Evvel zaman içinde Türk Tulûat tiyatrosunda izlenen komik, ‘İBİŞ’ vardır..
Osmanlı’da padişahın hazinesi yine boşalmış…
Saray’a düzinelerle at almaktan, çalgı-çengi, yiyip içip coşmaktan her zamanki gibi hazinede para kalmamış.
Padişah, vezirlerini çağırıp “ne yapacağız?” diye sormuş; vezirlerden biri “yine halktan vergi toplayacağız, başka yolu yok sultanım” diye düşüncesini açıklamış…
Padişah:
– “Vergi koymadığımız bir şey mi kaldı a koca vezir; ota da b.ka da vergi saldık.
Hadi bulun vergi koymadık bir şey!”
Divandaki yaşlı bir vezir, “buldum” diye bağırmış, padişah merakla “nedir?” diye sormuş:
– “Adı İbiş olandan, başı kel olandan, pazarda horoz satandan, bir de kılıbık olandan 1 akçe vergi alalım!”
Padişah, uygulamaya başlamış…
Dağ köyünde yaşayan İbiş isimli vatandaş, bu durumdan habersiz, evin ihtiyaçlarını karşılamak, karısına da bir çift pabuç almak için kümesteki çilli horozu koltuğunun altına alıp, kasabanın pazarına inmiş.
– Başına gelecek felaketten habersiz!
İbiş, 4 akçeye satmış horozunu. Mutlu ama biraz saf, alık, aptal, salak tavrıyla yürürken padişahın vergi memuru kesmiş yolunu.
– “Horozunu sattın değil mi?
– Evet?!.
– Ver bakalım 1 akçe horoz satma vergisi!”
İbiş diklenmiş memura, “Horoz satmanın da vergisi mi olurmuş!”
Trol ordusu toplanmış; Kalabalıktan biri seslenmiş:
– “İbiş efendi, boşuna uğraşma bunların elinden kurtulamazsın, öde 1 akçeyi gitsin…”
Memur bunu duyunca “aha” demiş, “adı da İbiş’miş, vergi borcu 2 akçeye çıktı!” İbiş bunu duyunca iyice delirmiş, “İbişlik vergisi de neymiş” diye karşı koymuş, kaçmaya çalışırken takkesi düşüp kel kafası ortaya çıkınca memur gürlemiş:
–“ Kafası da kel bunun, 1 akçe de kellik vergisi!”
Adamcağız bunun üzerine kendini kaybedip ağlamaya, yalvarmaya başlamış:
– “Ben eve gidince karıma ne derim? Vallahi eve sokmaz, maşayla gelir üstüme!..”
Memur, bu kez üzüntülü, sıkıntılı bir sesle son darbeyi vurmuş:
– “Birader, sen üstüne bir de kılıbık çıktın, bir akçe de kılıbıklık vergisi!”
Eder 4 akçe…
Aslında hepimiz biraz “İbişiz!..”
Hem acıklı, hem de gülünç değil mi?..
Çarşıda, pazarda gerçek enflasyon yüzde 100’lere ulaşmışken, aldığı üç kuruş zam daha eline geçmeden eriyen, tanzim satışlarda, markette, pazar önlerinde ömür tüketen siz!
Mazot 40TL’ye dayanmış. Yaz içinde kışı yaşıyoruz.
– Bakın bakalım İbiş Efendiye benziyor musunuz?!.
İbiş Efendi her şeye rağmen eminim bizlerden daha mutluydu!
Hava cıva vergisine de hazır olun ey ahali!
Bundan böyle her türden vergiyi bekleyebiliriz; nasıl olsa “vur abalıya” ekonomisi tüm haşmetiyle sürüyor. Ayrıca, bu günler iyi günlerimiz, yerel seçimlerden sonra, açlıkla yokluk arasında savrulacaksınız. İktidarın “IMF’siz IMF programının” hedefi gayet açık..
‘Padişahım’, İbiş Efendi’yi bir kez daha sahneye davet etmek farz oldu!