Bir Zamanlar, Sevgi ve saygı vardı..
Bir Zamanlar, Büyük – küçük ilişkisinde ‘SAYGI’ ön planda idi..
Bir Zamanlar, İnsana insanca değer veriliyordu..
Bir Zamanlar, 1959’da Avrupa birliği umudu yeşermişti..
Bir Zamanlar, Sevilen ve sayılan bir ülke konumuna girdik..
Bir Zamanlar, Komşularımızla sıfır sorun vardı aramızda..
Bir Zamanlar, Düşünen , araştıran ve sorgulayan,
Bir Zamanlar, Çalışan, çok çalışan ve üreten bir toplumduk.
Bir Zamanlar, İş yerlerinin kapısı açık Cuma namazına gidiliyordu..
Bir Zamanlar, Esnaf;” bende yok, yan komşuda var, oradan al” diyordu..
Bir Zamanlar, AST–ÜST İLİŞKİSİ vardı..
Bir Zamanlar, Öğretmen sayılır, sevilirdi..
Bir Zamanlar, Öğrenci, öğretmenini dinlerdi..
Bir Zamanlar, Usta- çırak ilişkisi çooook yüksekti..
Bir Zamanlar, Kadın – erkek eşitliği büyümekte ve gelişmekteydi..
Bir Zamanlar, Trafikte saygı daha çoktu..
Bir Zamanlar, Özel hayata çok saygı vardı..
Bir Zamanlar, Asgari ücretle geçinmeye çalışan,
Bir Zamanlar, Fazla kart borcu olmayan,
Bir Zamanlar, Kredi alıp, kendini zora sokmayan,
Bir Zamanlar, “Ayağını yorganına göre uzatan..”
Bir Zamanlar, Gülen yüze sahip olan,
Bir Zamanlar, Hiç kimsenin tavuğuna ”KiŞ” demeyen,
Bir Zamanlar, Hukukun üstünlüğüne inanan,
Bir Zamanlar, Dışarda’ işsizi’ çok olmayan,
Bir Zamanlar, Çok fazla gösterişe önem vermeyen,
Bir Zamanlar, Çok sağlıklı ve refah seviyede yaşamaya çalışan,
Bir Zamanlar, Kin, öfke, nefret ve korkusu OLMAYAN, ÖRNEK BİREYLERDİK.
Şimdi;
-Toplum da; Sesini çıkarmasan, baskıya boyun eğsen, mahalle baskısına eyvallah etsen de; Yolda, minibüsle okuldan evine giderken, sevdiğinle arabanla gezerken
şiddet, baskı, kin, öfke, nefret, ölüm seni gelip bulabilir..
-Herkes herkesin düşmanı..
-Kapımızı kilitlesek de soygundan kaçamaz , -Kin, öfke, nefret ve korku toplumu olduk.
-Yıllardır rüzgâr ekildi bu toplumda; şimdi geldi çattı fırtına biçme zamanı.
Ağır bir travma altındayız. Hayatlarımıza ağır yükler bırakıyor hiç tanımadığımız, bilmediğimiz gözü dönmüşler…
Ruh sağlığı, psikolojisi sağlam kaç kişi kaldı bu ülkede? Yıllarca ötelenen ‘SEVGİ’ mize ve ‘SAYGI’mıza ne oldu?
-Ahlak ve toplumsal yapı, son yıllar da çok değişti Türkiye’de…
-Halk, geçinemez ve dayanamaz oldu.
-Son 7-8 yılda fabrika ayarlarına sert bir dönüş oldu. Türkiye kısa parantezler dışında zaten toplumsal mücadelenin sert yaşandığı, şiddet dolu bir toplum olageldi. Hafif bir umuttan sonra sert biçimde şiddetin yoğunluğunun artmasıyla, bir sürü kesim açısından umutsuzluk, içe kapanıp sertleşme, öteki sayılanlara karşı tahammülsüzlük, kendini koruma ve imkânlarını bencilce artırma eğilimleri belirdiği söylenebilir..
-İşsizlikte son 7 yılın en yüksek artışı gerçekleşti. İşsizlik Aralık ayında geçtiğimiz yılın Aralık ayına göre 668 bin kişi artarak, 3 milyon 872 bin kişi oldu
-Doların ateşi yükseldi
– Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Türkiye genelinde toplam 101 bin 614 esnaf ve sanatkar işletmesinin kapandığını açıkladı.
-Hollanda ile Almanya ilişkilerinin gerilmesi Avrupa Birliği sürecini de tehlikeye soktu. Uzmanlara göre, Türkiye ile AB ilişkilerinin kopması ciddi bir ekonomik kriz demektir. Kuralların, kanunların, utanmanın, ahlakın tepeden tırnağa aşındığı, değer yargılarının dibe vurduğu, sevgi ve saygı gibi duyguların silindiği, gelecek endişe ve korkularının insana egemen olduğu bir öfke ve nefret toplumu cinnetle sarmalanıyor.
Buna son verme zamanı geldi ve geçiyor..
Geri gelmesi için eğitime çok önem verilmesi acildir… Einstein’ın da dediği gibi “Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.”
Sanırım, ’Sittin sene’ (sonsuza kadar, mütemadiyen,HİÇ.)- 60 yıl sonra 2019’da Avrupa birliğine GİRECEĞİZ.