Süfli(sıfat) lügatte:
Aşağı, aşağılık, bayağı, adi, pis, kılıklı, kılıksız, hırpani anlamı olan bu kelime sosyal medyayı salladı.
Ankara Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışında yurtdışına göç eden ve göç etmek isteyenleri ağır bir şekilde hedef alındı.
Söylenen cümle tamda şöyle:
“Sırf daha iyi arabaya binmek, sırf daha iyi telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle ellerin yani başka ülkelerin, başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyorum!”
Devamı ise;
“Bugün böyle bir hevesle yola çıkanların yarın merhamet ve şevkat ihtiyacı duyduklarında sığınacakları bir aile, bir sosyal bünye, bir devlet mekanizması bulamayınca yaşayacakları pişmanlığı tahmin edebiliyoruz.”
Az da değil, 20 yılı aşkın süredir hükümette bulunan, Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli iktidarı olan AKP’li Türk büyüklerine soruyorum: Hangi sosyal bünye, hangi şefkatli devlet mekanizmasından söz ediyorsunuz beyler? O çocuklara, o gençlere ne verdiniz, hangi olanakları sağladınız da, “hayır, biz illa araba istiyoruz, konser istiyoruz” diye el kapılarına hücum ettiler?
Siz, onların burada, bu ülkede izlemek istedikleri konserleri, sanatçıları yasakladınız!..
Hangi “daha iyi araba almaktan” söz ediyorsunuz?
Otobüse, metroya binecek, karınlarını doyuracak parayı bile zar zor, borç harç, ailelerinin boğazından keserek gönderdikleriyle bulabiliyorlar! İkinci eli bile 300-400 bin lirayı bulan arabalar hayallerinde bile yer alamıyor beyler!
Gençlerin hayallerine ne oldu?
Çocuklar ve gençler bu ülkenin geleceği..
Bu ülkenin en büyük potansiyeli hatta hazinesi olarak gösterilen genç nüfus, bırakın hayal etmeyi, düşünmekten bile çekiniyor, korkuyor!..
Toplumu kutuplaştırmak, eşitsizlik, ayrımcılık, ötekileştirme en çok onları vuruyor, yaralıyor, örseliyor…
Çok ağır ekonomik sıkıntıyı onlar yaşamakta..
Tabii ki toplumun diğer kesimleri de; sefalete düşen yığınlar, işçiler, asgari ücretliler, sağlıkçılar, esnaf, onlar da çilenin dik alasını çekiyor.
Toplumun neredeyse dörtte üçü koyu bir yoksulluğun pençesinde…
Ancak çocukların çok önemli bir özelliği var:
Ülkenin geleceği olan çocuklar beslenemiyor!..
Nerden biliyorsunuz diyebilirsiniz?
Adı “uzaktan eğitim” olan traji-komik sistemde, milyonlarca çocuk akıllı telefonu, bilgisayarı ya da interneti olmadığı için anayasanın emrettiği eğitim-öğretim eşitliğinden faydalanamadı .
Ne zaman? -Kovitli günler de..
Okulda kantin işleten komşum anlatıyor:
“350 kişilik devlet okul kantininden sadece 50-60 öğrenci sadece su ve benzeri ucuz şeyleri alabiliyorlar.”
*Bu çocukların nasıl hayali olsun!..
* Bir araştırmaya göre: Gençlerin yüzde 76’si geçici olarak da olsa yurtdışında çalışmaya kesin olarak “Evet” yanıtı verirken, kalıcı olarak gitmek isteyenleri oranı yüzde 64 oldu!
Bu gençlere; Süfli Gençler demek, doğru mu?