Çok etkilendiğim, Lise edebiyat kitaplarında, beynime adeta nakşedilmiş bir yazı vardı:
-Bakmak ve Görmek!
“Bazen konuşmak istersin anlatmak ister dertlenmek ve görmek istersin de susar sessizce izlersin işte, çünkü bilirsin artık sözlerin de kifayetsiz kalacağını ve var olmakla yok olmanın bir anlam ifade etmeyeceğini ama yine de, sessizce beklersin işte…”Selman Seven
Nasıl olur da bir toplum gözlerinin önünde söylenen yalanları, yapılan alçaklıkları, ihanetleri, işlenen cinayetleri göremez?..
Bir toplum nasıl olur da körleşir?..
Bence çok basit.
-85 Milyonluk bir ülkede ortalama 4 milyon gazete, rüşvet vererek satılıyorsa,
-Halkın yalnızca % 6.3’ü kitap okuyorsa,
-“Okumuş insan” oranı ilkokul mezuniyetiyle eşdeğer tutuluyorsa,
-Binlerce ROBOT insan sosyal medyada yalan haber yapıyorsa,
-Paralı, yancı anketçiler varsa,
Maalesef o toplum ‘bakar’ ama göremez!
Bu tür toplumlar, kendilerini daha rahat kandırabilmek için atasözleri, deyimler bile icat ederler.
– Bana dokunmayan yılan bin yaşasın! (Ama o bin yaşayan yılan eninde sonunda
dokunur! Dokunmakla da kalmaz ezer, yok eder!..)
– Pişmiş aşım, ağrısız başım. (Ortada ne pişmiş aş ne ağrısız baş kalır.)
– Gelen ağam, giden paşam. (Gelen ağanın da, giden paşanın da bu anlamda hiçbir farkı
yoktur.)
Okumayan, körleşmiş, duyarsız toplumlar:
Milliyetçilik adına, Din duyguları adına insanların acımasızca sömürülmesi son derece doğaldır! Ne yazık ki toplumun büyük bölümü bu durumun farkında bile değildir.
Farkında olanların büyük bölümü ise sinmiş ya da satın alınmıştır.
Geriye kalanlar da zaten bu sistemi sürdürenlerdir!..
***
Layık olduğun biçimde yönetilmek!
Peki, Bu halk böyle bir yaşama layık mı?
Yanıtı yine ‘O’ halk verecek.. Neden?..
–“Her toplum, layık olduğu biçimde yönetilir!..”
Büyük Anadolu ozanı Âşık Veysel, Görmek için gözden önce gönül gerektiğini, gönül duygusuyla dünyayı bin bir renkle gören, bütün canlıları konuşturan, aşkı en iyi tarif eden, bilimi ve aklı sözcüklere döken, dert çekmeyi ruhsal zenginlik bilendir.
Bazen insan çıplak gözle nesneyi görür ancak gerçeğin manasını göremez. Gerçek, somut bir nesne değil soyut bir şey, bir AKIL sayesinde ancak kavrandığında görülebilir.
Ne dersiniz, bunca yıl sonra bugün, nereye doğru evrilmiş ya da devrilmişiz?..
Çok daha kötüye, çok daha karanlığa saplandığımız ortada değil mi?.
Karar, yine de sizin!
Ancak geri sayımın başladığı seçimlere birlik ruhu içinde girmek ve başımızdaki bu sıkıntıları defetmek kararına varmak için çok zamanınız yok…
Milletinden C.B aday adaylığı için imza vermeye davet edenlere, yüzde 60 alırım diyenlere:
Koltuk uğruna beklemek yerine, akılla geleceğin gençlerini görmek gerekir!