Dünyanın hiçbir yerinde uygulaması olmayan, 65 yaş üstüne getirilen haksız kısıtlamaların, yalnız ülkemizde olması çok manidar.
Tüm dünyada yaşlılar büyük saygı görürken, “Oturun oturduğunuz yerde, yaşadığınıza bile şükredin!” algısını oluşturmak ne kadar doğru?
Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu bu kararları alırken, 65 yaş üstünü zorunlu hiçbir ihtiyacı olmayan, ot gibi yaşayan insanlar gibi gördüler maalesef!
Bir yıldır, hemen hemen her gün yeni kararlar alınıyor.
“65 Yaş üstündekiler, sokağa çıkmasın”,
“65 Yaş üstündekiler, izole olsun”,
“65 Yaş üstündekiler, seyahat etmesin”,
“65 Yaş üstündekiler, yaşlıdır”.
67 Yaşında Tolstoy, bisiklet sürmeyi öğrendi.
Mimar Sinan; 70 Yaşında Süleymaniye Camisini, 86 Yaşında Selimiye Camisini yaptı.
Gıdasına, bedenine ve ruhuna gerekli özeni gösteren, içinde yaşama, öğrenme, öğretme, faydalı olma gibi hislere sahip tüm insanlar için hiçbir şeyin “YAŞ” ı olmaz, olamaz..
‘İhtiyar’ kelimesini duyduğumuzda; avurtları çökmüş, yüzü kırışık, bir elinde baston ve zor hareket eden bir insan tiplemesini düşlüyoruz.
Oysa ‘İHTİYAR’ kelimesi Arapça kökenli ama Türkçemize yerleşmiştir.
Asıl anlamı; “seçkin” ve “hayırlı”dır.
Anadolu da, “kırsalın millet meclisi” veya “ ihtiyar heyeti” dir.
Buda; köyün öğretmeni, köyün imamı ve ileri gelenleri, demektir.
Bernard Shaw; “Yaşlanmadan akıllanmayı çok isterdim!” der.
Şahsım; 65 yaş üstü bilgelerle konuşmak bana zevk verir. Kıymetlimdir.
65 yaş üstüne yapılanlar Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı ama ülkemizde yasalara da saygı yok!
Hafta arasında sadece saat 10.00 ile 13.00 arasında sokağa çıkma izni verilen, toplu taşıma araçlarına binmeleri yasaklanan yaşlılar, hafta sonlarında tamamen hapsedildiler!
Peki, bunların bakkal, market gibi ihtiyaçları nasıl karşılanacak?
Ekmeklerini, gazetelerini nasıl alacaklar?
Hafta arasında doktor, eczane, hastane gibi ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklar?
Yaşılar toplu taşıma araçlarına binemeyecekler, ceplerinde para yoksa (ki çoğunun yok) taksi de tutamayacaklar.
Doktora, hastaneye kilometrelerce yürüyerek mi gidecekler?
Bu iktidar, bedelini sandıkta ağır ödeyecek sanıyorum.
Tek başına evde kalan bir ablamız haykırıyor!..
“Nedir bu çektiğimiz!..”
155 ve 112’yi arayarak ‘ulaşım yardımı’ talep ettim. Bin dereden su getirdiler.
Allah’a şükür benim maddi imkânım var. Taksi tutabildim. Peki, özel aracı ve maddi gücü olmayan 65 yaş üstü vatandaşlarımız ne yapacak?
Yaşlılara hem sokağa çıkma ve toplu taşıma araçlarına binme yasağı getirecek, onları esir edeceksiniz, hem de zorunlu ihtiyaçları olduğunda yardım etmeyeceksiniz!..
Bir gün gelecek siz de ’İHTİYAR’ olacaksınız..