Bugün mazisi insanlık tarihi ile başlayan milletimizin, üzerinde yaşadığı toprakları vatan yapma, milli varlığımızı sürdürme, bağımsızlık, insanlık ve barış ideali uğruna verdikleri mücadelenin, Çanakkale’de ete ve kemiğe büründüğü bir zaferin yıldönümünü hep birlikte, milletçe yad etmenin heyecan ve gururunu yaşıyoruz.
Çanakkale Zaferi, mücadeleleri ile adlarını tarihe altın harflerle yazdıran şehitlerimizin yüreğimizde yaktığı ateşin adıdır. Bu ateş, her türlü tehdide karşı vereceğimiz mücadelede sarsılmaz ve tükenmez gücümüze ebedi kaynak teşkil edecektir. Milletçe şunun farkındayız ki; Çanakkale’de ve diğer savaş alanlarında dökülmüş olan şehit ve gazilerimizin kanları, hala ülkemizin savunması için bizlere çok büyük bir motivasyon sağlamaktadır. Emsalsiz mücadeleleri neticesinde şehitlerimizin kanları ile çizdikleri bu vatan topraklarına ve bıraktıkları değerlere aynı inanç, aynı azim ve aynı kararlılıkla sahip çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, ulusumuzun birlik ve beraberliğini, Cumhuriyetimizin temel niteliklerini değiştirerek emellerine ulaşmak isteyen dış güçlerin ve onların ülkemiz içindeki taşeronlarının oyunlarına gelmemenin ve bunlarla mücadele etmenin her şeyden önce yüz binlerce şehidimize karşı milli sorumluluğumuz olduğunu asla aklımızdan çıkartmıyoruz. Hatta bugün hür ve bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklara çok kolay sahip olmadığımızın bilincinde olarak, şehitlerimizin emanetini geleceğe ve daima yükseklere taşıma kararlığımızın her geçen gün daha da güçlendiğini ifade etmek isterim.
Bu duygu ve düşüncelerle, Çanakkale Zaferi´nin 102. yıl dönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü´nde bu toprakları bize vatan kılan, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.