Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.
Biz; ne Japonya, ne de kendini depreme hazırlamış bir ülkeyiz.
Başarı, “Doğru olanı doğru zamanda yapmaktır.”
Elazığ’da yıkılan binanın o felaket kolonlarına rağmen iskan izni vereni şimdi cezalandırmak, gidenleri geri getirir mi?.
Zamanında o izin verilmese, o bina da şimdi etrafını çepeçevre çeviren öbür binalar gibi ayakta olurdu.
Birileri çalmış.. Birileri de göz yummuş.
İstanbul, Bursa gibi depremden etkilenecek şehirlere yönelik bir kampanya için ille de bu şehirlerin yerle bir olması, yüz binlerce yakınımızın ölmesi mi gerekiyor?
Daha neyi bekliyoruz?
O çürük binaları deprem yıkmadan devlet yıksın, felaket sonrası yapılacak vicdani çağrılar ve bağışlar da deprem olmadan hayata geçirilsin ki bir işe yarasın!
Devlet öncü olsun, hepimiz destekleyelim!..
Neyse bu hayati konu, devletin ve bilim adamalarımızın konusu.
Tatil bitti, okullar açılıyor..
Geleceğimiz, biricik yavrularımız hakkında yazacağım:
Bu yıl sınava girecek 1.8 milyon ortaokul son sınıf öğrencisi var.
Liselere bu yıl +600 bin öğrencinin daha kayıt yaptıracağı Bakan Selçuk tarafından da doğrulandı!
Geçen yıl bir milyon 200 bin öğrenciye yer bulamamıştık, sayı bu yıl bir milyon 800 bine çıkacak!
– Örneğin, kaç yeni lise açılacak?
– Ek olarak kaç branş öğretmeni alınacak?
– Kaç okulda daha ikili eğitime geçilecek?
– Sınıf mevcutları kaç olacak?
– Kaç öğrenci açık liseye yönlendirilecek?
– Kaç öğrenci kolejlere gitmek zorunda kalacak?
– Kaç öğrenci zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen sokağa bırakılacak?
– Tümüyle değiştirildiği açıklanan, sonra pilot uygulamaya dönen yeni lise 1 müfredat
programı hangi okullarda uygulanacak?
– Bir sonraki Bakan kaldırırsa ne olacak?
– Sınavla öğrenci alan okul sayısı artırılacak mı?
– Kontenjanının yarısını bile dolduramayan meslek lisesi ve imam hatip liseleri Anadolu
liselerine dönüştürülecek mi?
– Her mahallede bulunan eski klasik liseler yeniden açılacak mı?
– Sınıfta kalma olacak mı?
– Hadi bugün için çözüm bulundu, 4 yıl sonra üniversiteye girişte ne olacak?
– Özel okullara mecbur kalan veliler için en azından KDV indirimi gelecek mi?..
Ne olur, çocuklarımızı istemedikleri liseye mahkûm edip, eğitim hayatlarını zehir etmeyelim. Eğitimin elbette onlarca başka sorunu da var ama bu, en acil ve en çarpıcı olanlardan biri..
Depremi unutmayalım, unutturmayalım.
Deprem,tatile ÇIKMADI!
