CHP Bursa Büyükşehir ve Yıldırım Meclis Üyesi Şahin Sevinç “Şahinbey Döner’de” yılbaşı yemeği verdi. Biz yılbaşı yemeği olduğunu bilmeden, basın toplantısı var diye gittik, zaten yılbaşı yemeği de basın toplantısına verilen süsleme isimdi. Yılbaşı yemeğinde iskender yenmez Şahin Sevinç, hindi dolması yenir…
Asıl konusu Şahin Sevinç’in aktif siyasete geri dönmesi olan toplantıda Mustafa Bozbey’in rol çalması bence planlanmıştı. Ve fakat güzel bir döner reklamı – parlatması da arada tekrarlanmış oldu.
Aslında Şahin Sevinç siyaseti çok iyi kavramış, çalımlarını da en iyi uygulayanlardan biri… Bir süre önce siyasetten çekildiğini açıklayan, partisinde ve il yöneticilerinde “meclis üyeliğinden de mi istifa ediyor” kaygısı uyandıran, birkaç gün de Bursa siyaset gündeminde çokça konuşulan bir isim oldu.
Sevinç o aralar kime kızdı, kime küstü bilinmez ama Mustafa Bozbey’in dahi telefonlarına çıkmadı. Dönemin il başkanı İsmet Karaca da kendisine zor bela ulaşmış, meclis üyeliğinden istifa etmediğini öğrenince de derin bir oh çekmişti…
Şahin Sevinç tüm bunları bilinçli tercihini ortaya koyarak mı yapıyor, CHP’liler onu çok mu bunalttı, yoksa gerçekten Mustafa Bozbey’e ve-veya bir kısım CHP’lilere ayar vermek için mi medcezir yaptı bilemiyoruz.
Ancak aktif siyaseti bırakmasından ötürü yıllardır yürekten desteklediği Mustafa Bozbey’de kırgınlığa yol açtığını, toplantıda da yanında yer alan eğitimci kanaat önderlerinin de ısrarıyla kaldığı yerden devam edeceğini açıkladı.
Cumhuriyet değerlerini 38 yaşından sonra kavradığından, kendi bölgesindeki insanlara Cumhuriyeti ve Atatürk’ü tanıtmak için yola çıktığından, CHP rozetini taktığından bu yana çok fazla eleştiri ve ailesinin yüzde seksenini karşısına aldığından dem vurdu Sevinç… Cumhuriyet değerlerine ters şekilde dört anne, yirmidört kardeşi olan bir aileden geldiğini, ancak bunun yanlış olduğundan, kadına verilmesi gereken değerden, kız çocuklarının okuması için verdiği emekten üstüne basa basa bahsetti.
Gelelim Mustafa Bozbey’in rol çalmasına…
Uzun zamandır basından uzak duran ama aşırı aktif siyaset yapan Bozbey’e sorular da üst üste geldi. “Seçim sandıkta değil tutanakta kazanılır” dedi, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığını da tutanaklar üzerinden kaybettiğini söyledi. Kendisine; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Bursa’yı Büyükşehir adayı ile il başkanı arasındaki çekişme yüzünden kaybettik” cümlesini hatırlatarak “NEDEN ÇEKİŞTİNİZ, NEYİ PAYLAŞAMADINIZ?” sorusunu yönelttim. Paylaşamadıkları bir şey olmadığını, farklı düşüncelerde olunabileceğini, kendilerinin de onların da hata yapmış olabileceğini, geriye bakmadığını söyledi, yani aslında cevap vermedi.
Hepimiz biliyoruz ki; o seçimde Bozbey Nilüfer’i bırakmak istemiyor, İl Başkanı Hüseyin Akkuş ise Nilüfer’e kendisinin aday yapılacağı hayaliyle Bozbey’in büyükşehir adaylığı için Ankara’ya baskı yapıyordu. Sonuçta her ikisi de paylaşamadıkları Nilüfer’den oldular.
Milletvekilliği için aday olup olmayacağı sorusunu da profesyonelce geçiştirdi. Hayır asla olmayacağım demedi, hedefimiz Büyükşehir Belediyesi dedi, ancak vekil olması Büyükşehir adaylığı için engel değil ki kazanamazsa tekrar vekilliğe dönüşü de çok mümkün… Demedi demeyin Bozbey milletvekili adayı…
Dünkü çocuk (bunu söylememe içerlemiyor, aramızı bozamazsınız, çünkü hala aynı noktadayım ki bir çok gazeteci geçinen gazetecilik dersi veriyor) Onuralp Özalp çok güzel bir soru sordu: “Her aday mısınız sorusuna Genel Başkan bilir diye cevap veriyorsunuz, tek adamın dudağı arasında adaylığınız, bu demokrasiye aykırı değil mi?” Evet bu soru aslında CHP’lilerin ağzından düşürmediği demokrasi olgusunun kendi içlerinde hiç mi hiç uygulanmadığının en çarpıcı kanıtı…
Bozbey de siyasi partiler kanunu, siyasi ahlak, ön seçim gibi söylemesi dolu dolu, içi boş kavramlarla sözde yanıt verdi.
Bursa siyasetinde ve halkında bol fikir ayrılığı taşıyan, çokça tartışılan mevzulardan biri de daha fazla sanayi bölgesi açılıp açılmamasıdır. Mustafa Bozbey’in fikri de açılmaması yönünde…
Bozbey yeşil alanları koruyalım diyor, sanayi açmayalım diyor.
Yormayacağım sizi bugün fazla, daha önceden de sorduğum, hala cevabını alamadığım birkaç soru sorup konuyu kapatacağım:
—Her döneminde yönetimine, arazi alımına, arsa satımına müdahale ettiğiniz Emirkoop’tan en büyük payını alan siz değil misiniz?
—Oralar da yeşil alan değil miydi zamanında?
—Başkanlığınız döneminde yaptığınız plan değişikliği ile 224 konutluk arsanızı, 289 daire 30 dükkan 2 iş merkezine çıkarmadınız mı? Bu rekreasyon alanı gasbı sayılmaz mı?
—Belediye Başkanlığınız döneminde yeşil alanlarının ilçe içindeki dağılımını ekolojik bütünlük içerisinde, şehircilik ilke ve prensipleri ile kamu yararı gözetilerek planlandığınızdan emin misiniz, içiniz rahat mı?
— En önemlisi de yeşil alan bırakılan yerleri ticari olarak restorandan kafeye, dernek lokallarine kadar betonlaştırmadınız mı?
—Ele talkım verip kendinize salkım almanız hangi vicdana sığar?
