Toplumumuz tarafından dışlanan, cüzzamlı, vebalı gibi görünen, arkadaş olmadığımız, dalga geçtiğimiz, iş vermediğimiz, sevmediğimiz, saymadığımız bireylerdir LGBT’liler…
LGBT’li olunur mu, doğulur mu tartışmasına hiç girmeyeceğim, o uzmanların işi… Ki onlar da kendi aralarında hali hazırda anlaşabilmiş değiller…
Aileden zengin ve dışlanmamış veya gizli LGBT’li olanlar dışında hemen hepsi hayatını fuhuş yaparak sürdürüyor, çünkü normal şartlarda bir işte çalıştırılmaları söz konusu bile değil…
Açıkça söylemek gerekirse, hükumetin bu insanlara sadece insan oldukları için sahip çıkması, tedavi mümkünse bunu ücretsiz sağlaması, iş – meslek desteği vermesi, toplumu da onları dışlamamak konusunda bilinçlendirici programlar yapması lazım…
Yok sayıyoruz, ama yok saymak olmadıkları anlamına gelmiyor…
Öte yandan bu konu belediyelerin de, kent konseylerinin de işi değil…
Özellikle Nilüfer Kent Konseyinin işi hiç değil…
Devletin işi…
Neden işi değil diyorum, öncelikle ülkede ekonomi, eğitim, sağlık, gençlik, gelecek, işsizlik gibi bir dünya sorun varken, reel çözümler de oluşturulabilecekken, bu konularla gündeme gelmek, çözüm üretmek, hayata geçirmek de pek ala mümkünken bu mevzunun gündeme alınması ne kadar doğru?
Nilüfer Kent Konseyinin ve Gençlik Merkezinin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konulu çalıştayından yola çıkarak “CHP’li Nilüfer Belediyesi LGBT için özel merkez kurdu” haberleri ortalıkta uçuşuyor. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in de yaptığı basın toplantısında itirazı tamamen bunun üzerineydi, kesinlikle böyle bir merkez yok dedi, Nilüfer Belediyesinin ve CHP’nin hedef tahtasına oturtulmasından şikâyet etti.
Haklı da…
Özellikle kanı kaynayan, öfke, sevgi, acı gibi duyguları, özgürlükçülük, milliyetçilik, muhafazakarlık gibi ideolojileri yeni yeni içselleştirmeye, içselleştirirken de abarttığı duyguları yetişkinlere göre on kat daha yoğun yaşayan gençlerin karşı karşıya gelebileceği düşünülmeli bu tip organizasyonlarda…
Buna dair söz alan Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz’ın “Sokakları terörize etmeyelim” söylemine katılıyorum, ama bu her iki taraf için de geçerli…
Evlatları ateşe atmayalım, kendilerini ateşe atmalarına yol ve izin vermeyelim…
İşte; milleti ayrıştıran, yumuşak karnı olan bu mevzu “CHP’li Nilüfer Belediyesi LGBT bireylerine özel merkez açtı” şeklinde, küfür içerikli başlıklarla basında yer buldu, zararlı çıkan da başta Turgay Erdem ve CHP oldu…
Erdem’in açıkladığına göre böyle bir merkez kesinlikle yok… Olmamasına tarafız. Daha önemlisi bu organizasyona katılan tek LGBT’li de yoktu.
Konunun bu raddeye gelmesinin müsebbibini ben size söyleyivereyim:
Önceki Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey..!
Mahalle komitelerine beşte bir eşcinsel kotası getiren,
LGBT Dostu Kentler Protokolü imzalayan,
Festivallere cinsiyetsiz tuvalet koyan Bozbey Nilüfer Belediyesini bu minvalde ünlendirdi.
O bel altı manşetler hem CHP hem de Turgay Erdem için can sıkıcı hale geldi ki empati yapalım küfür yemek kimsenin hoşuna gitmez, ayrıca bu gazetecilik de değildir. Bunun adı basın özgürlüğü de değildir. O zaman küfür yazıp basın özgürlüğü ardına sığınanların her türlü özgürlük destekçisi olması beklenir…!
Ayrıca eşcinselliğin suç olmadığı, sosyal demokrasiden, insan haklarından dem vurulan bir ülkede yaşıyoruz, evet özendirmeyelim, ama bu İNSAN’ların varlıklarını da inkar etmeyelim..!