
”Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir.” Henry Kissinger
Bu söz aslında dünyanın kısa özetini vermektedir.
Barış adı altında çıkarılan savaşlar, özgürlük adı altında takılan prangalar vb. Gerçekle aramıza giren algı yönetmenleri ve manipülatörler gördüklerimiz, duyduklarımız, yaşantılarımız hatta dokunduğumuz her şeyi ustaca nasıl yorumlayacağımızı bize anlatırlar.
Maalesef; günümüzde gerçeği görebilmek gerçekten kolay olmadığını, manipülasyon sürecini çok daha fazla yaşadığımız ortamda:
Aşırı seviyede yokluk ve yoksulluk çekenlere söylenen sözler vardı.
Dünyada; “Ekonomiye yönelik kur saldırısı ve algı operasyonlarını tek tek püskürten Türkiye, Ekonomide ‘Güven’ rekoru kırdı” Diyen Berat Albayrak vardı. Ansızın gitti.
Psikolojide güven ise: İnsan ilişkilerinde güven, karşı tarafın size zarar vermeyeceğine dair bir beklentidir; insanlar güvendiklerinde, karşılarındaki kişinin dürüst, tutarlı ve güvenilir bir şekilde davranacağını umut ederler.
Kişiler, birbirlerine olan güvenlerini hareketleriyle güçlendirirler.
Ancak her güven risk taşır, çünkü sizin kontrolünüz dışında bir beklentiye dayalıdır. Eğer kişi beklediğiniz veya size vaat ettiği gibi davranmazsa, hayal kırıklığıyla birlikte karşınızdaki kişiye karşı duyduğunuz güven de azalmaya başlar.
Herkes gibi ben de defalarca kandırıldım, aldatıldım, ihanete uğradım.
Maalesef bu, hayatın doğal akışında var.
Bunları yaşarken, etrafımdaki insanların da aynı yollardan geçtiğini gördüm. Sonunda geldiğim noktada, insanların aslında konuşurken olmak istedikleri ya da hayal ettikleri şeyleri söylediklerini, gerçekleri duygu durumlarına göre süsleyip abarttıklarını veya kötülediklerini anladım. Sözlerin, vaatlerin çoğunlukla kolayca ağızdan çıktığına ve hiç söylenmemiş gibi yok olup gittiğine şahit oldum.
Anladım ki aslında insanlar sözleriyle değil, hareketleriyle konuşuyorlar.
Bu yüzden, benim için güvenin gerçek ölçütü her zaman yapılan işler olmuştur.
Bir insanın ne söylediği değil, ne yaptığı önemlidir; çünkü hareketler, duyguların ve niyetlerin en net ifadesidir.
Bugün Türkiye’deki siyasetçileri de değerlendirirken söylediklerine değil, yaptıklarına bir bakarsanız asıl niyetlerini daha iyi anlarsınız.
MÜSLÜMANLARIN MUTLU OLDUĞU, GÜVENDİĞİ ÜLKELER
Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk’ün çalışmalarına göre:
“Müslümanların perişan olduğu ülkeler: Filistin, Afganistan, Libya, Irak, Yemen, Suriye.
Müslümanların mutsuz olduğu ülkeler: Cezayir, Mısır, Fas, Tunus, İran, Pakistan, Özbekistan, Türkistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suudi Arabistan.
Müslümanların mutlu olduğu ülkeler: Avustralya, Kanada, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, İsviçre, Amerika, Norveç, Hollanda, Danimarka.
Yani, Müslümanlar, Müslüman ülkelerin tamamında perişan veya mutsuz. Müslüman olmayan ülkelerin tümünde ise mutlu ve keyifli.
Türkiye’de durum ne?
Yaşar Nuri Öztürk, vefatından önce, Türkiye’nin “Müslümanların mutlu olmadığı” ülkeler arasında yer aldığını söylemişti.