Ana gündemimiz yüksek enflasyon.
Hükümet, enflasyonda belirgin düşüşün Hazirandan itibaren başlayacağı söylemine devam ediyor. Ve ülkemizi, ‘gri listeden çıkacağız’ deniyor.
Hatırlayalım:
Cumhuriyetle yüzlerce fabrika, tesis kuruldu. Hükümet 15 – 20 yılda; ne kadar fabrika, üretim yapan değer varsa hepsini sattı savdı. Bugün yerlerinde yeller esiyor.
Bazı yerler de, Türkiye Cumhuriyeti (T.C) ibaresi tabelalardan silindi.
Hazine’deki milyar dolarlara ne ol oldu, bilen var mı?
Kadın hakları için İstanbul Sözleşmesi vardı, bir anda sözleşme tek kalemde silindi.
Son depremde 11 kentimiz yıkıldı binlerce canımız gitti.
Ama sorumlu tek bir devlet görevlisi, görevinden ayrıldı mı?
İstanbul’da seçim sonucu umdukları gibi çıkmayınca itiraz ettiler ‘oylar çalındı, aktarıldı, eksik, mühürsüz’ dediler. Seçim iptal edildi. Sonra dedikleri ne varsa unutturuldu.
Liyakat, mülakata takıldı.
Milyonlarca insan iş umuduyla KPSS ve ne kadar sınav varsa girip kazandı. Hatta bazıları 100 üzerinden 100 aldı, ilk yüze girdi, birinci oldu ama iktidara yakın olmadıkları için birer dakikalık mülakatlarda emekleri heba oldu.
Diyanet, Mustafa Kemal Atatürk adını hutbelerinde anmayı unuttu.
Koskoca Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar yok sayıldı.
Milyonlarca emekli üç kuruş maaşa mahkum edildi. Çalıştıkları yıllardaki birikimleri ve insanca yaşam hakları unutuldu. Eskiden çalışanlar emekli olunca kıdem tazminatları ile ev, araba alıyordu. Artık bir araba tekeri alınamıyor.
Verimli arazilerine imar çıkardılar. Tarım alanları azaldı, Türkiye kendi kendine yeten ülke dedirten milyonlarca çiftçi tarlayı, traktörü bıraktı.
2008-2023 arasındaki 15 yılda 400 bine yakın maden ruhsatı verildi! TEMA’ya göre sadece 24 ildeki madenler yüzünden 3 binden fazla endemik canlı türü bu dünyadan silinme tehlikesi altında.
Erzincan’da dokuz işçimize hala ulaşılmayan, tonlarca siyanür kullanarak altın aranan toprak altında. Madene çalışma izni verenler, unutturuldu.
Maliye Bakanlığının israfı önleme uyarıları vardı.
Tüm devlet dairelerinde israfı önleme isteğine ne oldu?
Her siyasi toplantı, yüzlerce en lüks çakarlı araç konvoyuna dönüştü.
”İtibardan tasarruf edilmez.” Dediler..
Şimdi de; hükümetin kredi kartlarına nasıl bir önlem alacağı merak konusu. Bir yandan bankalar yüksek faizlerle kredi dağıtıp kredi kartı limitlerini yükseltmeyi pazarladığı bir dönemde bir yandan da vatandaşın hayat pahalılığında en büyük yardımcı olarak gördüğü kredi kartları konusu çok hassas bir konu. Bir sınırlama şart ama sert fren herkesin canını yakacak…
Genel seçimlerde;” güven, istikrar, rekabetçi bir ortamda büyümeye, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat yoluyla yapısal cari açık sorununu ortadan kaldıracak politikalarımızı kalıcı bir şekilde hayata geçireceğiz” dediler.
Ama: rant, yalan, talan, kötü sözler ve gerçekleşmeyen vaatlere devam!