‘Merdiven altı’ olarak tanımlanan ve sağlıksız koşullarda üretilen kişisel bakım ve kozmetik malzemeleri, insan sağlığını doğrudan tehdit ediyor. Bu ürünler ya ünlü markaların sahtesi ya da bilinmedik markalar olarak tüketicilere sunuluyor.
Nev FSM Dermatoloji Bölümünden Uzm. Dr. Aycan Özden Sezgin, sahte kozmetik ürünlerin kanserojen madde içerebileceğine dikkat çekerek, bu ürünlerin uzun dönem kullanıldığına insan sağlığı için ciddi tehlike oluşturabileceğini ifade etti.
Sahte Ürünlerin Kullanımı Her Geçen Gün Artıyor
Uzm. Dr. Aycan Özden Sezgin, “Kozmetik ürünlerde, ekonomik koşullar kötüleştikçe bireylerin daha ucuz ürünlere yönelimi artmaktadır. Bilinen ünlü kozmetik markalarının dahi sahteleri kimi zaman sokaklarda, mağazalarda kimi zaman internette satışa sunulmaktadır. Her geçen gün sahte ürün sayısında artış görülmektedir. Piyasada satılan sahte ürünlerde ürünün üzerinde belirtilen içerikler gerçekten içerikte olmayacağı için kişinin üründen beklentisi karşılanmayabilir. Ancak sahte ürün konusunda esas çekincemiz sağlık açısından yaşanabilecek durumlardır. Bunun yanı sıra üründe zamanla gelişebilecek bakteri üremesini önleyecek koruyucu maddeler olmayabilir. Bunun sonucunda, ürünün uygulandığı deri bölgesinde deri enfeksiyonlarına bağlı kızarıklık, sivilcelenme, iltihaplı yara, akıntı, sulanma meydana gelebilir. Bazı bakteriyel enfeksiyonlar için çok geniş etkili hatta bazen yan etkili antibiyotik kullanımı gerekebilir. Enfeksiyonun iyileşmesi günler, hatta bazen haftalar sürebilir. Kişinin yaşayacağı enfeksiyonlar sonucunda leke, iz gibi kalıcı olabilecek sorunlar yaşayabilir. Sahte ürünlerin içeriğinde kullanım limitlerinin çok üzerinde koruyucu maddeler olabilir. Bu da uzun dönemde üreme, bağışıklık ve sinir sistemi yan etkileri yaşanabileceği anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
Sürekli Kullanımda Ciddi Sağlık Riski Söz Konusu
Uzm. Dr. Sezgin, “Kişinin cildine uygun olmayan sahte ürün kullanımı sonucunda deride demodeks denilen deri parazitlerinin sayısı artış gösterebilir. Bu artış sonucunda kişi yanma, batma, kızarıklık, deride nemlendirici sürmesine rağmen nemlenmeme hissi, hassasiyet, sivilcelenme yaşayabilir. Yine bu durumda kişiler antibiyotik hap, krem tedavileri kullanmak zorunda kalabilmektedir. Sahte ürün kullanımı sonucunda bireyde kızarıklık, kaşıntı gibi alerjik şikayetler kimi zaman deride sınırlı bölgede kalırken kimi zaman ürünün kullanımının da devamı ile tüm vücuda yayılabilir. Vücutta yaygın şişlik, kızarıklık hatta daha ileriki alerjik evrelerde nefes darlığı, hırıltılı solunum, tansiyonda düşme gelişebilir. Ayrıca sahte ürünlerle ilgili uzun dönemde kanserojen yan etkiler gelişebilmektedir” dedi.
Ürünler Güvenilir Yerlerden Alınmalı
“Ürünün sahte olup olmadığını anlayabilmek için öncelikle orijinal ürünün ambalajı ile karşılaştırarak kıvam, renk, akışkanlık, koku gibi özelliklerini kıyaslayarak değerlendirmeliyiz” diyen Dr. Sezgin sözlerine şöyle devam etti: “Ancak çoğu zaman ürünün orijinalini hiç kullanmamış kişiler tarafından satın alındığı için bu ihtimal çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Eczane dışında internetten satılan ürünlerin de takip ve denetimi Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından yürütülmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın bir uygulaması olan Ürün Takip Sistemi üzerinden ürünlerin barkodları aracılığı ile ürünün kaydının olup olmadığını kontrol edebiliriz. Ancak sahte ürünlerin barkodları da sahte olabildiğinden bu kontrol yöntemi de her zaman işe yaramayabilir. Bu nedenle ürün alımında öncelikle eczaneler, ruhsatlı iş yerleri ve resmi internet sayfaları tercih edilmelidir.”