Gemlik Belediyesi tarafından düzenlenen ve bu yıl dördüncü kez kapılarını kitapseverlere açan “Gemlik Kitap Limanı”nın bu yılki Onur Konuğu, bir dönem Turizm ve Tanıtma Bakanı olan ve Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel başkanlık yapan Altan Öymen oldu.
“Hayat, Siyaset ve Türkiye’nin Halleri Üzerine Bir Sohbet” söyleşisi Prof. Dr. Okan Toygar’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Öymen konuşmasında, tarihteki önemli noktalara değinirken Türkiye’nin günümüz şartlarını ve siyasetini değerlendirdi. Söyleyişinin ardından Öymen, okurlarıyla sohbet ederek kitaplarını imzaladı.
“Hayat, Siyaset ve Türkiye’nin Halleri Üzerine Bir Sohbet”
Duayen gazeteci Altan Öymen, “Hayat, Siyaset ve Türkiye’nin Halleri Üzerine Bir Sohbet” söyleşisi kuşaklar arası bir sohbet niteliğinde geçerken merak edilen sorular ve yanıtlar üzerine ilerledi. Söyleyişinin açılış konuşmasını gerçekleştiren Okan Toygar, “Yıllara uzanan bir hayat, 73 yıldır haber peşinde koşuyor. Tek partili ve çok partili yıllar, kapatılan gazeteler, baskılar, ihtilaller ve muhtıralar hepsini yaşamış bir isim” diyerek Altan Öymen’i kısaca anlattı. Yakın Türkiye tarihine ilişkin önemli tanıklıkları olan usta gazeteci Öymen, tüm bunları beş kitap çıkartarak tarihe belge niteliğinde eserler bıraktı. Siyasetin ve basının en saygın isimlerinden olan Altan Öymen yeni kitabının yakın zamanda çıkacağı yönünde bilgi verdi.
“Gazetecilik mesleğim, politika uğraş alanım”
Okan Toygar’ın “Kendinizi daha çok gazeteci olarak mı görüyorsunuz yoksa politikacı mı?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Öymen, “Gazetecilik mesleği ile politika birbirine çok yakındır. Politikaya meslek demiyorum çünkü meslek geçimini sağlamak için yapılır politikada o yoktur. İkisinin de çok benzer tarafları bulunuyor. Politika bir yandan insanlara bir şeyler anlatma işiyken diğer yandan dinleme işidir. Bu açıdan gazetecilik mesleğiyle benzerdir. Rastladığım bir çok arkadaşım hem gazetecilik yapıyor diğer taraftan aynı zamanda bakanlık yapıyor. Herkes tarafından siyaset yapmak önemli, çünkü oylarıyla siyaset şekilleniyor. Bu yüzden siyaseti izleyerek öğrenmesi lazım. Kısacası gazetecilik benim mesleğim politika da uğraş alanım” şeklinde konuştu.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları için uçak kaçırma iddiası
Tarih 3 Mayıs 1972’yi gösterirken Türkiye’de ilk kez bir uçak kaçırılma olayında Altan Öymen’in adı geçti. Ankara-İstanbul seferini gerçekleştiren “Boğaziçi” adlı uçak zorla Sofya’ya kaçırıldı. Uçağı kaçıranlar Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını durdurmak istemişti. Ancak durdurmakta başarılı olamadılar.
Öymen, o süreci ve iddiaları şu şekilde anlattı: “Ben o sırada Ankara’da ANKA ajansını kurmuş gazetecilik yapıyorum. Akşam gazetesinin de yazarıyım. O sırada Deniz Gezmişleri süreci bitmiş durumda. Meclis’te idamlarının tasdiki söz konusu. Biz bazı arkadaşlar bir araya geldik. Memleketin okur yazar insanları olarak karşı çıkalım ki meclisten dönsün bu idamlar diye imza kampanyası başlattık. İdam cezalarının ilkel olduğunu, dünyada ortadan kalktığını, siyasi idamların önlenmesi gerektiğini yazdık. Epey bir imza toplandı. Bunları ben götürdüm Meclis Başkanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı özel kalemine verdim. Basın toplantısı yaptık açıkladık.”
“O arada da Sofya’ya bir uçak kaçırma hadisesi oldu. Tanımadığımız bilmediğimiz kişiler ama onların amacı da idamları engellemekti. Ama başarılı olamadı idamlar gerçekleşti. İdamlardan sonra Sofya’dakilerden bir kısmı gözaltına alınmış, bizi de ortaklığımız vardır diye gözaltına aldılar. Mademki iki grup da Deniz Gezmişler’in idamına karşı o zaman ortaklıkları vardır diye düşünmüşler. Bizi hücre hapsine aldılar sorguya çekiyorlar. İrtibatı aramak için de şahit buluyorlar. Havaalanında uçağı kaçırmak için Leyla diye bir hostesle Diyarbakırlı Mahmut isimli bir havaalanı görevlisiyle işbirliği yapmışım ben… Ama Leyla da yok Mahmut da yok havaalanında. Yani biliyorlardı suçsuz olduğumuzu. 7-8 saat devam eden bir soruşturma sonunda gözümüzü açtılar şunu imzalayın dediler. Biz artık biliyoruz ki sizin bununla bir alakanız yok. Tahliye edileceksiniz ama bir süre geçecek. Bu gazetelerde manşet oldu, radyolarda da duyuruldu o yüzden olayın unutulmasını bekleyelim. 2.5 ay sonra gerçekten de bıraktılar.