Mart-Nisan aylarında piyasaların açılmasının beklendiğini belirten UHKİB Başkanı Gündemir, düşük döviz kuru ve yüksek hammadde fiyatlarının Türk firmalarının rekabet şansını azalttığını söyledi.
Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, pandemi sürecinde hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün önemli bir sınav verdiğini belirterek, “Sıkıntılara rağmen firmalarımız ayakta kalmayı başardı. Ancak döviz kurlarındaki hızlı dalgalanma ve yüksek hammadde maliyetleri gelecek hesaplarını olumsuz etkileyebilir” dedi.
İhracatta artışın büyük bölümü pariteden
2020 yılı haziran ayından itibaren sektör ihracatında kademeli artışların dikkat çektiğini belirten Gündemir, “Pandemiye rağmen yılın son aylarındaki bu artış, yılın ilk yarısındaki gerilemenin etkilerini hafifletti ve sektör yılı yüzde -3,1 gerilemeyle 17,1 milyar dolar ihracatla kapattı. Aynı dönemde Uludağ Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ihracatı ise yaklaşık yüzde 8 artışla 738,2 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ocak ayında 66,6 milyon dolar ihracat gerçekleştiren birliğimizin ihracatındaki artış oranı yüzde 10,32 oldu. Ancak sektör ihracatındaki artışın büyük bölümünün pariteden kaynaklı olduğunu da belirtmekte fayda var” diye konuştu.
“Hız ve tedarik zinciri etkinliği bizim rekabetteki avantajımız”
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün büyük bölümünün, pandemi döneminde devletin verdiği destekler yanında; hızlı hareket edebilme yeteneği sayesinde ve koruyucu maske vb alanlarda üretime ağırlık vererek ayakta kalabildiğini kaydeden Nüvit Gündemir, 2021 yılında fırsatlar olduğu kadar risklerle de karşı karşıya kalacaklarını bildirdi. İki çeyrek sürmesi beklenen pandeminin bir yılı geride bıraktığını bunun da pazarda bir açlık meydana getirdiğini vurgulayan UHKİB Başkanı Gündemir, “Pandemi döneminde yurt içinde mağazalar kısıtlı olsa da çalışmalarını yapabildiler. Ancak Avrupa’da durum çok farklı. Orada tamamen kapalılar. Aşının bulunması ve her ne kadar istenen hızda olmasa da aşılama çalışmalarından sonra Nisan – Mart aylarında pazarların yeniden açılması bekleniyor. Belki 2019 yılı gibi canlı olmayabilir ancak, yine de hareket görülür. Böyle bir durum Türk firmaları için çok önemli bir fırsat yaratacaktır. Konteyner krizi nedeniyle AB’nin Uzakdoğu pazarından tedariki daha da güçleşecek. Biz ise TIR’larla ihracatımızı rahatlıkla yapabiliyoruz. Hem pazara yakınlığımız hem de hızlı üretim bizi bir adım öne çıkaracak” diye konuştu.
İhracatçı istikrarlı kur istiyor
UHKİB Bakanı Nüvit Gündemir, Türkiye’nin avantajları yanında dezavantajlarına da dikkat çekti. Özellikle döviz kurlarındaki hızlı dalgalanmanın ihracatçının karşısına çıkan en büyük risk olduğunu belirten Gündemir sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz ihracatçılar olarak her zaman istikrarlı kurdan yanayız. Hızlı yükselmeler de hızlı düşüşlerde bizim için sorun. Doların 6 liradan 8.5 liraya çıkması durumunda hemen ihracatçıların çok mutlu olduğu iyi para kazandığı görüşü ortaya atılıyor. Oysa ki hiç de o kadar kolay değil. Bir kere bizim de hammadde fiyatlarımız da yükseliyor. Hammadde tedarikinde sorunlar yaşıyoruz. Böyle olunca pazara yakın olmak, hızlı üretim gibi avantajlarımız da bir işe yaramıyor. Rekabet şansımız azalıyor. Öte yandan döviz hızla yükseldiği zaman büyük mağaza zincirleri olan müşterilerimiz hemen indirim istiyor. Doğal olarak pazar kaybetmemek için hayır diyemiyorsunuz. Dövizin hızlı düşmesi ise başlı başına bir sorun. Hammaddesini yüksek fiyattan alarak ürettiğin ürünü daha düşük fiyatla satmak zorunda kalıyorsunuz. Buna bağlı olarak ileriye dönük siparişler için fiyat vermekte zorlanıyorsunuz. Bu nedenle ihracatçı her zaman istikrarlı kurdan yana”
“Pazar kazanmak daha önemli”
İhracatçılar için rekabetçi kurun 7.40 – 7.70 bandı olduğunu belirten UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir, Doların 7 TL’nin altına düşmesi halinde Uzak doğu ile aramızda makas açılır ve rekabet şansımızı yitiririz. Şu anda zaten firmalarımız kurun düşmesine rağmen hammadde fiyatlarındaki artış nedeniyle fiyat vermekte zorlanıyorlar. Birçok sektör gibi bizim sektörümüz için de 2021 direncimizin test edileceği bir yıl olacak; Tabii ki firmaların yaşayabilmesi için kar etmesi gerekiyor. Üstelik uzun süredir sıkıntıda oldukları düşünülürse ve de yüksek işletme sermayesi ihtiyaçları, finansman maliyetleri göz önüne alınırsa bu bir mecburiyet. Bu yıl belki kısa vadede doğacak fırsatlardan para kazanılabilir ancak o da kısa süreli olur. Bana göre kısa vadeli çok kazanmak yerine uzun vadede kazanmayı amaçlamak daha doğru. Çünkü bu işler artık ilişki yönetimi oldu. İlişki yönetimi ve hizmet kalitesi ile pazar kazanmak ve bunun sonucunda da uzun dönemde para kazanmak en kalıcı başarı faktörümüz olabilir.