Büyük üstat yazar:
Nazım Hikmet’in Şeyh Bedrettin Destanı şiirinde;
“….On binler verdi sekiz binini…
Yenildiler.
Yenenler, yenilenlerin
dikişsiz, ak gömleğinde sildiler kılıçlarının kanını.
Ve hep beraber söylenen bir türkü gibi
hep beraber kardeş elleriyle işlenen toprak
Edirne sarayında damızlanmış atların
eşildi nallarıyla…” der.
Son zamanların belki de en zor kabinesi geçen gün açıklandı.
Yenenin hakkı!
Tebrik alacak,
Sevinecek,
Gurur duyacak,
Büyüklenecektir.
İçtenlikle başarılar diliyorum.
Çoğu bu görevi; ‘kopyala-yapıştır’ ifadelerinin Dil Derneği’ne göre paylaşım hesaplarında:
Tensip: Uygun bulmak, uygun görmek, münasip görmek.
Tevdi: Vermek, bırakmak.
Şahıs: Kişi, kimse.
Takdir: Beğenme, beğenip belirtme, değer verme. Değer biçme.
Uhde: Bir kimsenin yapmakla yükümlü olduğu görev, iş, yükümlülük, sorumluluk.
Kelimelerini kullandılar.
Eğitimin olmazsa olmazı “KARMA EĞİTİM ZORUNLU DEĞİL” ifadesini Yusuf
Tekin, MEB Müsteşarlığı döneminde 2013 yılında 19. Milli Eğitim Şurası’nda karma eğitimin masaya yatırılması üzerine mevcut yasal düzenlemelerde eğitimin karma olmasını zorunlu kılan bir hüküm bulunmadığını söylemişti.
Tekin, “Halk siyasal iktidara egemen olduğu gibi, burada da halkın değerleri belirleyici olmaya başladı. Halkın istediği şekilde Milli Eğitim Bakanlığı gerekli düzenlemeleri yapar” demişti. Yusuf Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı’nda Müsteşar görevini sürdürdüğü 2013’te İmam Hatip Liseleri Uluslararası Sempozyumu’nda da “1930’lu yıllar Türkiye coğrafyasının bir daha asla yaşamasını istemediği dönem. Bu dönemin başında dini referans kaynaklarının diliyle oynanmış, bu kurumlar siyaset malzemesi haline gelmiş” ifadelerini kullanmıştı.
Yorumu sizlere bırakıyorum.