Ne kadar güzel!
Türkiye’de gündem ekonomi…
Şehirler canlı…
Kıpır kıpır…
Hareketli.
Otellerde doluluk oranı yüzde 100.
Korona sonrası vatan özlemi içinde ülkesine gelen gurbetçiler, Bulgaristan’dan günü birlikçilr, İngiliz’i, İsrail’lisi, Arabı gelmişler…
Ekonomiyi canlandırmışlar.
Esnaf mutlu…
Sonbahar bereketi.
Dolar 18.20..
Ülkemize, yurt dışından gelenler için ucuzun da ucuzu…
**
Okullar haftaya açılıyor..
Bir çanta, okul kırtasiye v.b. 500TL ile 3500TL…
Küçük esnaf hâlâ zor durumda..
Dar gelirli, asgari ücretli, emekli ne yapacak?
TV’lerde sorunlarını anlatıyorlar…
İçlerini döküyorlar…
**
Eylül 1, elektriğe, doğalgaza, motorine fiyat ayarlamaları devam ediyor..
**
Sel felaketi Mudanya’yı vurdu, dereler taştı, lağım sularıyla önce sokaklara oradan denize pis sular oluk oluk aktığı için sabırsızlığın doruğuna çıkmamız kadar doğal bir şey olamaz.
Aynısı şu an siyasette olduğu gibi…
Bugün sizlerle büyüklerimizden duyduklarımızdan bir anekdot aktarayım:
– Tavşan bir gün bir suç işler ve devlet de hesabını sormak için harekete geçer.
Tavşan koşmaya başlar, devlet ise iki adet öküzün çektiği kağnı arabasına atlar ve peşine düşer.
Tavşan koşar koşar arayı açar, sonra dinlenmeye başlar, bakar ki kağnı arabası tıngır mıngır hala üzerine geliyor, tavşan biraz daha koşar ve arayı tekrar açar.
Tavşan karnını doyurur, uyur, uyanır.
Bakar ki kağnı arabası ufukta görünmüş tıngır mıngır geliyor, tavşan tekrar kaçmaya başlar. Tavşan arayı yeterince açınca eş bulur, çoluk çocuğa karışır.
Bir gün bakar ki kağnı arabası tekrar ufukta belirmiş, bu kovalamaca böyle yıllar sürer. Tavşan yaşlanır ama kağnı arabası bir ömür peşindedir.
Bir gün tavşan artık çok yaşlanmıştır, yürüyecek durumda değildir.
Ölüm döşeğindedir.
Kağnı arabası tavşana yaklaşır, devlet tavşanı kulağından tutar ve “gel bakalım buraya” deyip arabasına atar.
Bu hikayeden kimler etkilenir bilinmez!..
Hükümetler gelir geçer..
Ama
Devlet eşittir sabır!..
