Sizi gidi müfteriler sizi…!
Sizi gidi beslemeler sizi…!
Sizi gidi Ak Partili görünüp bir Bakana, bir Ak Parti İl Başkanına, bir Ak Partili milletvekiline çakan gazeteciler sizi…! Siz Ak Partili olamazsınız..!
Kimdir Ak Partili?
Önceki İl Başkanı Ayhan Salman’a, Bursa milletvekili Efkan Ala’ya, özgül ağırlığından yerinden kalkamayan Bülent Arınç’a, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır’a basın mensupları önünde aleni yürüyen Faruk Çelik’tir…
Adınız Faruk Çelik ise rahatlıkla şehrin eski ve mevcut Ak Partili yöneticilerini eleştirebilirsiniz.
Amma adınızda Faruk ve Çelik kelimeleri geçmiyorsa, hele ki bir de gazeteci iseniz ve de eleştirmeye kalktığınız bu isimlerden biri olan eski bakan Faruk Çelik ise adınız müfteriye çıkar, beslemeye çıkar…
Faruk Çelik’i eleştiriyorsanız ve haber sitenizde Büyükşehir Belediyesinin bannerı varsa yandınız… Al sana beslemesiniz…!
Eski Bakan Faruk Çelik’in düzenlediği basın toplantısında en az 10 kere gazetecilerin yüzüne yüzüne besleme dedi kendisi…
O toplantıda sitesinde Büyükşehir belediyesinin bannerı olan kimler vardı bilmiyorum ve fakat bir veya birkaç Ak Partili belediyeden reklam geliri elde edenler çoktu…
Peki, Çelik diğer Ak Partili Belediyelerin değil de Büyükşehrin bannerı sitesinde olan kişileri neden hedef aldı, aslında tam tersi, hedef aldığı aslında neden tümden Alinur Aktaş’tı?
Sonra Çelik diyor ki; “Benim büyükşehir belediye başkan adaylığımı konuşan ya siyaset bilmiyordur yada Ak Partili değildir”.
Şahsen ben ne Ak Partiliyim ne de siyasetçiyim, kafam da zerre basmaz siyasi manevralara… Hayranlık duymasam da siyasetin başka kıvrak bir zekâ ve egoizm gerektirdiğine inanırım.
Hal böyleyken Çelik’in Alinur Aktaş’ı direkt hedefe oturtması benim aklıma adaylık hayalinden başka bir şey getirmiyor. Hani kol kırılır yen içinde kalırdı Ak Parti’de? Hele ki genel seçimler bu kadar yakınken ömrünü Ak Partiye adamış Faruk Çelik partisinin elinde kalan tek en büyükşehrin belediye başkanını neden hedef tahtasına oturtuyor?
Ben eleştirebilirim mesela, gazeteciyim… Alinur Aktaş’ı da, Faruk Çelik’i de ve dahi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da… Peki Faruk Çelik’in bu aleni eleştirileri yapması doğru mu?
Hele ki başa dönelim, Büyükşehrin bannerı sitesinde olan gazetecileri BESLEME şeklinde nitelemesi doğru mu?
Mesela Alinur Aktaş’a sürekli ve sistematik eleştiri yapmış En Bursa’nın yazarlarından Yüksel Baysal fahri savunucusudur Faruk Çelik’in… Aynı kafaya göre; Alinur Aktaş çıkıp Yüksel Baysal’a besleme dese ne hisseder kendisi… Veya En Bursa’nın sahibi Emin Adanur’un zamanında bizzat bana “Faruk Çelik’le hareket ediyoruz” demesini Alinur Aktaş alıp bir basın toplantısında kullansa, Emin Adanur’a besleme dese, Faruk Çelik’e besleyici dese mesela..?
Faruk Çelik siyasi hayatının en büyük hatalarından birini yaptı kanımca…
Birinci mevzu biz gerçek gazeteciler besleme değiliz, bu söylem çok ayıp ve haddini aşan bir söylemdir…!
Şahsen ben kimsenin beslemesi olmadım, haber sitem Bursa Söylem için reklam görüşmeleri yaparım, dileyen girer, dilemeyen girmez..! Bir anlaşma dahlinde banner kullanır, faturamı keser, tahsilatını yaparım.
Bu reklamın, kaleme alacağım veya almayacağım konuları belirlemesine izin vermem, hele ki hiçbir siyasinin (özellikle Alinur Aktaş ve ekibinin) beni arayıp şunu yaz, bunu yazma demesi mümkün değildir, hayal dahi edilemez… Ki asla demediler..!
Ve fakat kaleme aldığım bazı yazılardan ötürü Alinur Aktaş’ın aranıp “Sen reklam veriyorsun” denmişliği vardır… Bu ne demektir, sen yazdırıyorsun, reklamı kes..!
Samimiyetle söylüyorum bu bana büyük hakarettir…!
Eeee nerede kaldı özgür basın, nerede kaldı eleştiri hakkı, nerede kaldı halkın haber alma özgürlüğü..?
Alinur Aktaş değil ama, bunu yapan besleme gazeteci yaratma azmindedir, yada çoktan yaratmıştır bile kendi çapında…!
Şimdi besleme gazeteci kimdir ben size söyleyeyim…
Besleme gazeteci, ben Faruk Çelik’e kaçak yapısı ile ilgili sorular sorarken konuyu kapatmaya çalışan, bu mevzu 2017’nin konusu, konuşmaya gerek yok diyen, yılmaz Faruk Çelik savunucusudur..!
Besleme gazeteci, şu – bu yayının sahibi misiniz diye muz orta soru soran, Alinur Aktaş’ı yerden yere vururken, sürekli Faruk Çelik güzellemesi yapanlardır..!
Besleme medya, yanıma gelip şunun bunun ipiyle kuyuya inme diyen hadsiz dalkavuktur..!
Besleme gazeteci, bir sürü garson ortalıkta dolaşırken bakan toplantıda su istediğinde su vermek için yerinden fırlayandır.
Besleme gazeteci; verilen eksik – yanlış – algı yaratıcı bilgilerle hareket edip, sorgulamayan, soru sormayan, algıyı halka geçirmek için üstün çaba sarf edenlerdir..!
Besleme gazeteci isteyen de; basını gerçek bilgi ile beslemeyendir..!
Şimdi tekrar Alaçam’daki kaçak yapı meselesine gelelim…
Toplantıda konuya dair sorduğum ve aldığım cevapları tek tek yorumsuz şekilde bir önceki yazımda aktarmıştım. Bu yazının sonunda soru – cevapları tekrar paylaşacağım.
Eski bakan Faruk Çelik cevap verdi vermesine de ben ikna oldum mu hayır…
Çelik toplantıda aleni olarak Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı bina ruhsatlı iken ruhsatsız hale getirme gayretleri olması iddiasında bulunmuş ve suçlamıştı.
Bu minvalde eksik kalmış, cevap alınamamış soruları bir kez daha sorayım, çünkü dün iki kez Sayın Çelik’in özel kalemini hem bu soruları iletmek hem de şu anda alınan ruhsatı istemek için aramama rağmen ulaşamadım.
Bakan bey binanın en başından en sonuna dek ruhsatlı olduğunu, 2017 yılında orada bir yapı olduğunu, bunun beyannamesini Kestel Belediyesinin verdiğini söylüyor; buna göre;
- Ruhsat alınmadan neden o bina yapıldı? İnşaat ruhsatı var mı, yapı kullanma izin belgesi alındı mı?
- Kestel eski Belediye Başkanı Yener Acar’ın ekibi binayı gidip görmüş mü? Görmediyse (ki 2017 yılı uydu görüntülerinde bina yok) verdiği belge yasaya aykırı değil mi? Bu konuda yargının konuyu kamu davası olarak ele alması gerekmez mi?
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığında kayıtlı uydu görüntülerine göre bina 2018 yapılmış ve bu kontrol edilmeden verilen Yapı Kayıt Belgesinin iptal sebebi binanın 2017 yılında uydu görüntüsü olmaması… Ki imar affı uygulama sürecinde hiçbirine bakılmadı, sonradan olan iptaller de bu yüzdendi. Bu bilgi yanlış mı?
- “Çıkan yasa çerçevesinde 60 – 70 metrekare bir ev yaptım” dedi bakan, yasa 2017 tarihine kadar yapılan yapılar içindi. Yani yasa çıktıktan sonra bina yapılamaz, bu doğru değil mi?
- Kestel Belediyesini ve Büyükşehir Belediyesini 2017 yılında uydu görüntüsü olmayan bir yapıya ruhsat vermeye zorlamak ne kadar doğru? Hakkaniyetli bir davranış içinde olan her iki başkanı ruhsat vermedi, görüş bildirmedi diye yerden yere vurmak Ak Partinin eski ağabeyine yakışıyor mu?
- Tarım ve Orman Bakanlığının Kestel’de Bakan Beyin de evinin bulunduğu yerde sit düzenlemesi yapması yasal olsa da helal mi, hakkaniyetli mi?
- O ana kadar kaçak olan binaya bir devlet kurumu yıkılmadan, eski haline getirilmeden nasıl ruhsat veriyor? Çünkü Türkiye’de inşaat önce ruhsat alınıp sonra yapılabilen bir şeydir. Binayı yapıp sonradan ruhsat almak gibi bir prosedür yoktur. Bu prosedür eski Bakana özel mi uygulanmıştır?
- Şu an göremesek de ruhsat olduğu söyleniyor? Artık yasal olsa da helal mi? Bakan bey Bursalılarla helalleşecek mi?
- Son olarak eski Bakan Faruk Çelik, CHP, MHP ve İYİ Parti yöneticilerine bu konuyu gündemlerine almadıkları için teşekkür etmiş, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’a ise hakkında yazılanlarla ilgili arkasında durduğu için, prim vermediği için teşekkür etmişti. Bugüne kadar konuyu hiç gündemlerine almayan başkanların vicdanları rahat mı?
Toplantı esnasında konuya dair sorduğum sorular ve aldığım cevaplar:
Semra Teke: Alaçam’daki yapınız başlarken de kaçak değildi dediniz, kaçak değilse neden İmar affından faydalanmak istediniz ve ruhsat aldınız? Binaya önce inşaat ruhsatı alınıp başlanmaz mı? Bina 2018 yapıldığı için iptal etmedi mi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ruhsatınızı? Sonrasında Bakanlığın o alanın sit derecesini yükseltmesiyle kaçak yapınız yasal hale geldi. Yasal olsa da inançlı biri olarak sizce helal mi? Bursalılarla helalleşmeyi düşünüyor musunuz?
Faruk Çelik: Benim bulunduğum yerde bir kulübe var, bu kulübe üzerine çıkan yasa çerçevesinde 60 – 70 metrekare bir ev yapıyorum, olay bu… Ve ruhsatlı yapıyorum. Ruhsatsız yaptık da ruhsat aldık diye bir şey yok… Zaten belediye söylüyor 2017 yılında size bu belgeyi veririm diyor, yapılmış yani bina, ruhsatı alınmış. Buradaki durum şu, sizin oradaki varlığınız 30 metre veya 40 metre siz bunu yapmışsınız 70 metre, zaten imar affına girme sebebi bu… Ruhsata dönüştü mü dönüştü, iptal olma sebebi ne… İptal için diyorum ki belediye kendi evrakını verseydi iptale gerek yok. Bunu yapmıyor belediye, iptali tercih ediyorlar, şehircilikle yılın başında gayret ediyorlar, çok büyük bir dayanışma var. sonra ne oluyor, bağ evi ruhsatı alınıyor. Ne başı ruhsatsız, ne sonu ruhsatsız. Neyi helalleşeceğim Bursalılarla ben?
Semra Teke: 2017 yılında yaptığınız binayı yıkarak 2018 yılında yaz şartlarına göre yapıldığından ötürü yıkıldığını az önce söylediniz. Onun belgesi yok, yada siz de belgeleyemiyorsunuz. Dolayısıyla sizin yapınız orada 2018 yılında yapılmış gibi görünüyor. 2017 yılı için verilen beyannameye göre Çevre ve Şehircilik bakanlığı zaten ruhsatı iptal etmezdi. Kestel Belediyesi vermiyor dediniz beyannameyi, neden vermiyor? Her ikiniz de AK Partili olduğunuza göre aranızdaki sıkıntı nedir?
Faruk Çelik: Aramızda sıkıntı yok, ama bu olaylarda tanıdım kendisini. Size bir cümlesini söyleyeyim Bağevi ruhsatı alacağımız için arkadaş bağevi ruhsatı var mı diyorum burada, var diyor, verir misin diyorum, verirdim ama yanlış anlaşılır, 500 tane daha kaçak ev var diyor. Öyle bir mantık olur mu? Plan yapılsa 700 – bin metrekare inşaat izni verilecek, alabilirdim, benim böyle şeye ihtiyacım yok, ben bana atılan bir kumpası, iftirayı, sorumsuz davranışı çözmek için uğraştım başka bir şey yok. Önce plan yoktur diyor Kestel Belediyesi, sonra plan vardır diyor. Bunlar tamamen siyasi bir konu, ayıp bir konu, tekrar ediyorum Kestel belediyesi bugün de gelse dese kaldır orayı, bak ruhsatım var kaldırırım. Ben gazetelerden öğrendim, fotoğraflardan öğrendim, belli ki bir siyasi komplo bu, neyin helali, helali benden isteyin.
Semra Teke: Sonuçta bu sit alanının derecesinin yükselmesiyle ruhsat aldınız. O zaman birinci derece sit alanı iken sizin bu alana bina yapmanız doğru mu?
Faruk Çelik: Belediye de bilmiyor sit alanı olduğunu, belediye bana demiyor sit alanı olduğunu… Hiçbir yerde bilgi yok sit alanı olduğuna dair.
Semra Teke: Fakat siz Tarım ve Ormancılık Bakanlık görevini yapmış biri olarak bu bilgiyi bakanlıktan öğrenebilirdiniz.
Faruk Çelik:Ben niye öğreneyim ya, resmi olarak ne belediye bana bir şey diyor, harcını alıyor, onun demesi lazım… Orada sadece benim yerim yok, üçer, dörder, beşer katlı yüzlerce ev var.
Semra Teke: Yine de o beyannameyi vermekle o alan sit alanı olduğu için sizin yapınız yasallaşmıyor.
Faruk Çelik:Siz geldiniz, bir bina yapacaksınız, size kim söyleyecek buranın durumunu… Tapuya gidin size derler ki buraya çivi çakamazsınız, burası tarımsal sit. Benim bakanlığımda 250 ovayı tarım sit alanı yaptım. Bakanlığım sürseydi şimdi 600 olacaktı. Sit alanı olduğunda evrak belediyeye, çevre ve şehircilik’e gider, bu alan böyledir derler. Benimle ilgili değil.
Semra Teke: O yüzden mi 500 tane kaçak bina var.
Faruk Çelik:Bu konuda ön alıcı olacaksınız. Bana deseydiler ki sit alanı, yapmazdım ben yıkardım.