97 Yıl öncesi;
Cumhuriyet kurulduktan sonra yabancı şirketlerle masaya oturulmuş ve sözleşmeye bazı şartlar konmuştu.
İstanbul’da tramvay taşımacılık hakkını elinde bulunduran Belçikalı şirketin o yıllarda tam bilet seksen para, öğrenciler için ise yarım bilet parası yani kırk para …
Ama şirket; öğrencilerden de 80 para istedi.
Öğrenciler 40 para ödedi.
Kavga çıktı.
İlk öğrenci eylemi o zamanlar da oldu. İstanbul’daki tüm üniversite öğrencileri ayaklanmıştı.
Yoldan geçen bazı vatandaşlar da hakkını arayan öğrencilere tepki gösteriyordu.
“Ne olacak, bunlar 40 paralık adamlar”
İşte kırk paralık adam lafı da tam oradan geliyor…
Bazı kendini bilmez sözde insan müsveddeleri birilerini aşağılamak için söyler ya:
” O kim oluyor kırk paralık adam” oysa kırk paralık adam öğrenci demektir.
Geleneklerine bağlı; Üniversite sınavında 500 ve 1000 sıralamasına giren en üst beyne sahip, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri kayyum gibi rektör atanmasına tepki göstererek günlerdir eylem yapıyorlar.
“Sen kim oluyorsun, sen kimsin ki benim aldığım bir karara karşı çıkarsın” Mantığı ile öğrencileri dayaktan kırıp geçiriyor ve öğrencilere pek çok seviyesiz yakıştırma da yapılıyor..
Maalesef, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için :
“Bunlar evlat değil, başları ezilmesi gereken zehirli yılanlardır” diye sesleniyor.
“Kırk paralık adam bunlar” ve en inciteni ‘terörist’ sıfatını koymaya yeltendiler..
Geçen gün; Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri, Cumhurbaşkanı’na hitaben bir mektup yayınladılar ve o mektubun bir bölümünde; “…Biz farkındayız ki, ne Boğaziçi Üniversitesi Türkiye’nin en önemli kurumu ne de Melih Bulu’nun kayyum olarak başımıza gelmesi Türkiye’nin en önemli sorunudur.
İstifanız talebine gelince, biz sizi bu mesele nedeniyle istifaya çağırmayız.
NİYE Mİ?
Siz istifa edecek olsanız,
-….…
-Soma’da 301 madenci katledildiğinde istifa ederdiniz!
-Çorlu’daki tren kazasından sonra istifa ederdiniz!
-Başta KHK’lar olmak üzere, işsiz bıraktığınız ya da iş bulamayan binlerce yurttaşın geçim derdini görüp istifa ederdiniz!
-O zaman halkı yoksulluğa mahkum eden ekonomi politikalarınız içinden çıkılmaz hale gelince damadınızı kurban etmek yerine sorumluluğu üstlenirdiniz.
-Örnekler çoğaltılabilir, fakat siz hiç istifa etmediniz.
Sizin tabirinizle yürekli olmak yerine safça kandırılan olarak görünmeyi tercih ettiniz.
Şimdi sizi niye istifaya çağıralım?
Biz Melih Bulu o koltukta oturduğu sürece protestomuzu boyutlandırarak sürdüreceğiz
Bu konuda gerekeni yapıp yapmamak ise sizin bileceğiniz iştir.” Dediler.
Günümüzde; “Kaç paralık adam ki” Parası olana beyefendi denir.
Parası olmayan adam bile değildir.
Bugün öğrenciler toplu ulaşım araçlarına yarım biletle biniyorsa, bu 1924 yılındaki o “40 Paralık adamlar”’ın sayesindedir…
Eskilerin öğrencilere ”40 paralık adamlar” demesinin nedeni de budur…