, H.G. de 20 daireye satılamaz şerhi falan koyduruyor, ancak iş çözülünce şikayetten vazgeçiliyor ve daireleri H.G.’ye veriyorlar. Şimdi bu daireler tüm görüşmeleri Bozbey adına yapan H.G.’nin mi oluyor, yoksa Bozbey’in mi? Orasına siz karar verin, devlet de araştırsın… 83 ekstra daire kazanmışken 3 dairenin peşine düşmekle ayıp etmişler aslında..!
- Kentsel dönüşüm projelerinde H grubu Müteahhit Yeterlilik Belgesi yetmezken, bilirkişi rapor isteyince müteahhidin belgesinin H olduğu görülüyor. Yer sahipleri ile yapılan sözleşmede müteahhit numarası başka, ruhsatta çıkan numara aynı olması gerekirken başka… Nilüfer Belediyesi sözleşmede müteahhit belgesi olmayan ve oranın yapılmasına belgesi yetmeyen H grubu müteahhide nasıl inşaat izni veriyor?
- 191 maliki vekalet gereği temsilen 5 hissedarla kurulan şirketin 5’inin ve bir vekalet vermeyen malikin imzası olmadan işlem yapılamayacağı halde Nilüfer Belediyesi bütün işlemlerde tek imzayı yeterli görüp, suç işliyor.
- Üç blokta Yapı Denetim Firmaları fesih yapıyor. Buna rağmen bir blokta beton döküm işlemi uygulanıyor. Şikayetler üzerine inşaat Nilüfer Belediyesince iki kez mühürleniyor. Ve fakat mühür fekki ile inşaat devam ediyor.
- Yapı denetim firmaları ile düzenlenen seviye tespit tutanaklarında malikler adına imza atacak kişinin imzası taklit ediliyor. Evrakta sahtecilik de var anlayacağınız işin içinde… İmzası sahte kullanılan kişinin konuya dair suç duyurusunda bulunduğunu da belirtelim.
- Müteahhit firmanın 192 malik için 2 buçuk yıldır Çevre ve Şehircilik’ten kira talebinde bulunmaması da ayrı bir soru işareti… Maliklerin şu ana kadar birikmiş 9 Milyon liralık kira alacağı var.
- Ve inşaat ruhsatı Büyükşehir Belediyesinin konuyu Nilüfer Belediyesine sorması üzerine iptal ediliyor.
- Ataevler’de kentsel dönüşüm ada bazlı yapıldığından ve imar planındaki yükseklikle, tadilat ruhsatındaki yükseklik bu sitede uyuşmadığından; yıkım kararı alınması durumunda bölgedeki diğer kentsel dönüşüm projelerine emsal teşkil edeceğinden bu kararı almaya da kimsenin cesareti yok..! Aksi halde yıkım kararları çorap söküğü gibi alınmak zorunda kalınacak.
- Konu Nilüfer Kaymakamlığına ve Savcılığa da intikal ediyor ancak herhangi bir suç görülmeyerek Turgay Erdem hakkında işlem yapılmasına gerek olmadığı sonuç ve kanaatine varılıyor. O tadilat projesinin onayını vermek suç değil mi mesela? Çok merak ettim.
- Bu maddelere ilişkin tüm belgeler tarafımda mevcut… İsteyen olursa gelip görür.
Sözün özü kentsel dönüşümde müteahhitlerin içinde yüzdüğü çok kutlu bir deniz var… Dal çık bir kepçe altın alıyorlar…
Ataevler’den çıkarılacak çok ders, önlem alınması gereken çok konu var…
Ama yaşasın yerli ve milli müteahhit dostu Bozbey… Değil mi..?