Eski Bakan Faruk Çelik, bugün gazetecilerle bir araya gelerek hakkında yazılan, kamuoyunda tartışılan ve iddia edilen konuları değerlendirdi. Saat 10.00’da olarak duyurulan toplantıya 10.30 gibi iştirak etti. İTÜ evinde yapılan toplantı ben ve editör arkadaşım su dahi içmesek de kahvaltılı idi. Kahvaltıya su böreği sponsoru olan o meşhur börekçi konusuna hiç girmeyeceğim. Bekledik ve eski bakan iştirak etti…
Kalın bir dosya ile geldi toplantıya Faruk Çelik…
Şimdi size sunumunda söylediklerini tek tek yazacağım:
HESAP VEREMEYEN SİYASETÇİ SİYASETTEN ELİNİ ÇEKMELİDİR.
Siyasetçinin her zaman milletin gözünün önünde olduğunu, milletin desteği ile gelip bu çerçevede millete karşı sorumluluk aldığını, Siyasetçinin hesap vermesi gerektiğini, resmi beyanlarda bulunmak zorunda olduğunu söyledi.
Hesap soracak kim varsa siyasetçiye sormalı, siyasetçi de şeffaf cevap vermelidir dedi. Hesap veremeyen siyasetçi siyasetten elini çekmelidir cümlesini özellikle vurguladı.
Bu konuda açıkçası kendisi ile hemfikirim, zira AK Parti hükumeti tarafından “Nereden buldun yasası” kaldırıldığından beri ultra zenginleşen bir tayfa var ki, bu kaynağın nereden geldiği belirsiz..!
Eski Bakan beyin en çok üzerinde durduğu, en çok şikayetçi olduğu konu “medya” idi, olumlu manada değil elbette…
Besleme basın cümlesini belki 10 kez kullandı. Yerel medyanın desteklenmesi gerektiğini, birine verip diğerine vermemenin yanlış olduğunu söyledi, tabii ki burada kast edilen belediyelerdi. İftira, aşağılama yoluna başvuran, mesnetsiz – kaynaksız değerlendirmeler yapan, kaynak belirtmeden, elinde delil olmadan haber yapan, bunu geçim kaynağı yapmış “BESLEME” gazeteciler var dedi. “Gazeteciler itibar suikastlığı değil, eleştiri yapmalı” dedi.
1969 yılında göç ederek geldikleri Bursa’dan o tarihten bu yana bakkalcılık, mobilya, kahvehane, tekstil, inşaat vs işler yaptıklarını anlattı.
Daha önce bizim de kaleme aldığımız bazı yayın organlarında Eski Bakan Faruk Çelik’in Süleyman Soylu’nun yerine İç İşleri Bakanlığı koltuğuna oturacağı haberlerle ilgili rahatsız olduğundan dem vurdu. Bakan Soylu ile daha önce birlikte görev yaptığını, “Zorluklarla uğraşıyorsunuz, bu haberlere itibar etmeyeceğinizi düşünüyor, ortaya çıkarmanızı umuyorum” içerikli bir mesaj yazdığını, Soylu’nun da konuyu önemsemediğine dair geri dönüş yaptığını açıkladı.
Yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yusufeli’de aynı masada 6 kişi oturduklarını dile getirdi. Bunu söylemesinin sebebi de İznik’te düzenlenen Göçebe Oyunlarında Cumhurbaşkanı ile bir araya gelemediği, tokalaşamadığı yönündeki haberlerdi. Kendisiyle 30 – 40 yıl merhabalaştık, orada da tokalaştık velev ki tokalaşmasak ne olur. Benim çocuklarımın Cumhurbaşkanının kucağında fotoğrafları var” dedi.
“Yerelde ve genelde gazetecilerde mesnetsiz haber yapma konusunda hastalık var, bunları hedef göstereyim diye söylemiyorum, yapmayın diye söylüyorum “vurgusu da dikkati çekiciydi.
BUGÜN BENİM BÜYÜKŞEHİR ADAYLIĞIMI KONUŞAN SİYASET BİLMİYOR DEMEKTİR.
Bakan Çelik belli ki adının Büyükşehir adaylığı için geçmesinden son derece muzdarip… Bu konu benim gündemimdeyse ben AK Partili değilim, AK Partili birinin gündemindeyse o AK Partili değildir diyor. 2023’te siyasi hedefin Cumhurbaşkanının finali muhteşem yapmasını sağlamak olduğu vurgusu önemliydi. Adaylık mevzuunun gündeminde olmadığını, bu konunun AK Partilileri Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden uzaklaştıracağını, motivasyonu yok edeceğini dillendirdi.
Eski Bakan Çelik, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey ile sadece 3 – 4 kez görüştüklerini, organizasyonlarda bir araya geldiklerini, herkesle görüştüğünü, sağcı – solcu bir araya gelmez diye bir şey olmadığını da açıkladı. “Bozbey Partimin rakibi, büyük ihtimalle yarın da rakibi, nasıl bağdaştırılıyor anlamıyor” cümlesini de ekledi.
ALAÇAM’DAKİ KAÇAK YAPI
Bursa’da ve ulusal basında en çok yazılıp çizilen konulardan biri Bakan Çelik’in Kestel Alaçam’daki ailesine ait evdi.
Çelik’in bu konuya dair söylemleri şöyle:
“Utanırsınız arkadaşlar, Bir mutfak ve 12 metrekare bir odadan oluşan 69 metrekare bir ev. Ahşap, bir gram beton yok üzerinde. Yalı villa denildi. Gidin görün arkadaşlar. Bu konu ruhsatlı yapılmıştır. Elimde belge var. Bina ruhsatlıdır ancak ruhsatsız hale getirme gayretleri olmuş bizim bilgimiz dışında, ruhsatsız hale gelmiş… Eyvallah… Yapı ruhsatı burada… İlgili belediye emlak beyannamesini alıyorum senden diyor. Bu emlak beyannamesi 2017 yılına ait, 2018 yılında alınıyor. 2017 yılının bilmem ne ayında burada bir ahşap ev yapılmıştır diyor ve beyannamesini alıyor. Cimer’e yapılan şikayette bu yazıyı verse belediye Cimer’e… Ama öyle bir gayret gösteriliyor ki yılbaşı tatili denmiyor çalışılıyor, apar topar işlem başlatılıyor. Görüntüyü getirin diyoruz, görüntü yok. Gittim, 2017’de burayı yapan arkadaşlar yazlığa göre yapmışlar, burası 1 metre kar oluyor, dokuzuncu, onuncu ayda söktüler, yerine 2018’de tekrar burayı bu şekilde yaptılar. Yapan ustalar orada, görüntü bizde yok. Elinizde belge var, bana demişsiniz ki 2017’de orada bu evi yaptınız demişsiniz zaten. Bununla niye işi bitirmiyorsunuz. Şehircilik’e gidiyor, Şehircilik de apar topar bitiriyor. Bitse de o da önemli değil, biz medya yoluyla bu işi duyuyoruz. Önce medyaya servis ediliyor, sonra biz duyuyoruz. İkincisi Kestel Belediyesi böyle bir yola girecekse bana deseydi ki sayın bakan bu sıkıntılı olacak ben de bunun altından kalkamıyorum, öyle bir zormuş ki bu iş, mümkün değil Sayın Bakanım. Tamam başkan sen riske girme, al evi götür bir fakire ev yap derdim. Benim böyle bir ihtiyacım yok. Kestel Belediyesi söylese, inada bindirmese bu duruma gelmeyecekti. Konuyu Türkiye’ye yayıyorlar, inada bindirdiler. O binayı ne Kestel Belediye Başkanı orayı görmüş değil, Büyükşehir Belediye Başkanı görmüş değil, meclis üyeleri görmüş değil. Gel gör, hoş geldin de bakanınıza, gelmediler. Sürdürülebilir alan olduktan sonra biz Tarım Bakanlığının izniyle bağ evi ruhsatlı aldık. Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır’a ruhsat benim hakkım mı diyorum, hakkın diyor, ver diyorum Ruhsat verirsem Bakan Beye torpil yaptık derler” diyor. Bunları aylarca yazdınız, amacınız Faruk Çelik’i lekelemek, Çalışmıyor, sorun çözmüyor, milletten uzak diyemiyorlar. Biz milletle içiçeyi, kendimizi millete adamış adamız. Büyükşehir Belediye Başkanı destek istese en büyük desteği ben veririm, İlçe Belediye Başkanı destek istese en büyük desteği ben veririm. İl başkanı destek istese en büyük desteği ben veririm. Bu işler nasip meselesi… Artık kamuoyunda konuşan bir Faruk Çelik göreceksiniz.”
Toplantı bu minvalde devam etti.
Soru cevap kısmında sadece kendi sorduğum soruları ve aldığım cevapları yorumsuz paylaşmak istiyorum sizlerle:
Semra Teke: Alaçam’daki yapınız başlarken de kaçak değildi dediniz, kaçak değilse neden İmar affından faydalanmak istediniz ve ruhsat aldınız? Binaya önce inşaat ruhsatı alınıp başlanmaz mı? Bina 2018 yapıldığı için iptal etmedi mi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ruhsatınızı? Sonrasında Bakanlığın o alanın sit derecesini yükseltmesiyle kaçak yapınız yasal hale geldi. Yasal olsa da inançlı biri olarak sizce helal mi? Bursalılarla helalleşmeyi düşünüyor musunuz?
Faruk Çelik: Benim bulunduğum yerde bir kulübe var, bu kulübe üzerine çıkan yasa çerçevesinde 60 – 70 metrekare bir ev yapıyorum, olay bu… Ve ruhsatlı yapıyorum. Ruhsatsız yaptık da ruhsat aldık diye bir şey yok… Zaten belediye söylüyor 2017 yılında size bu belgeyi veririm diyor, yapılmış yani bina, ruhsatı alınmış. Buradaki durum şu, sizin oradaki varlığınız 30 metre veya 40 metre siz bunu yapmışsınız 70 metre, zaten imar affına girme sebebi bu… Ruhsata dönüştü mü dönüştü, iptal olma sebebi ne… İptal için diyorum ki belediye kendi evrakını verseydi iptale gerek yok. Bunu yapmıyor belediye, iptali tercih ediyorlar, şehircilikle yılın başında gayret ediyorlar, çok büyük bir dayanışma var. sonra ne oluyor, bağ evi ruhsatı alınıyor. Ne başı ruhsatsız, ne sonu ruhsatsız. Neyi helalleşeceğim Bursalılarla ben?
Semra Teke: 2017 yılında yaptığınız binayı yıkarak 2018 yılında yaz şartlarına göre yapıldığından ötürü yıkıldığını az önce söylediniz. Onun belgesi yok, yada siz de belgeleyemiyorsunuz. Dolayısıyla sizin yapınız orada 2018 yılında yapılmış gibi görünüyor. 2017 yılı için verilen beyannameye göre Çevre ve Şehircilik bakanlığı zaten ruhsatı iptal etmezdi. Kestel Belediyesi vermiyor dediniz beyannameyi, neden vermiyor? Her ikiniz de AK Partili olduğunuza göre aranızdaki sıkıntı nedir?
Faruk Çelik: Aramızda sıkıntı yok, ama bu olaylarda tanıdım kendisini. Size bir cümlesini söyleyeyim Bağevi ruhsatı alacağımız için arkadaş bağevi ruhsatı var mı diyorum burada, var diyor, verir misin diyorum, verirdim ama yanlış anlaşılır, 500 tane daha kaçak ev var diyor. Öyle bir mantık olur mu? Plan yapılsa 700 – bin metrekare inşaat izni verilecek, alabilirdim, benim böyle şeye ihtiyacım yok, ben bana atılan bir kumpası, iftirayı, sorumsuz davranışı çözmek için uğraştım başka bir şey yok. Önce plan yoktur diyor Kestel Belediyesi, sonra plan vardır diyor. Bunlar tamamen siyasi bir konu, ayıp bir konu, tekrar ediyorum Kestel belediyesi bugün de gelse dese kaldır orayı, bak ruhsatım var kaldırırım. Ben gazetelerden öğrendim, fotoğraflardan öğrendim, belli ki bir siyasi komplo bu, neyin helali, helali benden isteyin.
Semra Teke: Sonuçta bu sit alanının derecesinin yükselmesiyle ruhsat aldınız. O zaman birinci derece sit alanı iken sizin bu alana bina yapmanız doğru mu?
Faruk Çelik: Belediye de bilmiyor sit alanı olduğunu, belediye bana demiyor sit alanı olduğunu… Hiçbir yerde bilgi yok sit alanı olduğuna dair.
Semra Teke: Fakat siz Tarım ve Ormancılık Bakanlık görevini yapmış biri olarak bu bilgiyi bakanlıktan öğrenebilirdiniz.
Faruk Çelik:Ben niye öğreneyim ya, resmi olarak ne belediye bana bir şey diyor, harcını alıyor, onun demesi lazım… Orada sadece benim yerim yok, üçer, dörder, beşer katlı yüzlerce ev var.
Semra Teke: Yine de o beyannameyi vermekle o alan sit alanı olduğu için sizin yapınız yasallaşmıyor.
Faruk Çelik:Siz geldiniz, bir bina yapacaksınız, size kim söyleyecek buranın durumunu… Tapuya gidin size derler ki buraya çivi çakamazsınız, burası tarımsal sit. Benim bakanlığımda 250 ovayı tarım sit alanı yaptım. Bakanlığım sürseydi şimdi 600 olacaktı. Sit alanı olduğunda evrak belediyeye, çevre ve şehircilik’e gider, bu alan böyledir derler. Benimle ilgili değil.
Semra Teke: O yüzden mi 500 tane kaçak bina var.
Faruk Çelik:Bu konuda ön alıcı olacaksınız. Bana deseydiler ki sit alanı, yapmazdım ben yıkardım.
Son olarak eski Bakan Faruk Çelik, CHP, MHP ve İYİ Parti yöneticilerine bu konuyu gündemlerine almadıkları için teşekkür etti. AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’a ise hakkında yazılanlarla ilgili arkasında durduğu için, prim vermediği için teşekkür etti.