Yusuf Akkaş’ın açıklamasını dinleyenler / okuyanlar eminim ki çok samimi bulmuştur. Ben de öyle değerlendirdim.
Öte yandan kafama takılan soruları da yazmadan geçmek istemedim.
15 senede Türkiye’nin en büyük zincir restoranı haline gelen Köfteci Yusuf’un şirketinin hala el yormadıyla yürütüldüğünü anlıyoruz.
Yiyecek üretilen bu tesislerde kamera kayıtları nasıl arşivlenmez mesela? Geçmiş kayıtlara ulaşamıyoruz ne demek..?
Sevkiyat nasıl şifreli metotlarla yapılmaz mesela..? Dost var, düşman var, neden önlem alınmaz?
İlk domuz eti tespiti yapıldığında şimdi iddia edilen eksiklikler, hatalar, yanlışlarla ilgili neden suç duyurusunda bulunmadı? Sebep gerçekten önemsememek mi, boş vermek mi?
Yurdum insanının sıcaklığını hepimiz Yusuf beyde buluyoruz eyvallah… Ancak daha önce hakkında çıkan Fetöcü ve ‘mafya çökmek istedi’ söylentilerine paralel çok daha fazla önlem alması gerekmez miydi?
Bugün 2 milyar dolar cirolardan, marka değerinden bahsedilen Köfteci Yusuf özellikle bu değerli markanın bir suikasta maruz bırakılabileceğini hiç mi hesap etmedi?
Yada kurumsallaşma, markayı konumlandırma, koruma anlamında hangi adımı attı?
Ve Bursa markası olduğundan mütevellit Bursalıların canhıraş korumaya aldığı Yusuf bey Bursa’ya, Bursalıların faydalanacağı herhangi bir değer, okul, cami, spor salonu vs kazandırdı mı?
Kaç tane basın mensubuyla bugüne dek bir araya geldi, tanıştı? Veya kurumunun reklamı Fetö yayınlarında yer aldı mı..?
Yusuf bey bu girdaptan çıkarsa Bursalılar sayesinde çıkacak, onlara çok şey borçlu olacak..!