Yaklaşan BTSO seçimlerine ilk ve en belirgin müdahale İyi Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’ndan geldi.
Zaman zaman Türkoğlu’nun yersiz ve yetersiz siyaset anlayışını eleştirsem de İyi Parti Bursa’da CHP’ye oranla daha iyi karşılık bulmaya başladı. Hal böyleyken Türkoğlu’nun güç zehirlenmesi münasebetiyle oluşan münasebetsiz söylemlerini işitiyoruz.
Sağda solda diyor ki; “BESOB’u ve Akademik Odaları aldık, sıra BTSO’da… Adayımız Özer Matlı, onunla devireceğiz Burkay’ı…”
Hatta bunun için İYİ Partinin kendi içinde oluşturduğu iş dünyası komitesi ile Bursa Ticaret Borsasını yani Özer Matlı’yı ziyaret ediyor ve adayımız ol teklifinde bulunuyor. Hatta iş adamlarından oluşan komiteyle iş dünyasının nabzını ölçtüklerini söylüyor.
Matlı’ya konuyu sorduğumuzda bu yaklaşımın herkesi mutlu edeceği gibi kendisini de mutlu ettiğini belirtti. Matlı, bu teklifin Türkoğlu’nun ziyaretinde laf arasında söylediğini, ama söyleminin yanlış olduğunu, bu söylemin en çok da kendisine zarar vereceğini altını çizdi.
Biliyorsunuz Özer Matlı aynı zamanda TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Bölge sorumlusu…
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun kendisini aday olmaması için uyarıp uyarmadığını sorduğumda ise Hisarcıklıoğlu’nun “Her kurum kendi içinde bir düzen içinde çalışıyorsa rekabet edilmemeli” cümlesini kurduğunu söylüyor ve bunun her yere çekilebileceğinin, “Kuruma zarar vermeyin” demek istediğinin altını çiziyor. Açıkçası ben öyle anlamadım, anladığım direkt BTSO’ya aday çıkmaması konusunda uyarıldığıydı.
Özer Matlı’ya ilk olarak BTSO Başkanlığına aday olup olmadığını sordum. Kurduğu cümleler aynen şöyle: “Münferit olarak Özer Matlı aday olmak istiyor mu? İşimle ilgili yoğunluğum var. Ama değişimin önünün kapatılması yanlış… Dün akşamki sivil toplum örgüt toplantısına davet edilmedim. Şahsım olarak beni davet etmedi. Unutmuş mudur? Ben unutulacak biri değilim. Bursa’da Burkay’a alternatif şartlar ve konjonktürde karşısına çıkacak 10 isimden biriyim.”
Ne anladık? Muallak…
Aynen de böyle söyledim kendisine, kurduğunuz cümlelerden aday olup olmayacağınızı anlayamadım dedim, muallak dedim. O da “Evet, muallak” dedi…
Sonra da “Demirel’in söylediği gibi 24 saat çok uzun bir zaman” dedi ve ekledi “Borsa’da devam edeceğim.”
Her cümlenin ardından gelen, önceki cümlenin pişmanlığıyla kurulan cümleydi aslında…
Benim şahsi kanaatim Özer Matlı BTSO’yu istiyor, hem de çok istiyor.
Ama bundan sonra kurulan cümlelerin sokakta oynayan çocukların cillilerimi geri ver tadında olması beni çok güldürdü.
Toplantıya çağırılmadığını iddia ettiği için döndüm BTSO’ya sordum: “Neden çağırmadınız koskoca BTB Başkanını toplantıya?” Arkadaşlar, toplantıya organize sanayi bölge başkanları, siad başkanları, BTSO’nun organlarında yer alan ve Burkay’la birlikte çalışmaya aday olanların çağrıldığını, Bursa’daki 13 Oda ve Borsa’nın hiçbirinin yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için davet edilmediğini açıkladılar. Bu arada meclis üyesi olan eski vekil Önder Matlı da şirketlerini temsilen oradaydı.
Çağırmamışlar, vallahi hata etmişler.
Özer Matlı’nın söylediğine göre; Bakan geldiğinde kendisini en kenarda oturmuşlar, Oda – Borsa Başkanı olmayan Hüseyin Özdilek en ortada oturuyormuş. Ne ayıp..!
Gerçekten ayıp değil mi, protokol kurallarını bilmiyor musunuz BTSO yetkilileri..? Yani şimdi koskoca BTB başkanı kenarda otursun olacak şey değil..!
Hem, Burkay kendisini aramış TOBB’un bir organizasyonunda yemek organizasyonunu Guhem’de yapabilir miyiz demiş, rica etmiş, o da tamam demiş…
Bakın gördünüz mü, ne kadar uyumlu çalışıyor Özer Matlı..!
İki kurum başkanı arasındaki soğuk rüzgarın devam ettiğini söylüyor Matlı, haklı adam, neden çağırmadınız, neden en baş köşeye kendisini oturmadınız? Bak size yemek parası da vermiş… Çok kınıyorum BTSO Başkanı Burkay’ı…
Sonraaa…
Matlı’nın;
“Beni o aday çıkaracak,
akşamki yaptığı gibi davet etmezse,
beni yok sayarsa,
uykusunu kaçırırım”
yaklaşımını kesinlikle haklı buluyorum.
Ben haklı buluyorum da BTSO üyeleri bu yaklaşımları nasıl karşılarlar onu bilemem…
Eh o zaman, Halep oradaysa arşın burada…
Yiğitler çıksın meydaneee, görelim hangisi merdane…