Azerbaycan’ı tüm kalbiyle seven ve “Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz, kederimiz kederimizdir” diyen Atatürk’ün, her bir Azerbaycanlının kalbinde yer edindiği ve büyük saygıyla anıldığı vurgulayan; Cumhurbaşkanı Aliyev’in, 10 Kasım tarihinin Atatürk’ü anma günü olduğunu dikkate alarak “Zafer Günü”nü, Karabağ’ın incisi Şuşa’nın kurtuluş günü olan 8 Kasım’a çekildiğini bildirmesiyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygısını yeniledi.
***
Tam 90 yıl önce; 23 Aralık 1930 günü, İzmir’in Menemen ilçesinde, bir grup şeriat yanlısı, sarıklı cübbeli müritleriyle Manisa’dan Menemen’e gelen tarikatçı Derviş Mehmet, çarşıdaki Gazez Camisi’ne daldı, sabah namazı kılan ahaliyi: “Din elden gidiyor, imanımızı kurtarmaya geldik, ne duruyorsunuz” diye bağırarak milleti isyana sürükledi. Yedek subay ve Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden olan Mustafa Kubilay; “Sulh”u sağlamak için oraya gitti. Gözü dönmüş isyancılar, yedek subayı orada şehit ettiler..
Yetmedi, 25 santimlik testere ağızlı bağ bıçağıyla kafasını gövdesinden ayırdılar, saçlarından tutarak taşa vurdular, sırığın ucuna saplayıp sokak sokak dolaştırdılar.
“Cumhuriyet bitmiştir, işte kafirlerin sonu” diye bağırarak, alkışlayarak, sevinç çığlıkları attılar.
Kubilay’ın kafasını taktıkları sırığı, ilçe meydanındaki telgraf direğine bağladılar.
Derviş Mehmet haykırıyordu, “kan içmek haramdır, fakat bunların kanını içmek helaldir” diyordu..
Kubilay’dan süzülen kanı avuçlayıp avuçlayıp, ağızlarına yüzlerine sürüyorlardı.
Müdahale etmeye çalışan kahraman bekçilerimiz Hasan ve Şevki’yi de oracıkta şehit ettiler.
Edirne’de olan Mustafa Kemal:
Bu acı haberi duyduğunda, hem kahroldu, hem müthiş öfkelendi.
“Bu aslında, Cumhuriyet’in ve bizim başımızı kesmektir” dedi.
Ulusa başsağlığı mesajı yayınladı.
“Kubilay, gericiler tarafından vahşice şehit edilirken, halktan bazılarının alkışlaması, bütün cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır. Bu saldırı, bizzat Cumhuriyet’e karşı öldürme girişimidir. Ordunun kahraman genç subayı ve idealist öğretmeni Kubilay’ın temiz kanı, Cumhuriyet’in hayatını tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır” dedi.
Menemende; birbirine yaslanmış, dikilitaş biçiminde üç direkten oluşan, Kubilay, Hasan ve Şevki’yi simgeleyen mermer kaide,15 metre 66 santim yüksekliğinde, elinde mızrak tutan çıplak bir Türk gencinin bronz anıtında:
“İnandılar, dövüştüler, öldüler, bıraktıkları emanetin bekçisiyiz” yazar..
Menemen olayından sonra , isyanda parmağı olan kişiler İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edildiler. Bazıları da çeşitli ağır cezalara çaptırıldı.
İşte BİZ: Böyle bir Cumhuriyet ve Cumhuriyet ordusunun sevgisi ve saygısıyla yetişen bir halkın vatanperleriyiz.
Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı tartışması şimdilik sonuç vermeyebilir.. Çoğunluğun bu konulardan rahatsız olduğu kesin görünüyor..
AMA
Türkiye CUMHURİYETİ’nin, milletinin ve devletinin ordusu olan;.TÜRK Silahlı Kuvvetlerini tartışmaya kimsenin gücü yetmez.
Yani Türk Ordusu içerde olduğu gibi dışarda da, hiç kimsenin ideolojik tercihleri doğrultusunda hareket edemez ve etmemeli.
Onun için Mustafa Kemal “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” demişti.
Türk Ordusu’nun görevi bu “Sulh”u sağlamaktır.
Başöğretmen, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e gerçek saygı ve sevgiyi devam ettirdiğimiz sürece, bizi hiç kimse yıkamaz.
